25 Şubat 2017 Cumartesi

Cumartesi Anneleri Galasarayda 622 Kez : Murat Yıldız dosyasında ceza adaleti sağlansın Diye Buluştu.!

Cumartesi Anneleri, Galatasaray'da gerçekleştirdikleri 622. buluşmalarında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın akıbetini sordu. Kayıp yakınları, mücadele arkadaşları Berfo Kırbayır ve Kiraz Şahin ile edebiyatın usta yazarlarından Sebahattin Ali'yi yaşamlarını yitirişlerinin yıldönümünde andı.
Eylemde ilk sözü Berfo Kırbayır'ın oğlu, gözaltında kaybededilen Cemil Kırbayır'ın ağabeyi aldı. 622 haftadır Galatasaray Meydanı'ndan kayıplara "Hayır" dediklerini belirten Kırbayır, "Bize görmeyenler de demokrasiye karşı 'Hayır' dedi" diye belirtti.
Cemil Kırbayır için TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun yaptığı araştırma sonucunda hazırladığı raporda "Cemil Kırbayır gözaltında kaybedildi" dediğini hatırlatan Mikail Kırbayır, annesi Berfo Kırbayır'ın, 33 yıl sonra azraille olan pazarlığını bitirerek, oğluna bulamadığı için gözleri açık olarak yaşama veda ettiğin söyledi. Failler belli olmasına rağmen savcılığın hala soruşturma dahi başlatmadığını hatırlatan Kırbayır, "6 yıldır dosya bekletiliyor. Zamanaşımı mıdır makul süre. Adalet bu mudur?" diye sordu
Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren, Berfo Ana'nın oğlu Cemil'i, Kiraz Şahin'in ise eşi İsmail Şahin'i bulamadan yaşama gözlerini yumduğunu hatırlattı, "Devlet Berfo Ana'ya da, Kiraz'a da borçlu. Devlet bu borcu öder mi bilmiyoruz ama bizim sözümüz var. Cemil'i Berfo Ana'nın kucağına, İsmail'i de Kiraz'ın yanına vereceğiz. Sorumlular hesap verene kadar da mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" dedi.
22 yıl önce kendi elleriyle oğlunu polislere teslim eden Hanife Yıldız, yine o pişmanlık ve vicdan azabıyla Galatasaray'daki yerini aldı. "O günden bugüne çok hükümet değiştik, bakan değişti ama buraya bakan olmadı" diyerek, devletin işlediği suçlarla yüzleşmediğini, hesap vermediğini söyledi.
İlk Galatasaray'a geldiği gün 22 yıl boyunca burada oturacağını düşünmediğini ifade eden Yıldız, o gün hissettiklerini şöyle anlatmaya çalıştı: "Buradan gittikten sonra oğlumdan telefon gelecek 'ana sen oralarda ne yapıyorsun. Beni arama iyiyim ama artık sen de benim annem değilsin' demesini çok isterdim. Ama 22 yıldır olmadı."
22 yıldır iktidarda olanların kendilerini muhatap dahi almadığını söyleyen Yıldız, "Asıl zorumuza giden, bizi acıtan ise insanların bizi görmezden gelmeleri" dedi. Yazdığı şiirle analara ve toplumun tüm kesimlerine seslendi: "Sadece yavrularımızı, sevdiklerimizi bizden alanların yargılanmasını istiyoruz."
Murat Yıldız dosyasına bakan Avukat Gülseren Yoleri, bu dosyanın da diğer kayıp dosyaları gibi 20 yıl sonunda zamanaşımından kapanabileceğini düşündüklerini, bunun için de başvuru yaptıklarında gerçekle karşılaştıklarını kaydetti. Yaptıkları başvuru sonucunda dosya dahi açılmadığını hatırlatan Yoleri, "Murat Yıldız aslında gözaltına alındığı andan adliyedeki tüm aşamalara kadar kaybedilmiş" diye belirtti. Yoleri, geçen hafta görüşme yaptığı savcının "Ortada dosya yok, keşif yaşamam" dediğini belirterek, gerçekler ortaya çıkana kadar hukuki mücadeleyi bitirmeyeceklerini vurguladı.
