Cumhurbaşkanı Erdoğan Elazığ’da
katıldığı toplu açılış töreninde konuştu. Gündeminde başkanlık referandumu olan
Erdoğan itiraf niteliğinde cümleler kurdu: "Bu ülkede cumhurbaşkanının
başbakana anayasa kitapçığını fırlattığını gördük mü? Şimdi biz bunu da
kaldırıyoruz. Cumhurbaşkanı ile başbakanın gücü aynı kişide birleşeceği için
çekişme yaşanmayacak. Tek kişide bu gücü topluyoruz.
Bugün saat 11.50'de Elazığ'a gelen
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saat 13.30 sıralarında İstasyon meydanında
düzenlenen toplu açılış törenine katılıp, halka hitap etti. Erdoğan'ın konuşma
yapacağı alanda Türk bayrakları yer aldı. Kalabalığı sık sık Rabia işareti ile
selamlayan Erdoğan, yapılacak olan şehir hastanesine İzmir'de teröristlerin
adliye saldırısına canı pahasına direnen polis memuru 'Şehit Fethi Sekin'
adının verileceğini söyledi.
Konuşmasında 16 Nisan'da yapılacak
referandumda Elazığ'dan rekor düzeyde bir destek beklediğini belirten
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hz. Ali, 'Kişi, bilmediğinin düşmanıdır' diyor.
Bugün anayasa değişikliğine, Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkanların bir
kısmı, bunu meselenin artısını eksisini bilmedikleri için yapıyor. Bir kısmı da
her şeyin farkında oldukları halde bu sistem, kendi çıkarlarını bozacağı,
foyalarını ortaya çıkaracağı için karşı çıkıyor. Kendi menfaatini ülkesinin ve
milletinin maslahatının önünde tutanlara diyecek bir şeyimiz yok. Onları
milletimize havale ediyoruz. Ama cumhurbaşkanlığı sistemini bilmedikleri için
meseleye soğuk yaklaşanlara, işin aslını astarını anlatmak, hepimizin boynunun
borcudur" dedi.
‘CUMHURİYETİMİZİ İNŞALLAH İLELEBET YAŞATACAĞIZ’
Türkiye'de rejimin değişmediğini öne
süren Erdoğan şunları söyledi:
"Değişen sadece yönetim sistemidir.
1923'te ilan edilen cumhuriyetimizi inşallah ilelebet yaşatacağız. Yönetim
sistemi tartışmalarımızın tarihi, cumhuriyetimizden eskidir. Meclis, Başbakan,
Bakanlar Kurulu ve daha pek çok kurumumuz farklı isimlerle, Cumhuriyet
öncesinde de mevcuttu. Birileri doğruyla yanlışı birbirine katarak, sapla
samanı karıştırarak, milletimizin kafasını bulandırmaya çalışıyor. Çünkü
onların kafaları da karışık. Şu anda yapılan iş; yasama, yürütme ve yargı
arasındaki ilişkileri yeniden düzenlemekten ibarettir. Bu organların hiçbiri
ortadan kalkmıyor. Parlamento yine yerinde. Hiçbiri, diğerine bağlanmıyor.
Sadece görev tanımları yeniden yapılıyor. Türkiye, yıllardır aradığı münasip
yönetim sistemine şimdi, nihayet kavuşuyor. Bu sistemin adı, Cumhurbaşkanlığı
hükümet sistemi. Yeni sistemde yürütme doğrudan millet tarafından seçilen,
sorumluluğu da millete karşı olan cumhurbaşkanına veriliyor. Cumhurbaşkanı'nı
getirir, Cumhurbaşkanı'nı götürür. Seçimlerde 5 yıl süreyle görev verilen
Cumhurbaşkanı, milletten başka kimseye hesap vermeden anayasa çerçevesinde
vazifesini yerine getirecektir. Bu, ülkenin istikrar ve güven ortamının 5 yıl
süreyle garanti altına alınması anlamına geliyor. Sürekli seçimlerin yapıldığı
veya konuşulduğu dönem sona erecek."
‘KARŞILIKLI YETKİ AŞIMI OLMAYACAK’
Yeni sistemde Cumhurbaşkanı ile
Başbakan'ın gücünün aynı kişide birleştiği için çekişme, çatışma, kavga, dövüş
diye bir sorun çıkmayacağını iddia eden Erdoğan,"Bu ülkede
Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'a Anayasa kitapçığını fırlattığını gördük mü?
