4 Ocak 2017 Çarşamba

Aydınlardan 'ihtar': Erdoğan Rejimi ve yandaşlarını uyarıyoruz


“Erdoğan Rejimi ülkeyi korkunç bir sona götürüyor. Durdurulamayan bir felakete. Yaşanamaz bir Türkiye’ye” sözleriyle başlayan bildiride, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi Parkı’na dair son açıklamasında kullandığı “Gezi Parkı’na o tarihi eseri inşa edeceğiz” sözlerine ve Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için başlatılan ‘nöbetçi yayın yönetmeni’ kampanyasına destek veren Erol Önderoğlu, Ahmet Nesin ve Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasına da değinildi.
Bildiri şu sözlerle bitirildi: “Erdoğan Rejimi ve yandaşlarını uyarıyoruz: Bu ülke hiçbir zaman bu kadar emniyet supabsız bırakılmadı. Bizi bu kadar korkuttuğun için asıl sen korkacaksın.”
Diken'in aktardığına göre bildirinin tamamı ve imzacıları şöyle:
“Erdoğan Rejimi ve yandaşlarını uyarıyoruz: Bu ülke hiçbir zaman bu kadar emniyet supabsız bırakılmadı. Bizi bu kadar korkuttuğun için asıl sen korkacaksın.
Arttıkça artan rezaletler bu ülkede hâlâ kim ve ne kalmışsa süpürüp götürecek. Erdoğan Rejimi kendini bunun dışında tutabileceğini sakın sanmasın.
Üniversitede ders vermek bile kabus oldu. Öğrenci kılığındaki yaratıklar hocanın konuşmasını kaydedip muhbir vatandaşlığa soyunuyor. Ve şimdiye kadar üniversitedir diye bildiğimiz o binalar kompleksi de utanmıyor, hocayı işten atmayı kendine yedirebiliyor. Ondan sonra da, korkunç para cezaları ve tehditlerle ödü koparılmış bir amiral gemisinde köşe yazarı kalkıyor, bir profesöre üniversite dersinde neyin nasıl konuşulacağını öğretmeye yelteniyor. Cür’ete bak.
Bir başka üniversite diye bildiğimiz binalar kompleksi, incelemek üzere taş parçaları toplayan arkeolog hocasını işten atıp taşları toprağa geri gömme emri çıkartıyor.
Üniversitelerin ödü kopuyor. Nasıl kopmasın ki Erdoğan Rejimi üniversitelere bile kayyum tayin etmekte; şu an itibariyle 3 oldu.
Gencecik, bütün geliri maaşı olan genç akademisyenlerin ödü kopuyor. Nasıl kopmasın ki, emekli olmuş hocaların ödü kopuyor, korkudan korkuyorlar.
Liseliler bir baktılar ki üniversitelerin utanacağı yok, eğitimin namusunu kurtarmak onlara, “Hey Onbeşli, Onbeşli”lere kaldı; “Türkiye ne durumda?” diye sual eyleyen olursa öyle dersiniz.
Korkuyu her yerde egemen kılmak sayesinde bütün bunları Erdoğan Rejimi adım adım ve yıldırım hızıyla yaptı ve yapıyor ve kimsenin gıkı çıkamadığı için yapmaya devam edecek. Ama bunlar kıymetli zamanlar: Kurumların ve insanların tıyneti böyle günlerde anlaşılıyor.
TBMM boşaltılıyor. İkinci büyük muhalefet partisinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. Polis yarın kapılarında. Zaten eşbaşkanın evi basıldı bile.
Yargıtay ve Danıştay diz çöktürülmek üzere boşaltılıyor, yerlerini Erdoğan Rejimi dolduracak. Sıradaki: Anayasa Mahkemesi. Yargı bitmiştir. Umut bitmiştir.
Erdoğan’ın esnafı alperen ilan etmesi yetmedi, devletin polisi, jandarması, MİT’i, askeri kafi gelmedi, şimdi de özel güvenlik elemanları olağanüstü yetkilerle Erdoğan Rejimi’nin hizmetinde. Bu kadarını, SA ve SS’leri kuranlar bile düşünmemişti.
Sur, Şırnak, Cizre, Yüksekova yakılmış yıkılmış ne kelime; artık büyük özel mülkiyet bile güvencede değil; İşbank ve Doğan Holding gibi en verimli banka ve holdingler eğer biat etmiyorlarsa işleri “bir kayyumluk”. Önce zarar, sonra iflas ettiriliyorlar. İflas uzayacaksa haraç mezat satılıyorlar. Her türlü eleştiri yapılabilecek ama “silahlı terör örgütü” asla denemeyecek Gülencilere yakında fırınların ekmek satması da yasaklanacak. 
Eğitimin “İmanlı nesil yetiştiriyoruz” diye perperişan edildiği, ortaokul binalarının boşaltılıp imam-hatip yapıldığı ülkede Milli Eğitim Bakanlığı’nın adını Maarif Bakanlığı’na çevirmekten bahsediliyor. TÜRGEV ve Ensar cinsinden bir Maarif Vakfı kurup yetkilerin bir kısmını ona devretmek kolaylık sağlıyor.
Gazetecileri hapsetmek ve işten attırmak yetmiyor, artık doğrudan hedef Erdoğan Rejimi’nin yaptıklarını belgeleyen STK yöneticileri. Özgür Gündem’e sembolik genel yayın müdürlüğü yaptılar bahanesiyle tutuklananlar arasında Cizre bodrumlarında öldürülenlerin otopsisine giren Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve insan hakları ihlallerini sürekli raporlaştırıp İngilizce yayınlayan Erol Önderoğlu yer alıyor.