Haftanın açıklamasını Mine Nazari okudu. 622 haftadır hakikat, adalet ve barış talebiyle Galatasaray'da oturduklarını kaydeden Nazari, "Biz 622 haftadır taleplerimizi dile getirirken devleti yönetenler sustular, susuyorlar çünkü bize hakla, hukukla ve adaletle verecek cevapları yok" dedi.
Nazari, Murat Yıldız'ın kaybedilmesinden; İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi'nde görevli Komiser Ramazan Kaya ve polis memurları Şahismail Öztürk ve Tahir Şerbetçi ile dönemin İzmir Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu, İzmir Valisi Kutlu Aktaş, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in sorumlu olduğunu kaydetti. Nazari, Murat Yıldız dosyasında hakikatin açığa çıkarılmasını ve ceza adaletinin sağlanmasını istedi.
19 yaşındaki Murat Yıldız, İzmir'de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir sevgilisi vardı ve onunla askere gitmeden önce nişanlanmak istiyordu. Kızın ailesi ise bu duruma karşı çıkıyordu. Bu nedenle çıkan tartışmalar birkaç kez karakolda bitmişti. Aile yakınlarından bir polis Murat'ı defalarca dövmüş ve "Bu işten vazgeçmezsen seni öldürürüm!" diye tehdit etmişti.
29 Ocak 1995'te Bornova'daki bir kafede benzer bir tartışma daha yaşandı. Murat Yıldız silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştı. Tartıştığı kişiler arasında kendisini tehdit eden polis de vardı. Aynı gün eve gelen polisler anne Hanife Yıldız'ı Emniyet Müdürlüğüne götürdü. Emniyette kendisine oğlunun havaya ateş açması nedeniyle arandığı ve hemen gidip teslim olursa ifade vererek serbest kalacağı söylendi.
23 Şubat 1995'te, Hanife Yıldız avukatı ve yeğeni ile birlikte tek çocuğu olan Murat'ı, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi'ne götürdü. Murat, verdiği ifadesinde, olay günü kullandığı silahın İstanbul'da olduğunu belirtti. Bunun üzerine, Komiser Ramazan Kaya ile polis Tahir Şerbetçi Murat Yıldız'ı İstanbul'a götürülmek üzere yola çıkarıldı. Murat Yıldız'dan o günden sonra bir daha haber alınamadı.
Polisler önceleri karakola giden anne Hanife Yıldız'a Murat'ın İstanbul yolunda feribottan denize atlayıp kaçtığını söylediler. Annenin "Kendi isteğiyle teslim oldu! Niye kaçsın?" diye ısrar etmesi üzerine ise "Oğlun intihar etti" dediler.
Kendi isteğiyle teslim olan ve hapis cezası bile gerektirmeyen "meskun mahalde havaya ateş etme" suç isnadı karşısında Murat'ın kaçtığı ya da intihar ettiği iddiası inandırıcı olmasa da 5 yıl süren yargılamada Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, onun feribottan atladığına dair sanık polislerin beyanını esas aldı. Mahkeme polislere "görevi ihmal"den günümüz parasıyla 1 Lira 18 kuruş para cezası verdi. Aynı mahkeme 2002 yılında polislerin aldığı para cezasını beş yıl erteledi. 2007 yılında ise davanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verdi.

Hukuksuzluk bununla da kalmadı. Murat Yıldız'ın dosyası Gebze Adliyesi'nde kaybedildi. Adliye kayıtlarını inceleyen İHD avukatı Gülseren Yoleri ne dosyanın imha edildiğine dair bir bilgiye ulaşabildi ne de dosyanın kendisine. Avukat Yoleri 2015 yılının Ocak ayında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na Murat Yıldız'ın akıbetinin açığa çıkartılması için tekrar suç duyurusunda bulundu.