Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisleri, Tevgera Jinên Azad (TJA) bileşenleri, HDP İstanbul İl Örgütü’nde düzenledikleri basın toplantısı ile 8 Mart Deklarasyonu’nu açıkladı. Çok sayıda kadının katıldığı basın toplantısında Seyri İpek konuştu. İpek, “8 Mart’a doğru giderken alanlarda, sokaklarda sesimizi yükselteceğimizi belirtiyoruz. Biz kadınlar yaşamı güzelleştirme adına kadın bilinci ile yaşamın her alanında olduk ve sisteme karşı direnerek bu günlere geldik. Çok ağır bedeller ödedik, katledildik, öldürüldük, tutuklandık ama her ne olursa olsun kendi öz gücümüzle direneceğimizin bilincindeyiz. Tek adama, tek rejime kadın üzerindeki dayatmalara ‘Hayır’ diyoruz ve Hayır’larımızla sokaklarda olmaya devam edeceğiz” dedi.
İpek'in konuşmasının ardından kadınlar adına açıklamayı Nazlı Andan okudu. Andan, “İnsanlığın var olduğu dönemden beri toplumsallaşmayı gerçekleştirerek dünyayı yaşanır bir yer olarak kılmaya çalıştık, çalışıyoruz. Sistemin dayattığı erkek egemen kodlarla değil kadın değerlerini esas alan, özgürlükçü, eşitlikçi, adaletli bir dünya kurmak için emek veriyoruz. Tüm bu çabalarımızı sadece kendimiz için değil, bizden sonra gelen kadınlar ve toplumun hepsi için istiyoruz. Bin yıllardır elimizden çalınan bütün değerlerimizi geri kazanmak için direniyoruz” diye konuştu.
Andan sözlerini şöyle sürdürdü:
“1857’de ‘eşit işe eşit ücret’ talebiyle greve giden ve katledilen 129 kadının, Dominik Cumhuriyeti’nde tecavüz edilerek katledilen Mirabel Kardeşlerin, Rojava’da özgür bir yaşam için mücadele eden kadınların, Kürdistan’da devlet tarafından katledilen Taybet Ana’nın, Cemile’nin, Sêvê’nin, Asya’nın, Fransa’da uluslararası bir komplo ile katledilen Sakine Cansız’ın, Fidan Doğan’ın, Leyla Şaylemez’in, tecavüze uğrayıp katledilen Özgecan Aslan’ın, Artvin’de HES’lere karşı mücadele ederken “devlet kimdir” sorusuyla erk zihniyetin karşısına dikilen Havva Ana’nın taleplerine bugün burada ve yaşamın her yerinde sahip çıkıyoruz.”
“1857’de ‘eşit işe eşit ücret’ talebiyle greve giden ve katledilen 129 kadının, Dominik Cumhuriyeti’nde tecavüz edilerek katledilen Mirabel Kardeşlerin, Rojava’da özgür bir yaşam için mücadele eden kadınların, Kürdistan’da devlet tarafından katledilen Taybet Ana’nın, Cemile’nin, Sêvê’nin, Asya’nın, Fransa’da uluslararası bir komplo ile katledilen Sakine Cansız’ın, Fidan Doğan’ın, Leyla Şaylemez’in, tecavüze uğrayıp katledilen Özgecan Aslan’ın, Artvin’de HES’lere karşı mücadele ederken “devlet kimdir” sorusuyla erk zihniyetin karşısına dikilen Havva Ana’nın taleplerine bugün burada ve yaşamın her yerinde sahip çıkıyoruz.”
Ülkede son yıllarda yaşatılan savaş koşulları ve sindirme politikalarının tek adam zihniyetinin bir ürünü olduğunu söyleyen Andan, “Dünyanın her yerinde olduğu gibi bu savaş sürecinde de en fazla hedef haline getirilen, varlığı yok sayılmaya çalışılan, saldırılara maruz kalanlar gene kadınlar olmuştur” dedi.
Açıklamasında 5 Mart Pazar günü Bakırköy Cumhuriyet Meydanı’nda “Kadınlar Birlikte Güçlü” sloganıyla 8 Mart mitingi düzenleyeceklerini belirten Nazlı, “Bu mitinge bütün kadınları umut ve özgürlük çığlıklarını çoğaltmak için davet ediyoruz” çağrısında bulundu.