G9 Gazetecilik Örgütleri Platformu, 3
Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Açıklamada Dünya
Basın Özgürlüğü Günü’nün ilan edildiği 1991’den bu yana, “Medyanın birkaç
uluslararası holdingin elinde toplanmasına, bağımsızlığın yitirilmesine, medya
organlarının sayısı artarken içeriğin tek tipleşmesine, gazetecilerin medya
patronları ve iktidarların baskısı altında özgürlüklerini daha fazla
yitirmesine tanık olduk” denildi.
‘HİÇBİR ZAMAN TESLİM OLMADIK’
Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye
Temsilciliği, Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen), Çağdaş
Gazeteciler Derneği (ÇGD), Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası
(DİSK Basın-İş), Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) ve Türkiye Gazeteciler
Sendikasının (TGS) bileşeni olduğu platformun açıklamasında Türkiyeli
gazetecilerin payına düşenin çok daha fazla baskı olduğu kaydedilerek, “Kendimiz
için değil, halkın haber alma hakkı adına mücadele ederken, gerçeklerin
öğrenilmesini istemeyenlerin her türlü saldırısıyla karşılaştık. Dövüldük,
sövüldük, öldürüldük, hapislere atıldık, kitlesel olarak işsizliğe mahkum
edildik. Ancak, gerçeğe ve halkın haber almak hakkına sadakatle bağlı
olanlarımız hiçbir zaman teslim olmadık!” denildi.
Basının karşı karşıya olduğu kara
tablonun değiştirilmesinin yolunun örgütlü mücadele ve dayanışmadan geçtiğine
dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: “Bütün meslektaşlarımızı bağımsız,
çoğulcu ve özgür bir gazetecilik için birlikte mücadeleye çağırıyoruz. BM Genel
Sekreteri António Guterres’in, hükümetleri basın özgürlüğünü güçlendirmeye ve
gazetecileri korumaya çağırdığı 3 Mayıs mesajında da belirttiği gibi, ‘Özgür
basını savunmak gerçeği bilme hakkımız için ayağa kalkmaktır.’ Yaşasın
bağımsız, çoğulcu ve özgür gazetecilik mücadelemiz!”
TUTUKLU ETHA ÇALIŞANLARINDAN MESAJ
Tutuklu bulunan ETHA çalışanları Semiha
Şahin, İsminaz Temel, Havva Cuştan, Pınar Gayıp ve Ali Sönmez Kayar, Bakırköy
ve Silivri cezaevinden ortak bir mesaj gönderdi: “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü
Günü’nü onlarca gazeteci gibi hapishanede karşılıyoruz. Hakikatin ve vicdanın,
eşitliğin ve adaletin ekmek gibi, su gibi, hava gibi en temel ihtiyaçlar
arasında olduğu bu topraklarda gerçeğin sesini ezilenlere ulaştırma misyonunu
üstlenmiş gazeteciler olarak, tutsaklık koşullarında dahi, dayatılan karanlığı
aydınlatma görevini bir an olsun aksatmayı, bu yoldan bir adım geri düşmeyi
düşünmedik, düşünmeyeceğiz.”
AF ÖRGÜTÜ, TÜRKİYELİ GAZETECİLERLE
GÖRÜŞTÜ
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty
International), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla tutuklu ve
tutuklu olmayan gazetecilerle görüştü. 15 Temmuz sonrası 120’den fazla
gazetecinin gözaltı ya da tutuklama yaşadığını belirten Af Örgütü, dünya
kamuoyunun buna sessiz kalmamasını istedi.
UAÖ Avrupa Direktör Yardımcısı Gauri Van
Gulik, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne ilişkin yaptığı açıklamada ise,
“Seçimler yaklaşırken Türkiye’nin özgür medyaya her zamankinden daha çok
ihtiyacı var. Cesur gazeteciler mevcut korku ikliminde işlerini yapmayı
sürdürüyor. Dünya, Türkiye yetkililerine, dışarıdaki cesur gazetecileri ve
cezaevinde çürüyen onlarca gazeteciyi unutmayacağımızı göstermelidir” dedi.
Af Örgütü, görüştükleri Türkiyeli
gazetecilerin de mesajlarını paylaştı.
25 Nisan’da 7 buçuk yıl hapis cezasına
mahkum edilen Cumhuriyet Gazetesi Editörü Murat Sabuncu ile de görüşen Af
Örgütü, Sabuncu’nun şu ifadelerini aktardı: “Ülkemi ve mesleğimi seviyorum. Hem
Türkiye’de hem de dünyanın her yerinde özgürlük istiyorum; yalnızca kendim için
değil, cezaevinde tutulan tüm gazeteciler için. Bunun başarmanın tek yolu da
dayanışma.”
Ekim 2016’da kanun hükmünde kararname
(KHK) ile kapatılan ve tüm çalışanlarını kadınların oluşturduğu Jin Haber
Ajansı (JINHA) Editörü Zehra Doğan’ın, yaptığı bir resim ve gazete yazıları
nedeniyle yaklaşık 3 yıl hapis cezasına mahkum edildiği ifade edildi. Kaldığı
Diyarbakır Cezaevinden Af Örgütüne yazan Doğan, “Kendimi tutsak hissetmediğimi
bir kez daha yinelemek istiyorum. Sanatın ve gazeteciliğin esir alınamayacağını
bu vesileyle bir kez daha gösterdik. Tüm tutuklu gazeteciler özgür kalana kadar
mücadele etmeye ve gazetecilik suç değildir demeye devam edeceğiz” dedi.
Özgür Gazeteciler İnisiyatifi Sözcüsü
Hakkı Boltan ise, “Türkiye, gazeteciler için bir zindana dönüştü.
Kapatıldığımızda 400 üyemiz vardı. Şu an 78 üyemiz hapiste. Bu durumun
aşılabilmesi için tek ve yegane yol gazetecilerin yan yana mücadelesinden
geçiyor. Bu birlikteliği yakalamak için tüm gazetecilerin ellerinden ne
geliyorsa onu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadelerine yer verdi.
BASIN KONSEYİ: BÜTÜN GAZETECİLER SERBEST
BIRAKILSIN
Basın Konseyi üyeleri, 3 Mayıs Dünya
Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle Nişantaşı’nda bulunan Abdi İpekçi Anıtı önünde
bir araya geldi.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç
yaptığı açıklamada, “Bugün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü. Demokrasinin
vazgeçilmez değerlerinden olan basın özgürlüğü bildiğiniz gibi en zor dönemini
yaşamaktadır. Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde bu çok anlamlı noktada, Abdi
İpekçi’nin Anıtı önünden seslenmek istiyoruz. 1 Şubat 1979 günü bu köşede şehit
edilen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’nin Anıtı önünde
onlarca yıl sonra yine ‘Basın Özgürlüğü’ diye haykırıyoruz. Onun da yıllar önce
savunduğu bir özlemdi bu” dedi.
Türenç, RSF basın özgürlüğü endeksinde
180 ülke içerisinde Türkiye’nin en son sıralarda yer aldığını söyleyerek,
“Bizler gazeteciler olarak bu tablodan utanmaktayız. Türkiye bu tabloyu hak etmiyor.
Türkiye’de şu an 145’e aşkın gazeteci hapiste bulunmaktadır. Sadece gazetecilik
yaptığı için hapiste olan gazetecilere bugün derhal özgürlük istiyoruz, tutuklu
bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz” diye konuştu.
Açıklamanın ardından Abdi İpekçi
Anıtı’na karanfiller bırakan grup üyeleri, daha sonra beyaz güvercinler uçurdu.
(