7 Temmuz 2017 Cuma

Siyasi haklara darbe daha; Partili Cumhurbaşkanına eleştiri zırhı..!

Dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından başlayan süreçte haklarındaki ceza kesinleşen eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve HDP milletvekili Nursel Aydoğan’ın milletvekilliği bugüne kadar uygulanmayan bir yöntemle düşürülmüştü. Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla Muş 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada ise HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım hakkında yine bugüne kadar uygulanmayan bir karar verildi. HDP’li Yıldırım hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği gerekçesiyle 1 yıl 2 ay hapis cezası verilirken, cezanın ertelenmesi ya da para cezasına çevrilmesi talebi de kabul edilmedi.
Mahkeme, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak Yıldırım’ın TCK’de ‘belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma’ hükmünü de uyguladı. Bu kapsamda mahkeme Yıldırım’ın “sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten” ve “vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan yoksun bırakılmasına” karar verildi. Böylece dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından hakaret suçundan ilk kez “belirli haklardan yoksun bırakma hükmü” uygulanmış oldu.
201 dosya var
TCK’de yer alan “belirli haklardan yoksun bırakma” hükmü bugüne kadar genellikle terör suçları ve 15 yıl hapis cezasını geçen cezalarında uygulanırken, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasında bir parlamentere uygulanması farklı tartışmaları da gündeme getirdi. Dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından milletvekilleri hakkında başlayan süreçte toplam hakaret suçlaması yöneltilen 201 dosya bulunuyor. Hakaret suçlamasıyla özellikle CHP ve HDP’li milletvekillerinin 10’larca dosyası bulunurken, mahkemenin siyaset yasağı anlamına gelecek bir karara imza atması dikkat çekti. İstinaf mahkemesinde söz konusu kararın kesinleşmesi durumunda pek çok vekile benzer kararların verilmesi gündeme gelebilir.
Partili Cumhurbaşkanına eleştiri zırhı..!

16 Nisan referandumunun ardından ‘Partili Cumhurbaşkanı’ sistemine geçilmesiyle Yıldırım hakkında verilen karar başka bir tartışmayı da başlattı. ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla’ bir milletvekili hakkında siyaset yasağı anlamına gelen TBMM üyeliğinden ve siyasi parti yöneticiliği olma hakkından yoksun bırakılması kararı verilmesi, siyasi rakip olarak Cumhurbaşkanı’na yönelik güçlü bir eleştiri zırhı anlamına geleceği yorumlarına neden oldu. Yıldırım hakkında verilen kararın kesinleşmesi durumunda kararın nasıl uygulanacağı konusunda farklı tartışmalar yürütülüyor. Kararın uygulanmasının dönem sonuna bırakılabileceği ya da Figen Yüksekdağ ya da Nursel Aydoğan örneklerinde olduğu gibi TBMM Genel Kurulu’nda okunacak Başbakanlık tezkeresiyle vekilliğin düşürülebileceği ileri sürülüyor.