Köln radyosu WDR’nin ‘Sansürsüz Türkiye’
haber platformuna konuşan Güven, ifade özgürlüğünün gasp edildiğini söyleyerek,
referandumda ‘Hayır’ oyu vereceğini açıkladığı için Kanal D’deki işinden
kovulan İrfan Değirmeci’yi örnek gösterdi: “Hayır, hayır, hayır. İnadına
pencereyi açıp, sokağa çıkıp ‘Hayır’ diye bağırmak istiyorum. ‘Gazeteci
tutumunu açıklar mı, taraf olur mu hiç?’ diye soracaksınız belki. Cevabım:
Evet. Eğer konu bu kadar hayatiyse elbette olur. Demokrasi yerine otoriterlik
söz konusu ise elbette olur. Gazetecileri keyfine göre cezaevine atan, onların
ekmeğiyle oynayan, ‘söz dinlemeyen’ her medya kuruluşuna kilit vuran, ifade
özgürlüğünü gasp eden bir sistem söz konusu ise gazeteci elbette buna karşı
çıkar. Aynı İrfan Değirmenci’nin yaptığı gibi.”
Hürriyet gazetesinin yazar Orhan
Pamuk’un söyleşisini ‘Hayır’ dediği için yayınlamadığını da hatırlatan Güven
şunları aktardı: “Mesela Orhan Pamuk’un kırk yılın başında bir verdiği söyleşi
‘Hayır’ dediği için yayımlanmıyorsa, tüm gazetecilerin ayaklanması gerekir.
Gelin görün ki bugüne kadar dişine gelmeyen konularda bile kesin hatta
provakatif tavır takınan bazı gazeteciler böylesine hayati bir dönemeçte sanki
meziyetmiş gibi tarafsızlıktan dem vuruyor.”
İnsanlar sokakta toplanıp hep bir
ağızdan ‘Hayır’ diyemiyor
Gazetecinin yükümlülüğünün gerçeğin
adını koymak olduğunu söyleyen gazeteci şöyle devam etti: “Bugün Türkiye’de
ortaya çıkan gerçek şu: Erdoğan tipi başkanlık sistemi istemeyenlerin, ‘Hayır’
diyenlerin kendini ifade edebileceği tek bir televizyon kalmadı. İnsanlar
sokakta toplanıp her bir ağızdan ‘Hayır’ diyemiyor. ‘Hayır’ bildirisi
dağıtanları polis pataklıyor, hatta gözaltına alıyor. Bizzat Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan ‘Hayır’ diyenleri teröristlerle ve 15 Temmuz darbecileriyle
birlikte hareket etmekle itham etti. Bu hafta tek bir günde 19 gazeteci terör
suçlamasıyla Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıktı. Bu sayı bir hafta içinde 30’u
bulacak.”