
2011 yılında Selüloz-İş’e üye olarak
başlattıkları sendikalaşma mücadelesi ile Torbalı’da birçok fabrikaya örnek
olan Form Koruyucu Ambalaj işçileri, ülkenin OHAL ile yönetildiği ve özellikle
grev ve direnişlerin yasaklandığı bir dönemde grev kararı alarak dikkatleri
üzerine çekti.
24 Mayıs’ta onlarla grev kararı alan cam
işçilerinin grevi hemen Bakanlar Kurulu tarafından yasaklandı. Belki kıyıda
köşede kalması, belki küçük bir işletme olmasından Form Grevi devam etti.
Hükümet her ne kadar burayı görmedi ise de bütün işçilerin dikkati doğal olarak
Form grevine yöneldi
Böyle bir dönemde Form işçilerinin grev
kararı almaları her şeyden önce karar aşamasında bile alkışlanacak kadar
cesurca bir tutum oldu. 24 Mayıs’tan iki hafta önce işçilerle bir araya gelerek
yaptığımız sohbet aslında işçilerin grev konusunda ne kadar haklı olduklarını,
fabrikada hangi koşullarda çalıştıklarını, aldıkları ücreti, sevk ve izinlerde
yaşadıkları sorunları anlattıkça ortaya koyuyordu. Bunu o gün de gazetemize
haber yaparak işçilerin seslerini ve ne kadar kararlı olduklarını duyurmuştuk.
İlk kez greve çıkıyor olmanın tedirginliğini yaşıyor olsalar da işçilerin
birbirlerine olan güveni cesaretlerinin kaynağı oldu. Onların kendi
aralarındaki bu birliği, 45 gün süren grevin sonuna kadar eksilmeden devam
etti.
BÖLGEDEKİ İŞÇİLER MÜCADELEYİ SAHİPLENDİ
43 işçinin 40’ının greve çıktığı
fabrikada üretim ilk günden tamamen durdu. Üç işçi yasal olarak içeride
kalmasına rağmen zamanlarını çoğunlukla grevdeki arkadaşlarının yanında
geçirdi. Fabrikanın karşına kurulan grev çadırı büyük bir coşkuyla halaylarla,
Ankara havalarıyla bazen bir düğün alanına; çalınan davullarla, öttürülen
düdüklerle bazen de tribünlere döndü. Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu İMPO
Motor işçilerinden, Lastik-İş’in örgütlü olduğu JAPAR işçilerine, TEKSİF’in
örgütlü olduğu YATSAN işçilerinden DERİTEKS’in örgütlü olduğu Sepiciler Deri
işçilerine, Selüloz-İş’in örgütlü olduğu SÜPERPAK işçilerinden Eğitim Sen’ine,
Belediye-İş’inden EMEP Genel Başkanı ve İzmir İl Örgütü yönetici ve üyelerine
kadar, greve destek geldikçe coşku büyüdü. Aynı ağır koşullarda çalışmak
zorunda bırakılan çevredeki fabrikalarda çalışan işçiler yaptıkları ziyaretle,
servislerle işten eve, evden işe gidip gelirken el sallayarak, gülümseyerek
grevi kendilerinin grevi olarak sahiplenirken, grevdeki işçiler de 43 kişi
olmadıklarını gördüler. Lastik-İş’in örgütlü olduğu JAPAR fabrikasından yapılan
ziyaret sırasında bir kadın işçi “Az işçi ile çok iş çıkarılmaz, hakkımızı
vermezlerse bu mücadelelerimiz devam edecek” diyerek kendi çalışma koşullarını
özetlerken mücadeleyi de sahipleniyordu.
İşçilerin kararlılıkları ve grev
süresince ne öğrendikleri attıkları sloganlarda da görülüyordu. Kararlıydılar;
“Açlıktan ölmeyiz biz bu yoldan dönmeyiz” diye haykırıyorlardı. Öğrendiklerini
bütün işçilere de öğretiyor; “Birleşen işçiler asla yenilmez” diyorlardı.
Yenilmediler de…
Form Korucuyu Ambalaj'daki grev anlaşma
ile sonuçlandı
İŞÇİLERİN KARARLILIĞI KAZANIMI GETİRDİ
45. günde sendika ve temsilciler ile
işveren arasındaki görüşmede işverenden gelen teklifler işçiler arasında, “Her
kafadan bir ses çıkmasın, herkes konuşsun ama tek ses olalım, 45 gün burada
boşuna beklemedik gerekirse bir 45 gün daha bekleriz” diyerek tartışıldı.
Selüloz-İş Genel Başkanı işçilerin kararlılığı ile teklifi görüşmeye gitti.
Taleplerin kabul edildiği işçilere duyurulunca işçiler arasındaki sevinç, coşku
ve başarmanın verdiği haz gözlerden de okunuyordu.
Hemen orada sohbet ettiğimiz işçilerin
hepsinin söylediği ortak şey “Biz bu grevde gördük ki işçilerin birliğinin
önünde hiçbir şey duramaz” oldu.
45 gün süren grev sonucunda ücrette
sosyal haklarda, ikramiyede iyileştirmeler elde edildi. Form İşçilerinin bu ilk
grevi işçilerin de dediği gibi, bir takım eksikler de olsa kazanılmıştı ve
bundan sonra mücadele bitmeyecekti. Ama grevin en büyük kazanımı yine işçilerin
dediği gibi “Birleşen işçiler asla yenilmez” sözünün ete kemiğe bürünmesi oldu.
Kaynak; Evrensel