Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini
sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 686’ncı kez Galatasaray Meydanı’nda
bir araya geldi. Eylemde üzerinde barışı simgeleyen beyaz tülbent ile
karanfiller bırakılan “Failler Belli, Kayıplar Nerede” yazılı pankart açılarak,
kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Bu haftaki eylemde 24 Mayıs 1994’te
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha
haber alınamayan ve 2003 yılında kemikleri bulunan Hasan Örhan ve Mehmet Selim
Örhan kardeşlerle henüz kemikleri bulunamayan yeğenleri Cezayir Örhan’ın
akıbeti soruldu.
İzmir'de de Gözaltındaki Kayıplar
Haftası ile ilgili açıklama yapan insan hakları savunucuları, kayıpların
bulunması ve faillerin yargılanması çağrısı yaptı.
‘BENİM DEVLETİM KENDİ YURTTAŞINI
KAYBETTİ’
Cumartesi Anneleri'nin 686. Galatasaray
buluşmasında ilk olarak gözaltında kaybedilen Maksut Tepeli’nin eşi Şeriban
Tepeli konuştu. Tepeli, “Devlet kendi eliyle yok ettiği, kendi eliyle
kaybettiği bir insanın yerini göstermek istemiyor. Biz sadece kayıplarımızın
kemiklerini istiyoruz. Ama devlet bizim kemiklerimizden de korkuyor. Çünkü o
kemiklerin her bir parçası delil. Devletin suçunu ortaya çıkaracak. Onun için
gösteremiyorlar. Polis ve devlet üzerindeki katil zanını kaldırmak istiyorsa
kendi içindeki ‘katilleri’ bulması gerek. Benim devletim benim insanımı
kaybetti. Bizlerin canlarını, çocuklarını, babalarını, eşlerini kaybetti.
Devletin görevi kendi vatandaşı korumak ama ne yazık ki bizim devletimiz
eşitlik, demokrasi isteyenleri katletti. Son kayıbımızı bulanan kadar
mücadelemiz devam edecek” diye konuştu.
‘BU MEYDANIN HER KARIŞINA SEVDİĞİMİZE
OLAN ÖZLEMİMİZİ YAZDIK’
Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın kız
kardeşi Maside Ocak 17-31 Mayıs’ın Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası
olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Bu alanda o kadar çok şey yaşadık ki,
inat ettik, ısrar büyüttük, özlem büyüttük. Bu meydanın her karışına
sevdiğimize olan özlemimizi yazdık. Bugün Hasan’ı kimsesizler mezarlığından
çıkarmamızın yıl dönümü. Belki 23 yıl oldu ama değişen hiçbir şey olmadı.
Kimsesizler mezarlığından çıkardığımızda kokladığımız Hasan'ın kokusu
burnumuzda. 23 yıl önce onu en son gördüğümüz yer koklayışımız sıcacık. Onunla
aynı gömleği giydik aynı bardaktan su içtik. O bardakları, gömlekleri
yıkayamadık uzun süre. Budur bizi 23 yıldır buraya getiren.”
‘HAYALİMİZİ, GELECEĞİMİZİ KARARTILAR’
Ocak’ın konuşmasından sonra gözaltında
kaybedilen Mehmet Selim Örhan’ın oğlu Adnan Örhan’ın mektubu okundu. Mektubu
gözaltında kaybedilen Mecid Baskın’ın oğlu Eren Baskın okudu. Baskın’ın okuduğu
mektupta şu ifadeler yer aldı: “Çocuktum, henüz 12 yaşındaydım. Askerler önce
köydeki evimizi yaktılar sonra babam Mehmet Selim Örhan’ı, amcam Hasan Örhan’ı
ve kuzenim Cezayir Örhan’ı alıp götürdüler . Onları aradığımız her yerde gözaltına
alınmamıştır dediler. Babamdan sonrası bizim için acı, ızdırap ve sefalet oldu.
Çocukluğumuz, okulumuz, geleceğimiz hepsi karardı. Yaşadığımız zorluk ve
yoksunlukları günlerce anlatsam emin olun bitecek gibi değil. Bizi baba
sevgisinden mahrum ettiler, sürgünlere yolladılar. adalete ulaşmamızı
engellediler. Hayalımızı, geleceğimizi karartılar.”
‘AİHM EN KORKUNÇ KATLİAMA SESSİZ KALDI’
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise,
“Türkiye'de gözaltında kaybetmeler devlet politikası. Bu cumhuriyette
hükümetler değişti ama faili meçhul cinayetler politikası maalesef değişmedi.
Bu cezasızlık politikasına AİHM de eklendi. AİHM Roboski Katliamı konusunda
hepimizin içini acıtan bir karar vermiştir. En vahşi, korkunç katliama sessiz
kaldı. Bu suçlar bizim vicdanımızda asla beraat etmeyecek" diye konuştu.
‘AİHM TÜRKİYE’Yİ MAHKUM ETTİ’
Basın açıklamasını Cumartesi
İnsanlarından Ümit Efe okudu. Efe 686. buluşmamızda AİHM’de mahkûmiyetle
sonuçlanan ama iç hukukta hiçbir sonuç alınamayan Örhanlar dosyasını kamuoyu
ile paylaştı. Kulp Başsavcılığı'nın, 8 Haziran 1994 tarihinde başlattığı
soruşturma, gözaltı kayıtlarında Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın adlarının yer
almadığı gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlandı. Tüm
başvuruları sonuçsuz kalan Örhan ailesi, 3 Kasım 1994’te İnsan Hakları Derneği
Diyarbakır Şubesi'ne başvurdu. 21 gün sonra İHD avukatlarının aracılığıyla dava
AİHM'e taşındı. 6 Kasım 2002 tarihinde AİHM, Türkiye’yi Selim, Hasan ve Cezayir
Örhan'ın gözaltında kaybedilmesinden sorumlu tutarak mahkûm etti. Ailenin ve
İHD’nin ısrarlı arayışı sonunda 2003 yılında, Mehmet Selim ve Hasan Örhan'a ait
kemikler Kulp’a bağlı Bağcılar köyü yakınlarında bir toplu mezarda bulundu.
Cezayir Örhan’a ise hâlâ ulaşılamadı. Bolu Komando Tugayı ve bu tugayı komuta
eden General Yavuz Ertürk’ün adı AİHM’de mahkûmiyetle sonuçlanan çok sayıda
ağır hak ihlali davasında geçti. Buna rağmen iç hukukta haklarında herhangi bir
mahkûmiyet bulunmamaktadır” dedi.
'CEZAYİR ÖRHAN’IN AKIBETİ AÇIKLANSIN'
17 yaşındaki Cezayir Örhan’ın akıbetinin
açıklanmasını isteyen Efe, Selim, Hasan ve Cezayir Örhan'ın gözaltında
kaybedilmesi ile ilgili olarak devlet ve AİHM kayıtlarında isimleri geçen
sorumlular hakkında derhal etkin soruşturma ve adil yargılama süreci
başlatılması gerektiğini vurguladı