15 Temmuz 2017 Cumartesi

OHAL 1. Yıl Emekçiler İçin Zulümdü..!

15 Temmuz darbe girişimini “Allah’ın bir lütfu” olarak değerlendiren AKP iktidarı, 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan ettiği OHAL ile toplumsal yaşamın tüm alanlarında saldırılarını katbekat arttırdı.
Uzatılması tekrar gündem de olan OHAL, 19 Ekim, 3 Ocak ve 18 Nisan tarihlerinde üçer ay olmak üzere 19 Temmuz tarihine dek uzatıldı. Bir yıl boyunca OHAL ile yönetilen Türkiye’de ihraçlar, gözaltı ve tutuklamalar, baskı ve yasaklar her gün yeniden gündeme geldi.
14 Temmuz’da yayınlanan 692 sayılı KHK öncesine kadar, bir yıllık OHAL’in işçi ve emekçilere, ilerici ve devrimci muhalefete yönelik bilançosu şu şekilde:
Kamuda kitlesel kıyım
OHAL ile birlikte AKP iktidarı özellikle kamu alanında ilerici ve devrimci avına çıktı. Parasız eğitim ve sağlık talep eden, hakları için mücadele eden KESK üyesi kamu emekçileri işlerinden ihraç edildi.
* Toplamda 112 bin 119 kamu emekçisi ihraç edilirken bunların 1542’si Eğitim Sen üyesi olmak üzere 3.240’ını KESK üyeleri oluşturdu.
* Belediyelerden ihraç edilen işçi ve memur sayısı 2 bin 189 olurken bunların yalnızca 25’i görevlerine iade edildi.
* KESK’in 15 Haziran 2017 tarihli araştırma raporuna göre, 1 Eylül 2016 tarihi ile 15 Haziran 2017 tarihleri arasında bir günde yaklaşık 400 kişi işinden edildi.
* KESK’in 8 Ocak tarihli bir başka raporunda ise, 2016 yılında KESK üyesi en az 122 emekçinin sürgün edildiği, 11 bin 711 üyenin açığa alındığı, 180 üye hakkında soruşturma açıldığı, 292 üyenin gözaltına alındığı ve bunlardan 71’inin tutuklandığı bilgisi paylaşıldı.
Akademisyenlerle birlikte üniversiteler hedefte
OHAL’in eğitim alanında özellikle hedefe çaktığı kurumların başında ise üniversiteler geldi. 1 Eylül 2016 tarihli 672 sayılı KHK ile akademisyen ihraçları başladı.
* Toplamda 109 farklı üniversiteden, içerisinde Barış İçin Akademisyenler’in de olduğu 8 bin 729 akademisyen ihraç edildi.
* 15 bin akademisyenin Eylül ayı itibariye kadro garantisi kaldırılırken yurtdışında burslu olarak akademik çalışmalar yürüten 226 öğrencinin öğrencilik ilişkileri iptal edildi.
* OHAL KHK’ları ile rektör seçimleri kaldırılırken disiplin yönetmelikleri değiştirilerek biatçı kültür amfilere egemen kılınmaya çalışıldı.
* İhraç edilen akademisyenler için, Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM), bir yazıyla duyuru yaparak, ULAKBİM TR dizin veri tabanlarında kabul edilmiş, DergiPark hizmetinden yararlanan tüm dergilerde sorumlu, editör, editör yardımcısı, hakem kurulu gibi görevleri bulunan kişiler arasında kamu görevinden ihraç edilen veya açığa alınanlar hakkında “durumlarının yeniden değerlendirmesi, hakkında yaptırım bulunanlarla ilgili tedbirlerin alınması konularında sorumluluğun dergiye ait” olduğunu bildirdi.
İşçi ve emekçilere grev, yürüyüş, direniş, toplantı yasak!
Geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın da itiraf ettiği gibi, OHAL grevleri yasaklamanın aracı olarak kullanıldı. Bu süreçte AKP’nin hükümet koltuğuna oturduğu 2002 tarihinden bugüne toplamda 13 grev yasaklanırken bunların 5’i OHAL döneminde yasaklandı. Ayrıca işçilerin hakları için yaptıkları en ufak eylemler dahi OHAL gerekçe gösterilerek baskı, yasak ve saldırıların hedefi oldu.
* Asil Çelik’te toplu iş görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine 18 Ocak 2017’de başlayacak grev yasaklandı.
* Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu EMİS’e bağlı fabrikalarda 20 Ocak 2017’de başlayan grev, ‘milli güvenliği bozucu’ nitelikte bulunarak yasaklandı.
* 20 Mart 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, Akbank grevi ‘Ekonomik ve finansal istikrarı bozucu nitelikte’ olduğu gerekçesiyle yasaklandı.
