8 Nisan 2010 Perşembe

Çölaşan'dan Aydın Doğan'a: Çık p.ştluğumu kanıtla

Aydın Doğan'ın Çölaşan ile ilgili açıklamaları ünlü yazarı çileden çıkardı..

Eski patronu ile karşı karşıya gelen Sözcü gazetesinin baş yazarı Emin Çölaşan, "Aydın Doğan'ı yalancı" ilan etti... Çölaşan bugünkü köşesinden kendisine 'p.şt' diyen eski patronuna seslenerek 'HODRİ MEYDAN' dedi..

Tamamen yalan
Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen ve yüzlerce kişinin katıldığı toplantıda benim hakkımda söylediği sözlerin ve anlattığı masallar tamamı yalandır. 80 yaşına merdiven dayamış bir insana bu kadarı yakışmaz.

Emin Çölaşan'ı Hürriyet'ten niçin kovduğunu anlatıyor ve şöyle diyor: "Kendini tanrı yazar olarak görüyor, ben dokunulmazım diyordu. Ya ben, ya gazete yönetimi diyordu... Tabiri caizse Babıali puştluğu yapıyordu."

Benim o sözleri söylediğimi bir tek tanık veya belgeyle kanıtlarsa, ben bu mesleği o gün bırakacağımı, herkesten de özür dileyip ayrılacağımı burada açıkça bildiriyorum.

Babıali p.ştluğumu kanıtla
Çık ortaya Aydın Doğan ve bu sözlerini kanıtla. "Babıali puştluğu" yapmışım! Ayıptır yahu. Binlerce gazeteci tanıktır, ben bugüne kadar hiç kimseye böyle bir şey yapmadığım gibi, Bay Patron'un deyişiyle "o puştluğu" yapanlarla (33 yıllık gazetecilik yaşamımda) hep boğuştum. Koskoca adamın söylediklerine bakın!

Tayyip ve iktidarı kızdıracak haberler çöpe atılırdı
Aydın Doğan Bursa'da yaptığı konuşmayı sürdürüyor: "Kesinlikle Emin'e hükümet - aleyhine yazı yazma demedim." Hürriyette çalışan herkes tanıktır. Tayyip'i ve iktidarını kızdıracak hiçbir haber gazeteye girmez, çöpe atılırdı.

Bana rüşvet teklif etti
Sadece Aydın Doğan değil, kendisinin kalfası ve emir kulu Ertuğrul Özkök bana patronu adına defalarca geldi, yazılarımdan yakındı, hatta bir keresinde yine patronu adına bana rüşvet teklif etti.

Üç önerisi vardı:
1:
Hükümeti, Maliye Bakanlığı'nı ve TMSF'yi bundan sonra eleştirmeyeceksin.
2: Uzun süreli izne çıkıp hiçbir iş yapmadan maaşımı düzenli alacaksın.
3: Patron diyor ki ben Emin'i severim, gazeteden ayrılsın, ben ona çok büyük paralar vereyim."

Kalfası Ertuğrul'u mahkemeye gönderip aleyhime tanıklık yaptırdı! Tanığı Ertuğrul, yazdıklarımın bir tanesini bile mahkemede inkar edemedi.

Şimdi Bay Aydın Doğan'a birkaç yeni sorum olacak: Bekir Coşkun Hürriyet'ten istifa etmeden hemen önce, Ankara'da Bekir'in odasında neler konuştunuz?

Bekir'e bir liste açıkladın mı?

Orada Bekir dahil hükümetin kızdığı ve istemediği köşe yazarlarının isimleri var mıydı?

Bekir Coşkun, 17 yılını verdiği Hürriyet'ten, durup dururken niçin istifa etmek zorunda kaldı?

Ertuğrul'u neden görevden aldın?
Dahası var! Sağ kolun ve kalfan, senin sadık adamın, emir kulun Ertuğrul'u niçin birdenbire görevden aldın? Benim olayımdan sonra niçin oldu bütün bunlar? Hükümet baskısı, Tayyip baskısı yoktu haaa! Bunlara yanıt veremeyeceğini çok iyi biliyorum.

'Bu konuyu karşılıklı oturup tartışalım'
Şimdi de, kendisine bir çağrıda bulunuyorum: Aydın Doğan'la, istediği, uygun göreceği herhangi bir yerde, herhangi bir ortamda, bu konuları oturup tartışalım. Bu bir televizyon kanalı olabilir, gazete olabilir, başka bir yer olabilir. Ancak, çömezi Ertuğrul'u da yanında mutlaka getirmelidir. Benim olayımla ilgili elimizde belge ve bilgi ne varsa ortaya dökelim. Kim yalan söylüyor, kim doğru söylüyor, kimin takkesi düşüp keli görünecek, milyonlarca insanımız görsün.

Bu işler böyle tek taraflı beyanlarla, "Kendini tanrı yazar olarak görüyordu, ya ben ya gazete yönetimi diyordu, ben dokunulmazım diyordu, İ. Melih'e tazminat ödemiştim, Babıali puştu" gibi yalan ve yakışıksız sözlerle çözülmez. Ayıptır, ayıp.

Hodri meydan
Bay Aydın Doğan eğer iftira atmıyorsa, bilerek veya bilmeyerek yalan söylemiyorsa, Ertuğrul'un yalanlarıyla dolduruşa gelmiyorsa, bu sözlerini kanıtlamakla yükümlüdür. Yürekleri yetiyorsa buyursunlar, "Hodri meydan" diyorum.