Ayşegül Terzi’ye şort giydiği gerekçesiyle saldıran Abdullah Çakıroğlu hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü. Sanık Abdullah Çakıroğlu “Dini ve manevi duygularım güçlü. Kadının normal bir giyimi yoktu. İslami hukukta seksi giyinen kadına kırbaç vurulur. Kadının haya perdesi olması için örtünmesi gerekir. Doğrular birinci derecede Kuran-ı Kerim’de yazıyor. Gayrimüslimse kendini taşıyabilecek bir giyim kuşam aksamı olmalı” dedi. Mahkeme, Çakıroğlu’nun tahliyesine karar verdi
İstanbul’da otobüste Ayşegül Terzi’ye şort giymesini gerekçe göstererek saldıran Abdullah Çakıroğlu hakkında, “İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” suçundan açılan davanın ilk duruşması bugün (26 Ekim) Anadolu Adliyesi’nde görüldü.
Duruşmada Abdullah Çakıroğlu hakkında hazırlanan iddianame okundu. Çakıroğlu halkı kin ve nefrete sevk etme, düşünce, vicdan ve inanç özgürlüğüne aykırı davranışı ile özel yaşama müdahale, hakaret ve darptan yargılandı.
Sanık Çakıroğlu savunmasında “Sara hastasıyım, bir hocaya gittim ondan aldığım ilaçlarla kendime geldim. Çalıştığım yerde girdiğim tartışmadan sonra hastalığım yeniden nüksetti. Ayşegül Terzi müstehcen oturuyordu, oturuşunu doğru bulmuyorum. Düzgün oturmasını söyledim. Kendi yaptığımı doğru bulmuyorum ama bayanın oturuşunu da doğru bulmuyorum. Hastalık halinden istem dışı reflekste bulunuyorum ama yani oturuşunu doğru bulmadım. Dini ve manevi duygularım güçlü. Kadının normal bir giyimi yoktu. İslami hukukta seksi giyinen kadına kırbaç vurulur. Kadının haya perdesi olması için örtünmesi gerekir. Doğrular birinci derecede Kuran-ı Kerim’de yazıyor. Gayrimüslümse kendini taşıyabilecek bir giyim kuşam aksamı olmalı. Aksi takdirde insanın şehvet duygularını kabartıyor. Benim şehvet duygularım kabarmadı ama kendisine istem dışı bir harekette bulundum” dedi.
“Yaptığı şeyi dine bağlamasını da kabul etmiyorum”
Çakıroğlu’nun ardından Ayşegül Terzi’nin ifadesine geçildi. Terzi ifade verirken kadın avukatlar sanık ile Terzi arasına, Ayşegül Terzi’nin sanıkla göz göze gelmemesi için duvar oluşturdu. Terzi, ifade verdiği sırada sanık Çakıroğlu “Nasıl oturuyordun onu anlat” diyerek söze girmeye çalışınca Terzi, “Bana müdahale etmesin” diyerek tepki gösterdi.
Terzi, “Sanığın hiç bir suçlamasını kabul etmiyorum. Yaptığı şeyi dine bağlamasını da kabul etmiyorum. Sanık evime çok yakın oturuyor. Serbest bırakırsanız bana bunu tekrar yapacak” ifadelerini kullandı.
Duruşmada dinlenen tanık Ayşegül Terzi’nin cam kenarında oturduğunu, yanının boş olduğunu belirterek şunları söyledi:
Biri omuzumdan ve üstteki borulardan tutarak kızın suratına uçarak tekme attı ve sonra da zıplayarak yerine oturdu. Ben de yakınıdır diye bir şey söyleyemedim. ‘Ayşegül’e iyi misin?’ dedim. Ayşegül ağlayarak ayağa kalktı. Öne doğru yürüdü. Ben de şahıssa ‘Niye vuruyorsun?’ diye sordum.