* 22 Mayıs 2017 tarihinde yer alan bir başka kararla ise Şişecam işçilerinin 24 Mayıs 2017’de başlatacağı grev “Milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu” gerekçesiyle başlamadan yasaklandı.
* Mefar İlaç Fabrikası'nda toplu sözleşme görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine alınan grev kararı ise 5 Haziran 2017 tarihinde alınan Bakanlar Kurulu kararı ile “genel sağlığı bozucu nitelikte görüldüğünden” yasaklandı.
Bu sayılan grev yasaklarına toplu sözleşme dönemlerinde grev aşamasına gelen ancak sendikal bürokrasinin de yardımları ile OHAL sopası sallanarak patronların dayatmalarını kabul etmek zorunda kalan grev süreçleri dahil değil. Ayrıca Yüksel ve Yazaki direnişinden güncel olarak örneklendirebileceğimiz pek çok yürüyüş, direniş, basın açıklaması OHAL gerekçesi ile yasaklanmaya çalışıldı.
* OHAL’in ilan edilmesinin ardından ilk olarak Avcılar’da belediye işçilerinin direniş çadırı kurmasına izin verilmemesi işçi eylemleri için OHAL dönemince uygulandı.
* Bursa Valiliği, Gemlik’te bulunan MSC/Medlog Lojistik işçilerinin direnişine OHAL gerekçesi ile yasaklarken İstanbul Valiliği ise Tedi Discount Tekstil Mağazacılık işçilerinin 10 günlük direnişini yasakladı.
* Çorlu’da ise yılbaşında çalışma dayatmasına karşı imza topladıkları için işten atılan işçiler için yapılacak eylem, OHAL gerekçesiyle yasaklandı.
* Petrol-İş Sendikası’nın Türkiye Petrollerinin (TP) küçültülmesi girişimlerine karşı Enerji Bakanlığı önünde gerçekleştirmek istediği eylem de OHAL engeline katıldı.
* OHAL döneminde sendikaların faaliyetleri de engellendi. Kocaeli Gebze’de DİSK Nakliyat-İş sendikasına üye işçilerin, asgari ücrete ilişkin taleplerini dile getirmek için yapmak istedikleri eylem engellenirken Birleşik Metal-İş Gebze şubesinin Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi gibi konularda üyelerine yönelik bilgilendirme toplantısı ve EMİS kapsamındaki fabrikalardaki TİS sürecine dair yapmak istediği toplantı da dahil pek çok etkinlik OHAL engeli ile karşılaştı.
* KESK’in “İşimize geleceğimize sahip çıkıyoruz” sloganı ile 15 Ekim’de gerçekleştireceği miting, Ankara Valiliği tarafından “güvenlik” gerekçesiyle yasaklandı.
Muhalif basına ve gazetecilere baskı arttı
OHAL’in ilk hedefleri arasında muhalif basın yer aldı.
* OHAL KHK’ları ile 178 medya kuruluşu kapatıldı.
* OHAL öncesinde 32 olan tutuklu gazeteci sayısı 8 Mayıs 2017 tarihi itibarıyla 162 oldu.
* Bianet'in 2016 Medya Gözlem Raporuna göre 2016’da 778 basın kartı iptal edildi. 54 gazetecinin mal varlığına el konuldu ve 46 gazetecinin pasaportu iptal edildi. İşine son verilen muhabir, yazar ve medya çalışanlarının sayısı 2013 yılında 143, 2014 yılında 339 ve 2015 yılında 348 olurken 2016 yılında 2 bin 708 oldu.
Devrimci-ilerici kurum ve dernekler kapatıldı
OHAL döneminde devrimci-ilerici kurum ve dernekler de hedef alındı. İçerisinde Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi Derneği, Kayseri İşçi Derneği, Demokratik Haklar Federasyonu, Çağdaş Hukukçular Derneği, KÜRDİ-Der, TAYAD’ın da olduğu 1425 dernek ile 123 vakıf kapatıldı.
DBP’li belediyelere kayyım!
OHAL KHK’ları ile yapılan bir başka saldırı ise özellikle DBP’li belediyelere atanan kayyımlar oldu. 674 Sayılı KHK ile Belediye Kanunu’nda değişiklik yapılarak belediyelere kayyım atanmasının önü açıldı. DBP’li 103 belediyeden 83’üne kayyım atanırken, belediye eşbaşkanlarının da 89’u tutuklandı. OHAL sürecinde kayyım atanan 80’den fazla belediyeden 83’ünü DBP’li belediyeler oluşturdu.
OHAL’de tutsaklara yönelik baskılar arttı
OHAL ile birlikte ilk hak gaspları hapishanelerde yaşandı. Siyasi tutsaklara kitap, gazete yasakları gündeme gelirken görüş süreleri kısaltıldı. Tamamen keyfi olarak devreye sokulan uygulamalar, hapishanelerdeki devlet terörünün de tırmanmasının önünü açtı.