Ne kadar büyük toplumsal tepki doğuran iş varsa, Erdoğan sırf inat diye yapıyor: Taksim’e Topçu Kışlası adı altında AVM, Cumhuriyet Anıtı’nı ve 1880 tarihli Aya Triada kilisesini bastıracak cami, mevcut Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkıp uygun bir külliye. Ayasofya Müzesi’ni cami yapmanın eli kulağında.
Kolaysa karşı çık. Basınçlı su, gaz, cop, tutuklanma; bu sırayla. İster ücretini alamadan işten atılan madencileri savunmak, isterse adam gibi eğitim istemek için olsun. İnsanlar gıkını çıkartamaz hale geldi.
Türkiye’nin yurt dışı itibarı hiç bu kadar sürünmedi yerlerde. Türkiye uluslararası ortamda hiç bu kadar “kokarca” muamelesi görmedi. Hiçbir zaman bu kadar aşağılanmadı.
Balık baştan kokunca kuyruk da leş gibi tütüyor: Galeriler ve plak evleri Ramazan münasebetiyle basılıyor. Farklı cinsel eğilimdeki insanların Anayasa’daki ‘silahsız ve saldırısız’ yürüyüş hakları mağara tehdidiyle önleniyor.
Bu gidiş durmayacak. Turizmden başlamış olan ekonomik çöküşü de hızlandıracak. Türkiye’nin dibi gümm diye kayaya oturacak.
Bütün bunların hesabı asla öteki dünyaya falan kalmaz. Hem kurum hem birey olarak hesabı sorulacak; emir verdiler deyip kurtulmak yok.
Erdoğan Rejimi ve yandaşlarını uyarıyoruz: Bu ülke hiçbir zaman bu kadar emniyet subapsız bırakılmadı. Bizi bu kadar korkuttuğun için asıl sen korkacaksın.”
İmzacılar
A. Hicri İzgören,Adil Okay,Ahmet Aykaç,Ahmet Gülabi Dere, Ahmet Hulusi Kırım,Ahmet Şekercioğlu,Akın Atauz,Alev Er,Ali Fuat karaöz, Ali Kemaloğlu, Ali Korkmaz, Anjel Dikme,Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Attila Tuygan, Ayfer Tuzcu Uysal ,Ayşe İmren, Ayşe Karabulut, Ayten Bakır, Aziz Tunç, Baskın Oran, Buket Katabil, Bülent Tekin, Cengiz Aktar, Cumali Tekin, Dalyan Ertaş, Deniz Köker, Dilaver Erbilgin, Doğan Özgüden, Emrah Zeylek, Engin Ender Çetin, Ercan İpekçi, Erdal Doğan, Erdoğan Doğan, Ergin Cinmen, Ergin Şehirli, Ergün Eşsizoğlu, Erol Özkoray, Ersoy Yıldırım, Esra Çiftçi, Eşref Erdem, Faik Bulut, Fatoş Akdemir , Ferhat Tunç, Fethiye Çetin, Feyzullah Tunç, Fikret Başkaya, Garbis Hatemo, Gençay Gürsoy, Gül Gökbulut, Gülcan Koçer ,Güngör Şenkal, Gürhan Ertür, Habip Taşkın, Hakkı Aksak, Haldun Açıksözlü, Halil Poyrazlı, Halil Savda, Halim Bulutoğlu, Hanna Beth-Sawoce,Hasan Cemal,Hasan Kaya, Hasan Oğuz, Hasan Yürekli, Hasan Zeydan, Hüseyin Karakuş,İbrahim Seven,İlyas Danyeli,İnci Hekimoğlu,İnci Tuğsavul,İsmail Beşikçi,İsmail Cem Özkan,İsmail Özşahin, Jean Pierre Dopagne,Kazım Genç,Lale Mansur,Ludmilla Denizenko,Mahmut Cantekin,Mahmut Gökbora, Mahmut Konuk,Mehmet Demirok,Mehmet Töz,Mehmet Uluışık, Mesut Şahindokuyucu,Metin Gülbay, Meymet Seyhan,Mihail Vasiliadis,Muhammet Yasin, Murad Mıhçı, Murat Güneş,Murat Kuseyri,Murat Morova,Mustafa Atıcı,Mustafa Elveren,Mustafa Taycur,Muzaffer Erdoğdu,Naci Sönmez,Nadya Uygun,Nazım Alpman,Necati Abay,Nesrin Nas,Neşe Erdilek,Nihat Kayman,Nilgün Yıldırım,Nurcan Baysal,Oktay Etiman,Orhan Bas,Ömer Ersun,Ömer Kavili,Özcan Soysal,Özlem Dalkıran,Özlem Sen Gencel,Perihan Mağden,Ragıp Zarakol,Remzi İnanç,Rıdvan Bilek
Robert Cabi Akman,Sait Çetinoğlu,Salih Yıldız,Samim Akgönül, Selahattin Esmer, Semra Somersan,Serdar Dağ,Serdar Temiz, Serhat Oran, Serhat Özdemir, Sibel Özbudun,Sinan Çiftyürek,Süleyman Eryılmaz,Şaban İba,Şanar Yurdatapan,Şengün Kılıç,Tamer Çilingir,Taner Bayrak,Tarık Ziya Ekinci,Temel Demirer,Temel İskit,Tülay Karacaörenli,Ubeydullah Er,Ümit Kaya,Viki Ciprut,Yalçın Erdoğan,Yasin Yetişgen,Yücel Demirer,Zeynep Tanbay,Ziya Bayram,Zübeyde Bilget