5 Temmuz 2017 Çarşamba

Sermayenin adaleti, Ağar Gibi Katilleri Es Geçiyor..!

12 Eylül faşist darbesi sonrasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü 1. Şube’de işkenceden geçirilen ve “ihtihar süsü” verilerek 1981 yılında öldürülen Süleyman Cihan’ın failleriyle ilgili soruşturmanın üstü tamamen örtüldü. Eylül 2014’te verilen takipsizlik kararına Cihan ailesinin yaptığı itiraz İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi. 34 yıl sonra dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Mehmet Ağar ve Susurluk kazası ile gündeme gelen özel harekatçı İbrahim Şahin hakkında zamanaşımı nedeniyle verilen takipsizlik böylece kesinleşti.
Zamanşımı zırhı
Cumhuriyet gazetesinin aktardığı habere göre Süleyman Cihan belgelere göre, 29 Temmuz 1981’de İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma sebebiyle, Edirne’den İstanbul’a giderken, otobüsten indirilerek gözaltına alındı. 30 Temmuz 1981’de de “Kadıköy, Üst Bostancı Yalı Yolu, İpek Bir apartmanının altıncı katından kendisini atarak intihar ettiği” şeklinde tutanak düzenlendi. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın 13 Nisan 2012 tarihli raporunda, kaba dayak, falaka, askı ve elektrik işkenceleri ile uyumlu bulgular saptanarak Cihan’ın ölümden sonra yüksekten atılmış olmasının reddedilemeyeceğine işaret edildi. Cihan’ın kardeşi Ahmet Cihan da bu rapor üzerine Haziran 2012’de Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Ancak Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı yetkisizlikle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Dosya 2012’den 2014’e kadar yetkisizlik gerekçesiyle İstanbul’un tüm adliyelerini dolaştı. Dosyanın yetkili savcılığın belirlenmesi için son olarak gittiği Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nı yetkili savcılık olarak belirledi. Dosya bu haliyle 19 ay sonra üzerinde hiçbir işlem yapılmadan yeniden Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiş oldu.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Eylül 2014’te, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, işkence davalarında ismi sıkça geçen dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü TİM 3’ün başında yer alan Bayram Kartal, Susurluk kazasıyla gündeme gelen özel harekatçı İbrahim Şahin, Tayyar Sever ve Mehmet Yetiş hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçlarından yürütülen soruşturma hakkında zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.
İtiraz edildi
Cihan ailesi avukatı Aydın Erdoğan da karara itiraz ederek, “Şüpheliler Süleyman Cihan’ı kişisel sebeplerle, ihtilaf veya ani öfke ya da haksız tahrikin verdiği bir etki sebebiyle öldürmemiştir. Şüpheliler askeri cuntanın belirlediği, düşman saydığı kişileri, siyasi düşünceleri sebebiyle yok etmek için öldürmüşlerdir” dedi. Dilekçede, “Devlet, failleri koruma altına almıştır. Etkin soruşturma imkanının bulunmadığı bir ortamda, korumadan yararlananların zamanaşımından yararlanacağı kabul edilemez” denildi. Avukat Erdoğan, cuntanın sağ olan üyelerinin yargılanarak cezalandırıldığını anımsatarak, “Onların emirleriyle, sağladıkları güvencelerle suç işleyen ortaklarının da yargılanarak cezalandırılması gerekmektedir” dedi.
İtiraz yersizmiş
İtirazı değerlendiren İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği ise takipsizlik kararında usule, yasaya ve oluşa aykırı bir yan bulunmadığını, itirazın yersiz olduğu kanaatine varıldığını ifade ederek takipsizlik kararının kaldırılması talebini reddetti.
Gözler AYM’de

Avukat Erdoğan yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) önünde işkenceyle ilgili birçok emsal dava olduğunu ifade ederek, “AYM’nin vereceği karar soruşturma ve yargılama önündeki engeli kaldıracaktır. Devlet hesabına yurttaşlara karşı işlenen suçların faillerinin yararlandığı cezasızlık politikasına son verebilir” diye konuştu.