Çıplak aramalar, darp eşliğinde yapılan koğuş baskınları, tedavi hakkının gaspı gibi keyfi yasakların ve ağır işkencelerin yaygınlaştığı hapishanelerde OHAL, özel olarak da ilerici, devrimci siyasi tutsakları hedef aldı.
Baskı ve devlet terörü toplumu kuşatmış durumda
OHAL döneminde grevler, yürüyüşler, basın açıklamalarının yanı sıra yasak ve baskı uygulamalarının ardı arkası kesilmedi. Bunlardan öne çıkan bazıları şu şekilde:
* OHAL döneminde gözaltı süresi ilk olarak 30 güne çıkarılırken ardından yapılan düzenleme ile 7+7 olarak belirlendi. Gözaltı saldırısının son kurbanları ise dosyalarında “gizlilik” kararı verilen insan hakları savunucuları oldu.
* Sermaye devletinin doğrudan sorumluluğunu paylaştığı katliamlarda yaşamını yitirenleri anmak yasaklandı. Ankara Garı’nda 10 Ekim’de gerçekleşen katliamın 1. yıl dönümünde yapılmak istenen anmalar engellenirken polis anma yapmak isteyenlere saldırarak onlarca kişiyi gözaltına aldı. 10 Ekim 2016’da polisin azgınca saldırısına uğrayan onlarca kişi hakkında “yasa dışı eylem” iddiasıyla dava açıldı. 25 Ekim tarihinde Hopa’da yapılmak istenen 10 Ekim anması da yasaklanırken anmaya katılanlar gözaltına alındı, sonrasında da haklarında soruşturma açıldı.
Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anmak için İstanbul’da yapılmak istenen “Hiçbir düş yarım kalmayacak” etkinliği valilik tarafından OHAL gerekçe gösterilerek yasaklandı.
Roboskili ailelerin her hafta Perşembe günü tuttukları adalet nöbeti de yasaklandı.
Dersim’de, devrimci önderler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için düzenlenmek istenen anma etkinliği de yasaklandı.
* OHAL yasakları Alevi emekçiler için de uygulandı. Dersim’de Alevi emekçiler için kutsal mekânlardan biri olan “Reye Haq”, “OHAL ve özel güvenlik tedbirleri” bahane edilerek ziyarete kapatıldı.
Ankara Valiliği, ‘huzur ve güvenliğin sağlanması’ gerekçesi ile 14 Ekim tarihinde cemevlerinde yapılacak ‘aşure etkinliklerini yasakladı. 28 Mayıs tarihinde yapılması planlanan Alevi inanç önderlerinden Aziz Dede için anma etkinlikleri OHAL gerekçesiyle yasaklandı.
* OHAL yasakları kültürel etkinlikleri de kapsadı. Edremit Kaymakamlığı, Zeytinli Rock Festivali’nin, OHAL sona erene kadar ertelendiğini duyururken Genco Erkal’ın uyarlayıp yönettiği “Güneşin Sofrasında-Nâzım ile Brecht” adlı oyunun gösterimi yasaklandı.
Aydın’ın Didim İlçesinde turizm amaçlı olarak gezi teknelerinin uğradığı 7 koy, gezi teknelerinin kullanımına kapatıldı. Öte yandan Artvin Cerattepe’de madencilik faaliyetlerine karşı başlatılan “Artvin varsa ben de varım” şiarlı uluslararası kampanya kapsamında İstanbul’da düzenlenecek konser valilik tarafından yasaklandı.
8-12 Mayıs tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan MSGSÜ Sanat Festivali yasaklanan etkinlikler arasında yer alırken her yıl Sivas İmranlı ilçesinde İmranlı Derneği ve Koçgiri Derneği’nin bir araya gelerek gerçekleştirdiği Cogi Baba Festivali OHAL gerekçesiyle iptal edildi.
* OHAL konulu etkinlikler de iptal edildi. 23 Ekim tarihinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlenmek istenen OHAL ve KHK konulu bir açık oturum, OHAL gerekçesiyle yasaklandı.
* Sermaye devleti suçlarının üstünü kapatmak için de OHAL kılıfını kullandı. Bu açıdan, Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği’nin (ÇİMDER) Şakran Çocuk Cezaevi raporunun kamuoyu ile paylaşılmasının, Adalet Bakanlığı tarafından OHAL gerekçesiyle engellenmesi dikkat çekti.

* Bursa, Ankara, Adana, Urfa, Antep, Tokat, İstanbul ve Kürt illeri başta olmak üzere pek çok ilde valiliklerin aldığı kararlarla, OHAL sürecince ya da belirlenen tarihler arasında tüm etkinlikler; eylemler, basın açıklaması, yürüyüş, stand açma, bildiri dağıtma, imza kampanyası, açık alanda toplantı yapmak hatta güneş battıktan sonra türkü söylemek dahi yasaklandı.