İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG)
Meclisi, OHAL koşulları altında geçen yedi ay boyunca iş cinayetlerinde
yaşamını yitiren işçilere dair hazırladığı raporla “İş cinayetlerine hayır”
dedi. Meclisin hazırladığı rapora göre OHAL’le geçen yedi ayd a1180 işçi
yaşamını yitirdi.
İSİG Meclisi; hazırladıkları raporu
proje okullar uygulaması nedeniyle sürgüne dilen, KHK’lerle ihraç edilen ve
ihraçlar nedeniyle yaşamın yitiren emekçilere ithaf etti. İktidarın 2013
yılında çıkardığı İş Sağlığı ve Güvenliği yasasıyla iş cinayetlerinin azalması
beklenirken aksine hızla arttığına dikkat çeken İSİG Meclisi, OHAL’in millete
değil devlete olduğu sözlerinin de yalan olduğunu ifade etti. OHAL-KHK
rejiminin emekçilere karşı ve patronların yararına bir uygulama özelliği
taşımasının nedenini soran İSİG Meclisi, “OHAL ilanı sonrası ilk uygulama,
zaten son derece zayıf olan emekçilerin iş güvencelerini koruyan yasaları
fiilen ortadan kaldırmak olmuştur…zorunlu BES (Bireysel Emeklilik Sigortası)
kesintisi yapılması ve kiralık işçilik düzenlemesi uygulamaya konulmuş; yani
çalışma standartları ve sosyal haklar daha da geriletilmiştir” dedi.
OHAL’de sermayeye teşvik, işçiye ölüm
OHAL’in sermaye için teşvikleri
getirdiğini vurgulayan İSİG Meclisi, iş cinayetlerinin ise OHAL sonrası bir
evvelki yılla kıyasla yüzde 14 arttığını belirtti. İşçilerin çalışma
koşullarının kötüleştiğini söyleyn İSİG Meclisi, iş cinayetlerinin ise seri ve
sürekli bir biçim aldığının altını çizdi.
Hukukun da işçiler aleyhine patronlar
lehine hayata geçtiğini vurgulayan meclis, kamu kurumları ve 50’den az işçisi
olan az tehlikeli işyerlerinde uzman ve hekim çalıştırma zorunluluğunun 1
Temmuz 2017 tarihine ertelendğini hatırlattı.
İş cinayetleri sonrası adaletsizlik ve
cezasızlığın sürdüğünü ifade eden meclis, işçi sağlığı ve iş güvenliği için
mücadele edenlere dönük ise KHK ile işten çıkarma saldırıları gerçekleştiğini
belirtti:
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp
Fakültesi’nde Taş-İş-Der Başkanı ve İSİG işyeri temsilcisi hastabakıcı Cemal
Bilgin, servislere verilen yemekten dolayı 50 civarı işçi ve hasta yakınının
salmonella bakterisi yüzünden rahatsızlanmasını dile getirdiği ve bir şey
yapılmamasına karşı çıktığı için, yani “yasal görevini yaptığı için” işten
atılmıştır. Hastane içinde direniş yapılmasına müdahale edilmiş ve Cemal zorla
dışarıya çıkarılmıştır.
İş cinayetlerine hayır
Referandumda tavır belirlemenin önemli
olduğunu belirten İSİG Meclisi, iş cinayetlerine karşı can güvenliği için
birlikte mücadele ettiği işçilere, işçi ailelerine, hekimlere, mühendislere,
akademisyenlere, iş müfettişlerine, gazetecilere çağrıda bulundu:
Bir siyasi partiye oy vermiyoruz. İş
cinayetlerini daha da artıracak, tamamen patronların lehine olacak bir sistemi
OHAL-KHK sürecinin süreklileşmesini oylayacağız. Bugüne kadar hangi partiye oy
vermiş olursak olalım bu sefer iş cinayetlerine karşı tek bir ses olalım… 16
Nisan Referandumu’nda “İş cinayetlerine HAYIR!”
İş cinayetlerinin yıllara göre dağılımı
2013 yılında en az 1235 işçi,2014
yılında en az 1886 işçi,
2015 yılında en az 1730 işçi,2016
yılında ise en az 1970 işçi yaşamını yitirdi…
2014 yılında tarihimizin en büyük işçi
katliamı olan Soma’nın yanısıra birçok toplu işçi ölümü yaşanmış ve 1886
işçinin yaşamını yitirdiği bir yıl yaşamıştık. Geçen yıl Soma’sız 1730 iş
cinayeti vardı. 2016 yılında ise 1970 işçinin aramızdan ayrıldı. Sorunun
çözümünün ilk adımının yasalarla değil işçilerin işyerlerinde söz ve karar
hakkının olmasıyla çözülebileceğini belirtmiştik. Ancak tarihimizin en üst
düzeyde iş cinayetinin geçen yıl yaşanması işçilerin üretimde karar
süreçlerinden dışlandığını göstermektedir.
