Açlık grevindeki tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’ya destek için İlyas Salman, Ataol Behramoğlu, Deniz Türkali, Edip Akbayram gibi isimlerle bir günlük açlık grevi tutan ve grevin 111. gününde 111 sanatçı ve aydınla birlikte Gülmen ve Özakça’nın işlerine iade edilmelerini talep eden bildirinin imzacılarından olan tiyatro sanatçısı Defne Halman, 7 günlük açlık grevine başladı. Dün açlık grevinin üçüncü gününde olan Halman, kararının gerekçesini sosyal medya hesaplarından paylaştığı bir videoyla kamuoyuna da açıkladı. Telefonla görüştüğümüz Halman, üç gündür sadece su, şeker, limon suyu, çay, B komplex vitamini ve tuz tükettiğini söylüyor. “Bugün şekerli çay, bir tane B12 vitamini ve yarım çay kaşığı tuz, bir bardak su ile biraz limon suyundan oluşan bir sıvı karışımı tükettim” diyen Halman’ın eylem kararının ardında haklı taleplerini duyurmak için ölümü göze alarak bedenlerini açlığa yatıran Gülmen ve Özakça’ya destek olmak kadar, son dönemde yaşanan pek çok şiddet, vahşet, baskı, sansür, tehdit ve hedef gösterme olayına karşı duyduğu tepki de var.
'Enstrümanım bedenim’
“Nuriye ve Semih pek çok insan için sembol haline geldi. Aslında iki kişi üzerinde durmuyoruz burada” diyen Halman, açlık grevi yapma kararının ardındaki düşüncelerini şöyle özetliyor: “Bir gün Nuriye ve Semih, ertesi gün Esra Özakça için değil, bir hafta boyunca ülkede yapılan bütün haksızlıklara ve zulme karşı açlık grevi yapmaya karar verdim. Açlıklarının 111. gününde 111 sanatçı ve aydın Nuriye ve Semih için imza verdik. İçişleri Bakanı’nın elinde hiçbir kanıt olmadan koca bir gruba ‘terörist’ diyerek iftirada buunması, bu haklı mücadeleye gölge düşürmeye çalışmasına karşı da ‘Farkındayım, bir daha imzalıyorum’ diyerek tepki vermiştim. Zaten bu iktidar için muhalif sesleri başka kılıflar uydurarak, darbe girişimini bahane ederek bastırmaya çalışmak ve insanları işlerinden etmek, sertliği ve şiddeti sürekli artan bir yöntem oldu. Bir oyuncu olarak benim enstrümanım bedenim. Bedenimle kendimi ifade ediyorum. Haksızlığa, zorbalığa karşı da bedenimle, açlığımla duruyorum. Belki ben de açlık grevine başlayarak çevremdeki insanların da bu açlığın kendilerinden çok uzak bir şey olmadığını anlamalarına, bu açlığı paylaşmalarına vesile olurum. Umarım bu direniş elden ele büyür.”
Açlık grevindeki tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’ya destek için İlyas Salman, Ataol Behramoğlu, Deniz Türkali, Edip Akbayram gibi isimlerle bir günlük açlık grevi tutan ve grevin 111. gününde 111 sanatçı ve aydınla birlikte Gülmen ve Özakça’nın işlerine iade edilmelerini talep eden bildirinin imzacılarından olan tiyatro sanatçısı Defne Halman, 7 günlük açlık grevine başladı. Dün açlık grevinin üçüncü gününde olan Halman, kararının gerekçesini sosyal medya hesaplarından paylaştığı bir videoyla kamuoyuna da açıkladı. Telefonla görüştüğümüz Halman, üç gündür sadece su, şeker, limon suyu, çay, B komplex vitamini ve tuz tükettiğini söylüyor. “Bugün şekerli çay, bir tane B12 vitamini ve yarım çay kaşığı tuz, bir bardak su ile biraz limon suyundan oluşan bir sıvı karışımı tükettim” diyen Halman’ın eylem kararının ardında haklı taleplerini duyurmak için ölümü göze alarak bedenlerini açlığa yatıran Gülmen ve Özakça’ya destek olmak kadar, son dönemde yaşanan pek çok şiddet, vahşet, baskı, sansür, tehdit ve hedef gösterme olayına karşı duyduğu tepki de var.
'Enstrümanım bedenim’
“Nuriye ve Semih pek çok insan için sembol haline geldi. Aslında iki kişi üzerinde durmuyoruz burada” diyen Halman, açlık grevi yapma kararının ardındaki düşüncelerini şöyle özetliyor: “Bir gün Nuriye ve Semih, ertesi gün Esra Özakça için değil, bir hafta boyunca ülkede yapılan bütün haksızlıklara ve zulme karşı açlık grevi yapmaya karar verdim. Açlıklarının 111. gününde 111 sanatçı ve aydın Nuriye ve Semih için imza verdik. İçişleri Bakanı’nın elinde hiçbir kanıt olmadan koca bir gruba ‘terörist’ diyerek iftirada buunması, bu haklı mücadeleye gölge düşürmeye çalışmasına karşı da ‘Farkındayım, bir daha imzalıyorum’ diyerek tepki vermiştim. Zaten bu iktidar için muhalif sesleri başka kılıflar uydurarak, darbe girişimini bahane ederek bastırmaya çalışmak ve insanları işlerinden etmek, sertliği ve şiddeti sürekli artan bir yöntem oldu. Bir oyuncu olarak benim enstrümanım bedenim. Bedenimle kendimi ifade ediyorum. Haksızlığa, zorbalığa karşı da bedenimle, açlığımla duruyorum. Belki ben de açlık grevine başlayarak çevremdeki insanların da bu açlığın kendilerinden çok uzak bir şey olmadığını anlamalarına, bu açlığı paylaşmalarına vesile olurum. Umarım bu direniş elden ele büyür.”