
15 Temmuz darbe girişimini “Allah’ın bir
lütfu” olarak değerlendiren AKP iktidarı, 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan ettiği
OHAL ile toplumsal yaşamın tüm alanlarında saldırılarını katbekat arttırdı.
Uzatılması tekrar gündem de olan OHAL,
19 Ekim, 3 Ocak ve 18 Nisan tarihlerinde üçer ay olmak üzere 19 Temmuz tarihine
dek uzatıldı. Bir yıl boyunca OHAL ile yönetilen Türkiye’de ihraçlar, gözaltı
ve tutuklamalar, baskı ve yasaklar her gün yeniden gündeme geldi.
14 Temmuz’da yayınlanan 692 sayılı KHK
öncesine kadar, bir yıllık OHAL’in işçi ve emekçilere, ilerici ve devrimci
muhalefete yönelik bilançosu şu şekilde:
Kamuda kitlesel kıyım
OHAL ile birlikte AKP iktidarı özellikle
kamu alanında ilerici ve devrimci avına çıktı. Parasız eğitim ve sağlık talep
eden, hakları için mücadele eden KESK üyesi kamu emekçileri işlerinden ihraç
edildi.
* Toplamda 112 bin 119 kamu emekçisi
ihraç edilirken bunların 1542’si Eğitim Sen üyesi olmak üzere 3.240’ını KESK
üyeleri oluşturdu.
* Belediyelerden ihraç edilen işçi ve
memur sayısı 2 bin 189 olurken bunların yalnızca 25’i görevlerine iade edildi.
* KESK’in 15 Haziran 2017 tarihli
araştırma raporuna göre, 1 Eylül 2016 tarihi ile 15 Haziran 2017 tarihleri
arasında bir günde yaklaşık 400 kişi işinden edildi.
* KESK’in 8 Ocak tarihli bir başka
raporunda ise, 2016 yılında KESK üyesi en az 122 emekçinin sürgün edildiği, 11
bin 711 üyenin açığa alındığı, 180 üye hakkında soruşturma açıldığı, 292 üyenin
gözaltına alındığı ve bunlardan 71’inin tutuklandığı bilgisi paylaşıldı.
Akademisyenlerle birlikte üniversiteler
hedefte
OHAL’in eğitim alanında özellikle hedefe
çaktığı kurumların başında ise üniversiteler geldi. 1 Eylül 2016 tarihli 672
sayılı KHK ile akademisyen ihraçları başladı.
* Toplamda 109 farklı üniversiteden,
içerisinde Barış İçin Akademisyenler’in de olduğu 8 bin 729 akademisyen ihraç
edildi.
* 15 bin akademisyenin Eylül ayı
itibariye kadro garantisi kaldırılırken yurtdışında burslu olarak akademik çalışmalar
yürüten 226 öğrencinin öğrencilik ilişkileri iptal edildi.
* OHAL KHK’ları ile rektör seçimleri
kaldırılırken disiplin yönetmelikleri değiştirilerek biatçı kültür amfilere
egemen kılınmaya çalışıldı.
* İhraç edilen akademisyenler için,
Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM), bir yazıyla duyuru yaparak,
ULAKBİM TR dizin veri tabanlarında kabul edilmiş, DergiPark hizmetinden
yararlanan tüm dergilerde sorumlu, editör, editör yardımcısı, hakem kurulu gibi
görevleri bulunan kişiler arasında kamu görevinden ihraç edilen veya açığa
alınanlar hakkında “durumlarının yeniden değerlendirmesi, hakkında yaptırım
bulunanlarla ilgili tedbirlerin alınması konularında sorumluluğun dergiye ait”
olduğunu bildirdi.
İşçi ve emekçilere grev, yürüyüş,
direniş, toplantı yasak!
Geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın da itiraf
ettiği gibi, OHAL grevleri yasaklamanın aracı olarak kullanıldı. Bu süreçte
AKP’nin hükümet koltuğuna oturduğu 2002 tarihinden bugüne toplamda 13 grev
yasaklanırken bunların 5’i OHAL döneminde yasaklandı. Ayrıca işçilerin hakları
için yaptıkları en ufak eylemler dahi OHAL gerekçe gösterilerek baskı, yasak ve
saldırıların hedefi oldu.
* Asil Çelik’te toplu iş görüşmelerinde
anlaşmaya varılamaması üzerine 18 Ocak 2017’de başlayacak grev yasaklandı.
* Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu
EMİS’e bağlı fabrikalarda 20 Ocak 2017’de başlayan grev, ‘milli güvenliği
bozucu’ nitelikte bulunarak yasaklandı.
* 20 Mart 2017 tarihinde Resmi Gazete’de
yayımlanan kararla, Akbank grevi ‘Ekonomik ve finansal istikrarı bozucu nitelikte’
olduğu gerekçesiyle yasaklandı.
* 22 Mayıs 2017 tarihinde yer alan bir
başka kararla ise Şişecam işçilerinin 24 Mayıs 2017’de başlatacağı grev “Milli
güvenliği bozucu nitelikte olduğu” gerekçesiyle başlamadan yasaklandı.