Dünyada böyle çirkinlik olur mu? Bunu bile yaşattılar bize. Şimdi biz bunu da
kaldırıyoruz. Tek kişide bu gücü topluyoruz. Böylece, 'Kitapçıkları fırlat'
böyle bir şey olmayacak. Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı, vatana ihanet dışında
hiçbir şeyle suçlanamıyor, yargılanamıyor. Yeni sistemde bu sıkıntıyı da
aşıyoruz. Cumhurbaşkanı, milletimizle birlikte Meclis'e karşı da sorumluluk
üstleniyor. Tüm bu düzenlemelerle yürütme göreviyle yasama organlarının
görevleri arasındaki ayrım netleştirildiği için karşılıklı yetki aşımı, diye
bir mesele inşallah olmayacak. Birileri çıkıp, Meclis'in ortadan
kaldırıldığını, işlevsiz kılındığını söylüyor. Yok böyle bir şey. Meclis,
ortadan kalkmak bir yana; güçleniyor. İşlevsiz bırakılmak bir yana daha geniş
vazifeler üstleniyor. Öte yandan yargının bağımsızlığının yanına tarafsızlığını
da ekliyoruz. Yeni sistemde herkes kendi işine odaklanacak. Eski dönemde çok
tartışılan sıkıyönetim artık kalkıyor. Bu ülkede artık sıkıyönetim olmayacak.
Bunun yerine zorunlu durumlarda olağanüstü hal ilan edilerek, sorunların
üstesinden gelinmesi imkanı getiriliyor. Anayasa değişikliğiyle getirdiğimiz
bir başka yenilik de cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğini kesme şartını
ortadan kaldırmak. Böyle şey olur mu? Cumhurbaşkanı adayı olacaksın, kurucusu
olduğun partiden ilişiğin kesiliyor. Neymiş? O, tarafsızlığı getirirmiş. Bir
insanın karakterinde, tarafsız olmak diye bir şey olur mu? Olmaz. Gerçekçi
olmak lazım. Şimdi, bu da düzeltiliyor. İnşallah bu sistemle kazanan Türkiye
olacak. Kazanan Türk milleti olacak" dedi.
‘İDAM İSTERİZ’ SLOGANLARINA,
‘CUMHURBAŞKANI OLARAK ONAYLARIM’ DED
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşması
sırasında toplanan kalabalığın sık sık "İdam isteriz" sloganları
atması üzerine, "Bu konudaki düşüncem belli. Bildiğiniz gibi bu konuda,
parlamentomuz inşallah 16 Nisan'dan sonra, bu bir anayasa değişikliği
gerektiriyor biliyorsunuz, anayasa değişikliğiyle bu parlamentomuzdan geçtiği
takdirde cumhurbaşkanı olarak ben bunu onaylarım. Bunun aksi düşünülemez.
George ne der, Hans ne der, filanca ne der; ben ona bakmam. Ahmet, Mehmet,
Hasan, Ayşe, Fatma ne der; Rabb'im ne der, ben ona bakarım. Çünkü böyle bir
yetki, böyle bir hak bizde yok. Devlet, kendisine karşı işlenen suçları
affedebilir; fakat herhangi bir vatandaşın şehit edilmesi, öldürülmesi
noktasında kalkıp, onun katilini affedemez. Ona af yetkisi, onun
varislerinindir. İnşallah o günler de yakın, o günleri de göreceğiz" diye
konuştu.
‘SİSTEME KEŞKE ÖZAL ZAMANINDA
GEÇİLSEYDİ’
Bugün atılan her adımın yarın gençlerin
işini kolaylaştırmak için olduğunu savunan Erdoğan şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanlığı sistemini şahsi
hevesim, arzum olarak göstermek isteyenler; en büyük haksızlığı gençlerimize
yapıyorlar. Bizler faniyiz. Bugün varız, yarın yokuz. Allah ömür ve imkan
verdikçe ülkeme ve milletime hizmet etmek için çalışacağım. Bizden sonra bu
bayrağı, bugünün gençleri devralacak. 16 Nisan'a çıkacağıma dair benim elimde
bir garanti var mı? Emr-i hak vaki olur, çıkamayabiliriz. Rabb'im takvimi nasıl
belirlediyse bu süreç böyle yürüyor. Ne bir an ileri ne bir an geri. Kimsenin
bu noktada garantisi yok. Gideceğimiz yer belli. 2 metreküp çukur, 9 metre 15
santim kefen. Başka bir şey götürebiliyor musun? Yaptığımız hizmetlerle
anılacağız. Liderin üç önemli görevi vardır. Bir tanesi istişaredir. Lider
istişare ile hareket eder. İki, adaletle hükmeder. Üç, ehliyet ve liyakat
sahibiyle etrafını donatır; devleti onlara teslim eder. Keşke cumhurbaşkanlığı
sistemine rahmetli Özal'ın bu meseleyi gündeme getirdiği, bizlerin gençliği
dönemine denk gelen 1990'lı yılların başında geçseydik. O zaman Türkiye, belki
1990'lar boyunca yaşadığı sıkıntılara, krizlere, acılara maruz kalmayacaktı.