Çakıroğlu bana ‘Bunları öldürmek lazım bunları cünüp etmek lazım. Bunlar otobüsü cünüp ettiler. Şeytanları topluyorlar’ dedi.
Ben onu sakinleştirmeye çalışırken benim bacaklarıma sarıldı. Otobüsün boşluğuna düştük üzerimdeyken. O arada bir karmaşa oldu. Otobüs durdu kapısı açıldı ve otobüsten atladı kaçtı.
İfade veren otobüs şoförü “Arkadan genç bir bayan geldi. ‘Abi ben bu adamı tanımıyorum’ dedi, ağlıyordu. Sonra bir kargaşa oldu adamı otobüsten attıktan sonra yolcular ‘Abi gidelim’ dedi. Sonra birkaç durak sonra genç bacım ‘Abi ben burada inebilir miyim?’ dedi ve otobüsten indi” dedi.
Ayşegül Terzi’nin avukatı şoföre saldırıyı polise bildirip bildirmediğini sordu. Şoför “O anda öyle bir talep gelmedi” cevabını verdi.
Terzi’ye otobüsten indikten sonra ona rastlayan bir arkadaşı verdiği ifadede Terzi’yi gördüğünde “Ne oldu?” diye sorduğunu belirterek “Ayşegül bana ‘Sen kimsin?’ diye sordu. Şoktaydı, sürekli ağlayıp, çığlık atıyordu” dedi. Terzi’nin babası da görünce tanıyamadıklarını vurguladı.
Tanık ifadelerinin ardından mahkeme Çakıroğlu’na “Diyeceğin bir şey var mı” dedi. Çakıroğlu “Vuruşum orta halli bir vuruştu, sert bir vuruş değildi. Ayağımda spor ayakkabı vardı. Orada ben yük sesle genelkurmay başkanı olduğumu söylemişti. Onu tanıklar ifadelerinde söylemedi. Bu söz benim hasta olduğumun somut kanıtıdır” ifadelerini kullandı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adına Avukat Dilan Karaoğlu duruşmaya katılma talebinde bulundu. Karaoğlu, mazeret beyanında bulunup yokluğunda yapılan işlemlerin UYAP üzerinden gönderilmesini talep etti. Çakıroğlu’nun avukatı “Müvekkilim ruh hastası, kendisini savunmaya muhtaç. Bu olan kadın hakları üzerinden basına taşınması toplumu kutuplaştırır” dedi.
Sanık avukatı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın talepleri dahil tüm müdahillik taleplerinin reddedilmesini istedi.
Terzinin Avukatı Hale Akgün, kadına yönelik her türlü insan hakları ihlaline karşı mücadele ettiklerini belirterek “Toplumsal cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılık, şiddet vs. durumunda suçtan zarar gören kadının yanında olacağız” dedi.
Baroların insan haklarını hukukun üstünlüğünü savunmak ve korumak görevi olduğunu söyleyen Akgün, kadın hakları merkezinin de baronun bir birimi olduğunu, davayı bireysel olarak görmediklerini, tüm kadınlara karşı yapılmış bir eylem olduğunu vurguladı.
Sanık avukatı Çakıroğlu’nun durumu belirterek serbest bırakılmasını talep etti. Terzi’nin avukatı, “Çakıroğlu’nun akıl hastalığına dayanarak indirim yaptırmaya çalışıyorlar. Ama sanığın güvenlik kimliği ve sürücü belgesi var. Bu belgelerin alınabilmesi için hastanelerden rapor alınır. Sanık gayet kendi delilik savunmasını da yapabilmektedir. Mantıklı, tutarlı savunma yapmaktadır” dedi.
Mahkeme heyeti Çakıroğlu’nun tahliyesine karar vererek, yurtdışına çıkış kararı koydu. Mahkeme sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair rapor istedi. Dava 21 Aralık saat 10’a ertelendi.
Dava çıkışı açıklama yapan avukatlar karara itiraz edecekleri ve Terzi için koruma kararı talep edeceklerini söyledi.