* Mefar İlaç Fabrikası'nda toplu
sözleşme görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine alınan grev kararı ise 5
Haziran 2017 tarihinde alınan Bakanlar Kurulu kararı ile “genel sağlığı bozucu
nitelikte görüldüğünden” yasaklandı.
Bu sayılan grev yasaklarına toplu
sözleşme dönemlerinde grev aşamasına gelen ancak sendikal bürokrasinin de
yardımları ile OHAL sopası sallanarak patronların dayatmalarını kabul etmek
zorunda kalan grev süreçleri dahil değil. Ayrıca Yüksel ve Yazaki direnişinden
güncel olarak örneklendirebileceğimiz pek çok yürüyüş, direniş, basın
açıklaması OHAL gerekçesi ile yasaklanmaya çalışıldı.
* OHAL’in ilan edilmesinin ardından ilk
olarak Avcılar’da belediye işçilerinin direniş çadırı kurmasına izin
verilmemesi işçi eylemleri için OHAL dönemince uygulandı.
* Bursa Valiliği, Gemlik’te bulunan
MSC/Medlog Lojistik işçilerinin direnişine OHAL gerekçesi ile yasaklarken
İstanbul Valiliği ise Tedi Discount Tekstil Mağazacılık işçilerinin 10 günlük
direnişini yasakladı.
* Çorlu’da ise yılbaşında çalışma
dayatmasına karşı imza topladıkları için işten atılan işçiler için yapılacak
eylem, OHAL gerekçesiyle yasaklandı.
* Petrol-İş Sendikası’nın Türkiye
Petrollerinin (TP) küçültülmesi girişimlerine karşı Enerji Bakanlığı önünde
gerçekleştirmek istediği eylem de OHAL engeline katıldı.
* OHAL döneminde sendikaların
faaliyetleri de engellendi. Kocaeli Gebze’de DİSK Nakliyat-İş sendikasına üye
işçilerin, asgari ücrete ilişkin taleplerini dile getirmek için yapmak
istedikleri eylem engellenirken Birleşik Metal-İş Gebze şubesinin Zorunlu Bireysel
Emeklilik Sistemi gibi konularda üyelerine yönelik bilgilendirme toplantısı ve
EMİS kapsamındaki fabrikalardaki TİS sürecine dair yapmak istediği toplantı da
dahil pek çok etkinlik OHAL engeli ile karşılaştı.
* KESK’in “İşimize geleceğimize sahip
çıkıyoruz” sloganı ile 15 Ekim’de gerçekleştireceği miting, Ankara Valiliği
tarafından “güvenlik” gerekçesiyle yasaklandı.
Muhalif basına ve gazetecilere baskı
arttı
OHAL’in ilk hedefleri arasında muhalif
basın yer aldı.
* OHAL KHK’ları ile 178 medya kuruluşu
kapatıldı.
* OHAL öncesinde 32 olan tutuklu
gazeteci sayısı 8 Mayıs 2017 tarihi itibarıyla 162 oldu.
* Bianet'in 2016 Medya Gözlem Raporuna
göre 2016’da 778 basın kartı iptal edildi. 54 gazetecinin mal varlığına el
konuldu ve 46 gazetecinin pasaportu iptal edildi. İşine son verilen muhabir,
yazar ve medya çalışanlarının sayısı 2013 yılında 143, 2014 yılında 339 ve 2015
yılında 348 olurken 2016 yılında 2 bin 708 oldu.
Devrimci-ilerici kurum ve dernekler
kapatıldı
OHAL döneminde devrimci-ilerici kurum ve
dernekler de hedef alındı. İçerisinde Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi Derneği,
Kayseri İşçi Derneği, Demokratik Haklar Federasyonu, Çağdaş Hukukçular Derneği,
KÜRDİ-Der, TAYAD’ın da olduğu 1425 dernek ile 123 vakıf kapatıldı.
DBP’li belediyelere kayyım!
OHAL KHK’ları ile yapılan bir başka
saldırı ise özellikle DBP’li belediyelere atanan kayyımlar oldu. 674 Sayılı KHK
ile Belediye Kanunu’nda değişiklik yapılarak belediyelere kayyım atanmasının
önü açıldı. DBP’li 103 belediyeden 83’üne kayyım atanırken, belediye eşbaşkanlarının
da 89’u tutuklandı. OHAL sürecinde kayyım atanan 80’den fazla belediyeden
83’ünü DBP’li belediyeler oluşturdu.
OHAL’de tutsaklara yönelik baskılar
arttı
OHAL ile birlikte ilk hak gaspları
hapishanelerde yaşandı. Siyasi tutsaklara kitap, gazete yasakları gündeme
gelirken görüş süreleri kısaltıldı. Tamamen keyfi olarak devreye sokulan
uygulamalar, hapishanelerdeki devlet terörünün de tırmanmasının önünü açtı.