(Yıllara göre iş cinayetleri grafiğini
tamamlayan) OHAL’le geçen 7 ayda iş cinayetlerinin aylara göre dağılımına
bakarsak;
Temmuz ayının son on gününde en az 63
işçi,Ağustos ayında en az 206 işçi,Eylül ayında en az 150 işçi,Ekim ayında en
az 169 işçi,Kasım ayında en az 196 işçi,Aralık ayında en az 141 işçiOcak ayında
en az 161 işçi,Şubat ayının ilk yirmi gününde ise en az 94 işçi yaşamını
yitirdi…
OHAL ile birlikte 2016 yılında evvelki
aylara göre iş cinayetlerinde yüzde 9 artış vardır. Bu durum işçilerin
ülkemizde ve işyerlerinde söz ve karar süreçlerindeki dışlanmasının pekiştiğini
ifade etmektedir.
OHAL’le geçen 7 ay ile geçmiş yıllardaki
aynı dönemin karşılaştırmasını yaparsak;
21 Temmuz 2013 ile 20 Şubat 2014
arasında en az 815 işçi,
21 Temmuz 2014 ile 20 Şubat 2015
arasında en az 996 işçi,
21 Temmuz 2015 ile 20 Şubat 2016
arasında en az 1036 işçi,
OHAL dönemi olan 21 Temmuz 2016 ile 20
Şubat 2017 arasında ise en az 1180 işçi yaşamını yitirdi…
Çok net bir biçimde OHAL döneminde iş
cinayetlerinde bir sıçrama görüyoruz.
OHAL’le geçen 7 ay ile geçmiş yıllardaki
aynı dönemin karşılaştırmasını iş cinayetlerinin aylık ortalamasına göre ifade
edersek durumu daha da net görebiliriz;
21 Temmuz 2013 ile 20 Şubat 2014
arasında her ay en az 116 işçi,
21 Temmuz 2014 ile 20 Şubat 2015
arasında her ay en az 142 işçi,
21 Temmuz 2015 ile 20 Şubat 2016
arasında her ay en az 148 işçi,
OHAL dönemi olan 21 Temmuz 2016 ile 20
Şubat 2017 arasında ise her ay en az 169 işçi yaşamını yitirdi…
OHAL’le geçen yedi ayda bir yıl evveline
göre iş cinayetlerinde yüzde 14 artış var. Bu durum OHAL’in işçi sınıfı
aleyhine bir uygulama olduğunun en çıplak biçimidir…
İş cinayetleri yaşanan işkollarında yine
ilk üç sırayı inşaat, tarım ve taşımacılık işkolları alıyor. Mevsimsel olarak
tarımda bir düşüş var. Ancak taşımacılık işkolunda nicel anlamda ölümler sürse
de oransal olarak bir düşüş gözüküyor. Dikkat çekici olan husus ise metal,
madencilik, tekstil ve enerji işkollarındaki ölümler grafikte yer alacak kadar
oransal bir sürekliliğe sahipken OHAL döneminde gıda, kimya ve sağlık
işkollarındaki ölümlerde artış gözüküyor. Yine grafiğin yoğunluğundan dolayı
belirtemediğimiz kağıt ve cam işkolunda da ölümler artıyor. Yani sanayinin
diğer kollarında da iş cinayetlerinde yoğunlaşma var…
OHAL’le geçen 7 ayda iş cinayetlerinin
işkollarına göre dağılımına bakarsak;İnşaat, Yol işkolunda 271 işçi;Tarım,
Orman işkolunda 195 işçi;
Taşımacılık işkolunda 186 işçi;Ticaret,
Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 72 işçi;Belediye, Genel İşler işkolunda 67 işçi;
Metal işkolunda 60 işçi;Savunma,
Güvenlik işkolunda 48 işçi;Madencilik işkolunda 46 işçi;Konaklama, Eğlence
işkolunda 36 işçi;Gıda, Şeker işkolunda 27 işçi;Enerji işkolunda 23 işçi;
Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 23
işçi;Petro-Kimya Lastik işkolunda 19 işçi;Ağaç, Kağıt işkolunda 17
işçi;Çimento, Toprak, Cam işkolunda 17 işçi;Gemi, Tersane, Deniz, Liman
işkolunda 7 işçi;Basın, Gazetecilik işkolunda 4 işçi;İletişim işkolunda 3
işçi;Banka, Finans ve Sigorta işkolunda 1 işçi;
Çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 32
işçi yaşamını yitirdi…
İş cinayetlerinin nedenlerinde
trafik/servis kazaları, ezilme/göçükler ve yüksekten düşmeler her zaman olduğu
gibi ilk üç sırada.
Aşırı-yoğun-fazla çalışmaya bağlı olası
ani ölümler ise (kalp krizi, beyin kanaması vb.) artık kalıcılaşmış ve yüzde 10
gibi yüksek bir oran teşkil ediyor. Bu durum OHAL döneminde çalışma
koşullarında herhangi bir iyileştirmenin olmadığını aksine varolan
uygulamaların kalıcılaştığını gösteriyor.
