14 Kasım 2016 Pazartesi

Emek ve demokrasi güçlerinden ‘Teslim olmayacağız’ mitingine katılım çağrısı..!

Emek ve demokrasi güçleri, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve meslek odaları, “Tek adam diktatörlüğüne geçit vermeyeceğiz” sloganıyla Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantının olduğu salona "Teslim olmayacağız" pankartı asılırken, siyasi parti, dernek ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri de katıldı. Kurumlar adına ortak hazırlanan basın metnini okuyan Demet Koca, Türkiye’nin “tek adam diktatörlüğünün” saldırısı altında olduğunu kaydetti.
7 Haziran seçimlerinin ardından Saray’ın halklara savaş açtığını söyleyen Koca, bu saldırılara karşı milyonların “teslim olmayacağız” dediğini kaydetti. Tüm ilerici, emekçi, devrimci, yurtsever, sosyalist ve iyi yürekli insanlarına çağrı yaptıklarını söyleyen Koca, “Gün faşizme, sömürü ve zulme karşı birlikte mücadele etme günüdür. Başkanlığa ve diktatörlüğe karşı direnme günüdür” dedi.
Emek ve demokrasi güçleri, sendika, demokratik kitle örgütleri olarak 20 Kasım Pazar günü saat 14.00’de Kartal Meydanı’nda miting düzenleyeceklerini duyuran Koca, “Demokratik siyaset engellemez. Özgür basın susturulamaz. OHAL kaldırılsın, KHK’ler durdurulsun. Tek adam diktatörlüğüne geçit vermeyeceğiz. Başkanlığa hayır. Teslim olmayacağız. Mutlaka ama mutlaka biz kazanacağız” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Aysel Güzel, gerçekleşen savaş ortamlarında en büyük saldırının kadın ve çocuklara yönelik olduğunu söyleyerek, "Kadın özgürlük mücadelesi yürüten tüm kadın örgütlerine mitinge katılsın" dedi
Toplantıda SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, Emek Partisi (EMEP) İstanbul İl Başkanı Güven Gerçek, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) İstanbul İl Sözcüsü Pınar Türk, Birleşik Haziran Hareketi ve diğer kurum temsilcileri de yaptıkları konuşmalarda Kartal Meydanı’na çağrıda bulundular.
Emek ve demokrasi güçleri tarafından okunan çağrı metni şöyle:
Ülkemiz, siyasal İslamcılığın ve tek adam diktatörlüğünün saldırısı altındadır. Saldırı topyekundur. Önce, muhalif basın, yayın ve gazetelere yönelik kapatma kararları gerçekleştirildi. Ardından, Cumhuriyet Gazetesi yöneticilerinin, yazarlarının ve HDP'li belediye eş başkanlarıyla milletvekillerinin tutuklanmasından sonra artık başka bir aşamaya geçilmiştir. Birkaç gün öncede derneklere yönelik kapatma ve durdurma KHK'ları operasyonların devam edeceğini göstermektedir.
7 Haziran seçimlerinin ortaya çıkarttığı emekçilerin, halkların birlikte mücadele eğiliminden korkan egemenler, içerde ve dışarda savaş politikalarına hız vermiştir. Bu politikalar, aynı zamanda Başkanlığın hukuki zemininin oluşturulmasına yöneliktir. OHAL ve KHK rejimi ile Başkanlığa giden sürecin adımları atılmaktadır. KHK’larla kamu alanında 100 bini aşkın tasfiye yaşanmıştır. 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında, Cemaate yönelik başlatılan operasyonlarla, tüm muhaliflere yönelik tam manasıyla bir ‘Cadı Avı’na çevrilmiştir. Binlerce akademisyen açığa alınmış, görevden uzaklaştırılmıştır. Bundan dolayı, OHAL kaldırılsın, KHK’lar iptal edilsin, mağduriyetler giderilsin diyoruz.
AKP Saray Rejimi bölgede ve ülkede tam manasıyla mezhepçi bir politika gütmektedir. Suriye halkının ortak çıkarlarını ve ortak yaşamını savunmak yerine Selefi-Cihadist çeteleri destekleyerek çatışmaları ve savaşı derinleştirmektedir. Aynı zamanda, bölgeye yönelik fetihçi politikalarını iç kamuoyunda Osmanlıcı tarihsel atıflarla pekiştirmektedir. Türk – İslamcı – Sünnici politikalarla içeride Kürt halkını ve Alevi halkını düşmanlaştırmaktadır. Kürt halkının iradesine yönelik saldırılar, Alevilere yönelik asimilasyoncu politikalarla bu mezhepçi siyaset kendini dışa vurmaktadır. Aynı zamanda, başta eğitimin dinselleştirilmesi yoluyla dinci – gerici bir ‘toplum mühendisliği’ uygulanmaktadır. İçeride ve dışarıda uygulanan bu mezhepçi politika savaş ve çatışma üretmektedir. Bizler, içerisinden geçtiği bu süreçte laikliğe, özgürlüğe ve demokrasiye hiç olmadığı kadar sahip çıkmalıyız.
Tek adam rejiminin inşasına yönelik gündeme getirilen anayasa referandumuna tutuklamaların, gözaltıların ve kapatmaların gölgesinde gidiliyor. Özgür medya ve gazeteler kapatılıyor, gazeteciler tutuklanıyor. HDP Eş Genel Başkanları, milletvekilleri ve DBP belediye başkanları tutuklanıyor, saldırılara maruz kalıyorlar. Muhalif dernek ve vakıflar kapatılıyor. OHAL ve KHK rejimiyle birlikte toplum sindirilmeye, susturulmaya ve baskı altına alınmaya çalışıyor. Gerçekleştirilmeye çalışılanın kendisi ‘Saray Diktatörlüğü ’dür. Ancak, bu saldırılara karşı milyonlar 'Teslim Olmayacağız' diyor.
AKP Saray Rejiminin uygulamalarından rahatsız olan tüm toplumsal kesimlerin tek adam diktatörlüğüne ve başkanlık rejimine kilitlenmiş bu siyaseti boşa çıkarması önemlidir. 'Yeni Rejim ‘in ayrıştırıp odak haline getiren düşmanlaştırma siyasetine karşı, muhalefet güçlerinin birleşik eylemi hayati bir önem arz etmektedir.
Çağrımız; bu ülkenin tüm ilericilerine, emekçilerine, devrimcilerine, yurtseverlerine, sosyalistlerine; namuslu, iyi yürekli, cesur insanlarınadır:
Gün faşizme, sömürü ve zulme karşı birlikte mücadele etme günüdür!
Başkanlığa ve diktatörlüğe karşı direnme günüdür!
Bizler bu ülkenin emek ve demokrasi güçleri, sendikaları, demokratik kitle örgütleri olarak 20 KASIM PAZAR SAAT:14.00’TE KARTAL MEYDANI’NA 'TESLİM OLMAYACAĞIZ’ MİTİNGİNE OMUZ VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ!
Demokratik Siyaset Engellenemez
Özgür Basın Susturulamaz
OHAL Kaldırılsın, KHK'lar Durdurulsun
Tek Adam Diktatörlüğüne Geçit Vermeyeceğiz
Başkanlığa Hayır
TESLİM OLMAYACAĞIZ

Mutlaka Ama Mutlaka Biz Kazanacağız!