Bugün hala dağlara götürülen gençler yok mu? 15-16 yaşında gençlerimiz dağlara
götürülmüyor mu? Kandil'e götürülmüyor mu? Ne diyor oradakiler? Bu 16 Nisan
oylamasında onlar 'Hayır' diyor. O Diyarbakır Belediyesi'nin önünde ağlayan
anneler, niye ağladılar? Yavruları dağa kaçırılmıştı da onun için ağladılar.
Onları dağa kaçıranlar, ne diyor şimdi? 16 Nisan için 'Hayır' diyor. Onlarla
beraber hareket edenler var. Ben inanıyorum ki benim samimi vatandaşlarım,
demokrasiye inanmış vatandaşlarım, bu ülkenin sıçraması için gayret eden vatandaşlarım,
inanıyorum ki terörizme, teröristlere karşı çıkan kardeşlerim 16 Nisan'da
'Evet' demeye hazır mı?"
‘BİRLİK VE BERABERLİKTE BÜTÜNLEŞİN’
Sistemin kendisini, istikrarın güvencesi
haline dönüştürdüklerini ifade eden Erdoğan, "Bu bir reformdur. Şahsım
için değil, şahsımın öncülüğünde ülkemiz için, özellikle de gençlerimiz için bu
reformu yapıyoruz. Meselenin aslı bundan ibarettir. AK Parti ve MHP'nin
dayanışmasıyla özellikle Sayın Yıldırım, Sayın Bahçeli'ye çok teşekkür
ediyorum. Zira parlamento sırasında, oradaki mücadeleleri her türlü takdirin
üzerindedir. Liderlerine bağlı kalarak, samimiyetle dürüst şekilde el ele veren
oradaki milletvekillerini de ben alkışlıyorum. Çünkü bu farklı bir mücadeleydi.
Bu mücadeleyi de başarılı şekilde verdiler, işi bitirdiler. Şimdi sıra, bu
siyasi hareketlerin tabanında. AK Parti'ye, MHP'ye, CHP'ye gönül veren
kardeşlerim hepinize sesleniyorum. Hatta HDP'ye gönül veren kardeşlerim, size
de sesleniyorum. Bu birlik ve beraberlikte gelin bütünleşin" dedi.
BU COĞRAFYADA HER MESELE BİZİM
MESELEMİZDİR
Türkiye'nin içeride ve dışarıda her biri
geleceğimiz için hayati öneme sahip pek çok saldırıya karşı tarihi bir mücadele
yürüttüğünü söyleyen Erdoğan, "Unutmayınız, Suriye meselesi sadece bu
ülkenin vatandaşlarının meselesi olmanın ötesinde bizim meselemizdir. Irak
meselesi, aynı şekilde bizim meselemizdir. Orta Asya'dan Kuzey Afrika'ya,
Balkanlar'dan Kafkasya'ya bütün bu coğrafya yaşanan her mesele bizim
meselemizdir. Geçmişte bu ülkeye, kendi meselelerine sırtını çevirenler vardı.
Biz çevirmedik. Siz gözlerinizi yumunca dünya kararmış olmuyor. Biz oralara
sırtımızı döndük diye, hiçbir sorundan kurtulmuş olmadık. Ey Osmanlı, Hint
Yarımadası'ndan bir ses geldi. Biz mazlumuz, zulme uğradık; dediler. Ecdadımız
Hint Yarımadası'na, buradan kadırgalarını gönderdi. Niye? Adaleti orada tesis
etmek için. Ülkemizin içinde yaşanan sıkıntıları, sorunları görmezden geldikçe
hiçbiri çözülmedi. Ne vatandaşımızın aş, iş, ekmek davası çözüldü ne de
yoksulluğu ortadan kalktı ne de tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle olan bağı
koptu. Sadece zaman kaybettik. Son yıllarda başımıza gelenler, bu mücadele kat
ettiğimiz mücadeleden rahatsız olanların ülkemizi yeniden eski günlerine
döndürme çabasından kaynaklanıyor" diye konuştu.
Konuşmadan sonra Ağın ilçesinde bulunan
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'a canlı yayınla
bağlanılarak, Karamağara Köprüsü ve karayolunun açılışı yapıldı. Daha sonra
Baskil Kaymakamı Uhud Emre Koyuncu'ya da canlı yayınla bağlanılarak Baskil
Çimento Fabrikası'nın açılış kurdelasının kesimi yapıldı. Ağın ve Baskil'de
yapılan açılışlar, alanda toplanan kalabalığa canlı yayınla izlettirildi. Son
olarak Elazığ'da yapımı tamamlanan yatırımların kurdelası da Cumhurbaşkanı
Erdoğan tarafından kesildi. Erdoğan törenin ardından alanda bulunan çocuklara
satranç takımı dağıttı. Erdoğan daha sonra Elazığ Valiliği'ne geçti. (DHA)