İşyerlerinde ya da çalışırken şiddet
olaylarına maruz kalıp ölen işçilerin oranı ise yüzde 6. OHAL ile hiçbir sorun
çözülmemiş aksine şiddet kalıcılaşmıştır.
İntiharlar ise yüzde 5 gibi bir oranla
grafiğimizde yer alıyor. Mobbing, borç ve işsizlik ülkemiz işçi sınıfının
içinde olduğu cenderedir. Gün geçmiyor ki mobbing dolayısıyla bir işçimiz,
işsizlik nedeniyle üniversiteyi bitiren bir gencimiz ya da borçlarını
ödeyemediği için bir emekçimiz yaşamına son vermesin.
OHAL’le geçen 7 ayda iş cinayetlerinin
nedenlerine göre dağılımına bakarsak;
Trafik, Servis Kazası nedeniyle 300
işçi;Ezilme, Göçük nedeniyle 226 işçi,Yüksekten Düşme nedeniyle 200 işçi;Kalp
Krizi/Beyin Kanaması nedeniyle 115 işçi;Silahlı Şiddet nedeniyle 66
işçi;İntihar nedeniyle 60 işçi;Elektrik çarpması nedeniyle 51 işçi;
Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 41 işçi;
Patlama, Yanma nedeniyle 29 işçi Nesne
Çarpması, Düşmesi nedeniyle 19 işçi;
Diğer Nedenlerden dolayı 68 işçi
yaşamını yitirdi…
OHAL’le geçen 7 ayda iş cinayetlerinin
yaş gruplarına göre dağılımı ise şöyle:
14 yaş ve altı 10 çocuk işçi,15-17 yaş
arası 17 çocuk-genç işçi,
18-27 yaş arası 168 işçi,28-50 yaş arası
644 işçi,51-64 yaş arası 202 işçi,65 yaş ve üstünde 40 işçi,
Yaşını bilmediğimiz 99 işçi yaşamını
yitirdi…
OHAL döneminde çocuk işçi ölümleri aynı
oranda devam ediyor. Yani çocuklara dair politikada hiçbir düzelme yok. Ancak
dikkat çeken husus 28-50 yaş grubundaki işçi ölümlerindeki artış. Daha evvelki
raporlarımızda belirtmiştik. 28-50 yaş grubu ise örgütlülük, haklarını koruma
gibi pratiklere daha aşina. Bu yaş grubundaki iş cinayetlerinin oransal artışı
OHAL’in işçi sınıfının ana gövdesine dönük uygulamaların arttığının bir
göstergesidir.
OHAL’le geçen 7 ayda Türkiye’nin 79
şehrinde iş cinayeti yaşandı. Sadece Ardahan ve Kırıkkale’de iş cinayeti tespit
edemedik. Grafikten ve aşağıdaki bilgilerden de görüleceği üzere OHAL,
Türkiye’nin sanayi kentlerindeki işçi sınıfının iş cinayetlerinde ölümünü
yoğunlaştırmıştır.
İşçi ölümlerinin şehirlere göre dağılımı
ise şöyle: 134 ölüm İstanbul’da;58 ölüm İzmir’de;56 ölüm Kocaeli’nde;51 ölüm
Bursa’da;45 ölüm Antalya’da;38 ölüm Adana’da; 35 ölüm Konya’da;34 ölüm
Aydın’da; 33 ölüm Manisa’da;29 ölüm Denizli’de;28 ölüm Samsun’da;27 ölüm
Ankara’da;25’er ölüm Gaziantep ve Mersin’de;24 ölüm Tekirdağ’da;19’ar ölüm
Muğla ve Siirt’te;17’şer ölüm Kayseri, Sakarya ve Şanlıurfa’da;16 ölüm
Zonguldak’ta;15’er ölüm Diyarbakır, Eskişehir, Kahramanmaraş ve Sivas’ta;14’er
ölüm Bolu ve Kastamonu’da;13’er ölüm Çorum ve Hatay’da;12’şer ölüm Balıkesir ve
Burdur’da;11 ölüm Ordu’da;10’ar ölüm Mardin ve Niğde’de 9’ar ölüm Düzce,
Giresun ve Malatya’da;
8’er ölüm Adıyaman, Artvin, Edirne,
Elazığ, Isparta, Karabük, Kütahya ve Trabzon’da;7’şer ölüm Afyon, Erzincan,
Erzurum, Hakkari ve Karaman’da;6’şar ölüm Batman, Bitlis, Çanakkale, Nevşehir,
Osmaniye, Tokat ve Tunceli’de;
5’er ölüm Ağrı, Bartın, Bingöl,
Kırklareli, Kilis, Rize, Uşak, Van ve Yalova’da;4’er ölüm Amasya, Bilecik,
Iğdır ve Muş’ta;
3’er ölüm Aksaray, Gümüşhane, Kars,
Sinop ve Şırnak’ta;
2’şer ölüm Çankırı ve Kırşehir’de;1’er
ölüm Bayburt ve Yozgat’ta ve 14 ölüm ise yurtdışında yaşandı…