Çıplak aramalar, darp eşliğinde yapılan
koğuş baskınları, tedavi hakkının gaspı gibi keyfi yasakların ve ağır
işkencelerin yaygınlaştığı hapishanelerde OHAL, özel olarak da ilerici,
devrimci siyasi tutsakları hedef aldı.
Baskı ve devlet terörü toplumu kuşatmış
durumda
OHAL döneminde grevler, yürüyüşler,
basın açıklamalarının yanı sıra yasak ve baskı uygulamalarının ardı arkası
kesilmedi. Bunlardan öne çıkan bazıları şu şekilde:
* OHAL döneminde gözaltı süresi ilk
olarak 30 güne çıkarılırken ardından yapılan düzenleme ile 7+7 olarak
belirlendi. Gözaltı saldırısının son kurbanları ise dosyalarında “gizlilik”
kararı verilen insan hakları savunucuları oldu.
* Sermaye devletinin doğrudan
sorumluluğunu paylaştığı katliamlarda yaşamını yitirenleri anmak yasaklandı.
Ankara Garı’nda 10 Ekim’de gerçekleşen katliamın 1. yıl dönümünde yapılmak
istenen anmalar engellenirken polis anma yapmak isteyenlere saldırarak onlarca
kişiyi gözaltına aldı. 10 Ekim 2016’da polisin azgınca saldırısına uğrayan
onlarca kişi hakkında “yasa dışı eylem” iddiasıyla dava açıldı. 25 Ekim
tarihinde Hopa’da yapılmak istenen 10 Ekim anması da yasaklanırken anmaya
katılanlar gözaltına alındı, sonrasında da haklarında soruşturma açıldı.
Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenleri
anmak için İstanbul’da yapılmak istenen “Hiçbir düş yarım kalmayacak” etkinliği
valilik tarafından OHAL gerekçe gösterilerek yasaklandı.
Roboskili ailelerin her hafta Perşembe
günü tuttukları adalet nöbeti de yasaklandı.
Dersim’de, devrimci önderler Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için düzenlenmek istenen anma etkinliği de
yasaklandı.
* OHAL yasakları Alevi emekçiler için de
uygulandı. Dersim’de Alevi emekçiler için kutsal mekânlardan biri olan “Reye
Haq”, “OHAL ve özel güvenlik tedbirleri” bahane edilerek ziyarete kapatıldı.
Ankara Valiliği, ‘huzur ve güvenliğin
sağlanması’ gerekçesi ile 14 Ekim tarihinde cemevlerinde yapılacak ‘aşure
etkinliklerini yasakladı. 28 Mayıs tarihinde yapılması planlanan Alevi inanç
önderlerinden Aziz Dede için anma etkinlikleri OHAL gerekçesiyle yasaklandı.
* OHAL yasakları kültürel etkinlikleri
de kapsadı. Edremit Kaymakamlığı, Zeytinli Rock Festivali’nin, OHAL sona erene
kadar ertelendiğini duyururken Genco Erkal’ın uyarlayıp yönettiği “Güneşin
Sofrasında-Nâzım ile Brecht” adlı oyunun gösterimi yasaklandı.
Aydın’ın Didim İlçesinde turizm amaçlı
olarak gezi teknelerinin uğradığı 7 koy, gezi teknelerinin kullanımına
kapatıldı. Öte yandan Artvin Cerattepe’de madencilik faaliyetlerine karşı
başlatılan “Artvin varsa ben de varım” şiarlı uluslararası kampanya kapsamında
İstanbul’da düzenlenecek konser valilik tarafından yasaklandı.
8-12 Mayıs tarihleri arasında
düzenlenmesi planlanan MSGSÜ Sanat Festivali yasaklanan etkinlikler arasında
yer alırken her yıl Sivas İmranlı ilçesinde İmranlı Derneği ve Koçgiri
Derneği’nin bir araya gelerek gerçekleştirdiği Cogi Baba Festivali OHAL gerekçesiyle
iptal edildi.
* OHAL konulu etkinlikler de iptal
edildi. 23 Ekim tarihinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlenmek
istenen OHAL ve KHK konulu bir açık oturum, OHAL gerekçesiyle yasaklandı.
* Sermaye devleti suçlarının üstünü
kapatmak için de OHAL kılıfını kullandı. Bu açıdan, Çocuk İstismarıyla Mücadele
Derneği’nin (ÇİMDER) Şakran Çocuk Cezaevi raporunun kamuoyu ile
paylaşılmasının, Adalet Bakanlığı tarafından OHAL gerekçesiyle engellenmesi
dikkat çekti.
* Bursa, Ankara, Adana, Urfa, Antep,
Tokat, İstanbul ve Kürt illeri başta olmak üzere pek çok ilde valiliklerin
aldığı kararlarla, OHAL sürecince ya da belirlenen tarihler arasında tüm
etkinlikler; eylemler, basın açıklaması, yürüyüş, stand açma, bildiri dağıtma,
imza kampanyası, açık alanda toplantı yapmak hatta güneş battıktan sonra türkü
söylemek dahi yasaklandı.