Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 4
Kasım 2016'dan beri cezaevinde tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin
Demirtaş, sosyal medyadan açıklamalarda bulundu.
Tutukluluğuna gerekçe olarak gösterilen
delillerin sahte olduğunu, hepsinin şu an tutuklu bulunan FETÖ savcıları
tarafından uydurulduğunu belirten Demirtaş, MERCEK adlı sözde gizli tanığın
"beyanlarının" kendisinin tutuklanması için gerekçe olarak
gösterildiğini, ancak şimdi Savcılığın 'böyle bir gizli tanık beyanı yok'
şeklinde görüş bildirdiğini açıkladı.
6-8 Ekim Kobane eylemlerine ilişkin
hakkında açılmış herhangi bir soruşturma ve ya dava olmadığını ifade eden
Demirtaş, “Çünkü yapılan savcılık soruşturmasında 6-8 Ekim’e dair tek bir
çağrım veya açıklamam bulunamamıştır. Bulunamamıştır, çünkü yoktur. Bu konuda
bana atılan iftiralar siyaseten beni karalama amaçlıdır. Ben 6-8 Ekim nedeniyle
yargılanmıyorum, öyle bir suçlamadan tutuklu da değilim” dedi.
Demirtaş’ın açıklamaları şöyle:
Tutukluluğuma gerekçe yapılan sözde
delillerin tamamının sahte olduğu, hepsinin FETÖ savcıları tarafından
uydurulduğu ortaya çıktı. Ama herkes halen üç maymunu oynuyor.
Örneğin, 2012’de Cemaat savcılarınca
uydurulan (ki bunlar şu anda tutuklu) MERCEK adlı sözde gizli tanığın
beyanlarını, sırf ben tutuklanayım diye bu dönemin savcıları da dosyama
koydular.
Ama yargılandığım mahkeme, MERCEK denen
gizli tüm beyanlarını Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan isteyince gerçek
ortaya çıktı. Beni tutuklatmak için bu sahte FETÖ delilini dosyama koyan aynı
savcılık, bu defa da “böyle bir gizli tanık beyanı yok” diye cevap yazdı.
Hani uydurma FETÖ delilleriyle mağdur
olanların davaları düşürülüyordu? Kimse kusura bakmasın ama ben, tutuklu 12
FETÖ savcısının ayrı ayrı hazırladıkları fezleke ve sahte delillerle halen
tutukluyum.
Ayrıca, 6-8 Ekim nedeniyle hakkımda şiddeti
tahrik veya suç işlemeye azmettirmekten açılmış ne bir soruşturma ne de bir
dava vardır.
Çünkü yapılan savcılık soruşturmasında
6-8 Ekim’e dair tek bir çağrım veya açıklamam bulunamamıştır. Bulunamamıştır,
çünkü yoktur. Bu konuda bana atılan iftiralar siyaseten beni karalama
amaçlıdır. Ben 6-8 Ekim nedeniyle yargılanmıyorum, öyle bir suçlamadan tutuklu
da değilim.
Dava, Parti MYK’miz hakkında izinsiz
gösteriye teşvikten dolayı açılmıştır. Olayları tahrik ettiğimiz iddiası bile
yoktur. Bu gerçek de, yargılama sırasında tümüyle ortaya çıkmıştır.
Ancak o kadar fazla “Demirtaş’ın Kobani
çağrısı” başlıklı yalan ve iftira atılmıştır ki, kamuoyunda benim gerçekten
böyle bir çağrı yaptığım algısı yaratılmıştır. Oysa böyle bir çağrım yoktur.
Benim 7, 8 ve 9 Ekim’de yaptığım üç
çağrı vardır, üçü de şiddetin ve provokasyonların durması çağrısıdır. Hakkımda
yürütülen kampanya, ne yazık ki siyasi bir rakibi yıpratmak amacıyla yapılmış,
tarihimizin en büyük karalama kampanyalarından biridir. Hakikat bundan ibarettir.