14 Mayıs 2018 Pazartesi

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü: Çiftçi tuş oldu..!


Çiftçiler, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’ne buruk girdi. Üretim maliyeti pahalı, ürün fiyatları maliyeti zor karşılayacak kadar düşük. Kurlar yükseldikçe tarımsal üretim ithalata bağımlı olduğu için çiftçinin beli iyice bükülüyor!
Tarım Bakanlığının verilerine göre 941 havzada 21 ürüne tarımsal destek veriliyor fakat yeterli gelmiyor. Türkiye’de tarımsal desteklemelerin yeterli olmadığına da dikkat çeken CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Farklı adlarla çeşitli tarımsal desteklemeler yapılıyor. Ancak bu desteklemeler yaraya merhem olmuyor. Girdi maliyetlerinin her geçen gün arttığı ülkemizde, bazı yörelerde çiftçilere bir yıl içinde verilen tarımsal desteklemelerde, çiftçinin traktörünün deposu bile dolmuyor” tespitinde bulundu.
TOHUMDA BAĞIMLILIK
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın verdiği bilgilere göre, Türkiye’de 2017 yılında 771 adedi yerli, 32 adedi yabancı ve 22 adedi ise yerli-yabancı ortaklığı olarak toplam 825 tohumculuk firması faaliyet sürdürüyor.
Tohumculuk sektöründe, 199 adet Özel Sektör Tarımsal Araştırma Kuruluşu ile Bakanlığa bağlı 25 adet kamu araştırma kuruluşu faaliyet gösteriyor.
Bu rakamlara göre tohum ithalata bağımlı. Türkiye’nin son yıllarda, tarım ve hayvancılık alanında ciddi oranda ithalata yöneldiğini belirten Fethi Gürer şunlara dikkat çekiyor: “Tohum ithalatına da ülkemiz maalesef büyük paralar harcamaktadır. Son beş yılda 1.2 milyar dolar değerinde tohum ithalatı gerçekleşmiştir. Tohumun, gübrenin, mazotun ve gider girdi kalemlerinin ithal olduğu bir ülkede, tarım ve hayvancılığın gelişmesi beklenemez. Önemli ürünlerin önemli bölümü ithal tohumdur. Yerli tohum üretimi desteklenmeli, yerel ürünler korunmalıdır”.
Daha çok üretim amaçlı kısır tohumların tercih edilmesinin yanlışlığına vurgu yapan Gürer, “Tohum ürün sonrası tohum elde edilmez hale gelmiştir. Domates bunun tipik örneğidir. Anadolu illerinde ürün ekilir ya da fide ile dikilir tohumu alınır ve bir yıl sonra ürün elde için tohum olarak değer bulurdu. Bugün ürün önemli ölçüde kısır tohumdan elde edildiği için tohum üründen değil, satın alınarak sağlanmaktadır” dedi.
GEÇEN TARIM İLACINA 371 MİLYON DOLAR GİTTİ
Tarım ilaçları için yurt dışına ödenen astronomik rakam, ülkenin tarımda dışa bağımlılığın ulaştığı boyutunu gösterir nitelikte.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi’nin verdiği bilgilere göre, Türkiye’nin geçen yıl 371 milyon 377 bin dolar tutarında tarım ilacı ithal etti.
Son 15 yılda uygulanan yanlış tarım politikalarının, kendi kendine yeten bir ülke olan Türkiye’yi tarım ve hayvancılık alanında ithalata bağımlı bir ülke haline getirdiğini anlatan Ömer Fethi Gürer, “Tarımda ithal etmediğimiz bir şey yok; mazot, gübre, tohum, ilaç ithal. Saman, et, fasulye, buğday ithal. Tarım ilaç için yurt dışına ödenen döviz dikkate alındığında sorunun boyutları daha iyi görülür. Onca Üniversitesi olan ülkemizde tarım ilacında yurt dışına bu denli bağımlı olunması ayrıca da düşündürücü, Hükümet, tarım ve hayvancılıkta yanlış üstüne yanlış yapmaya devam ediyor. Çiftçi, besici perişan halde. Tarımsal girdi maliyetleri her yıl katlanırken, üretici ürününe değerinde satamıyor. Sadece Niğde’de bu yıl, binlerce ton patates depolarda çürüdü” diye konuştu.
Baraj nedeniyle 2 yıldır topraklarına gidemiyor ve ekemiyorlar
DESTEK, MİLLİ GELİRİN EN AZ YÜZDE 1’İNE ÇIKARILMALI
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla açıklama yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) çiftçinin taleplerini şöyle sıraladı:
- Çiftçiyi rahatlatmak için mazot, gübre, yem, elektrik, tohum, ilaç gibi girdi maliyetleri makul düzeylere çekilmesi gerekir.
- Çiftçilerimize verilen doğrudan destekler, Tarım Kanunu’nda öngörüldüğü gibi gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1’ine çıkarılmalıdır.
- Çiftçilerimizin 2 bin liranın üzerinde vadesi geçmiş vergi, tarımsal amaçlı sulamada kullanılan elektrik, sulama işletme ve bakım ücreti, su kullanım hizmet bedeli borçlarının desteklerden kesilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir.
- Hayvancılık işletmelerinde kullanılan elektriğe tarımsal sulama abone grubu tarifesi uygulanmalıdır.
- Çiftçilerimize yeni finansman olanakları sağlanmalı, takibe düşmüş kredi borçları faizsiz ve uzun vadeli olarak yapılandırılmalıdır.
- Dekar başına 1 liradan 5 liraya yükseltilen yer altı suyu kullanım ücreti yeniden 1 liraya düşürülmelidir.
- Tarım sigortalarında primler çiftçimizin ödeyebileceği seviyelere çekilmeli, sigorta kapsamı genişletilmelidir.