28 Ekim 2016 Cuma
KAYIPLAR ORDUSUNUN SÖNMEYEN MEŞALESİ HÜSEYIN TORAMAN..!
Takvim yaprakları 27 Ekim 1991'i gösterirken, Türkiye proletaryası ve emekçi halklarımızın yiğit evladı; gençliğin devrimci savaşımında öne çıkmış ve mücadele içinde kendisini kabul ettirmiş saygın önderi komünist militan Hüseyin Toraman yoldaş, faşist diktatörlüğün eli kanlı cellatları tarafından kaçırılıp gözaltında kaybedildi. Ve komünizm davasının zorlu ve zahmetli bir o kadar da onurlu yolculuğunda sönmeyen bir meşale olarak yanmaya devam etti. Bu kez kayıp olan sönmeyen meşaleydi. Hani kör karanlıkları aydınlatan ve yol bulmayı sağlayan meşaleydi.
Faşist diktatörlük, devrimci muhalefeti bastırmak için her yolu deniyordu. Gözaltı kayıplarıyla, ev ve sokak infazlarıyla, ,işkence ve zulümlerle toplumu zaptu rapt altında tutmaya çalışıyordu. İşte gözaltı kayıplarının artmaya başladığı dönemde Hüseyin Toraman yoldaş kaçırılarak kaybedildi.
Toraman yoldaş, 14 Nisan 1987'deki yüksek öğrenim gençliğinin deli gömleğini yırtan kitlesel direnişleri içinde gelişmiş ve gençlik hareketine devrimci maya çalarken,aynı zamanda safını da komünist hareketin yanı olarak çoktan belirlemişti. Genç bir komünist önder olarak devrimci yaşamını politik-örgütsel boyutuyla da bütünleştirmiştir. Komünist hareketin gençlik çalışmalarını merkezileştirme ve ayrı bir genç komünistler hareketi çalışmasında birleştirme çalışmasında ilk sırada görev omuzlayan Toraman yoldaş,bu ağır görev ve sorumlulukların altında kalkabilmek için,sorumluluk,fedakarlık,kendini sürekli geliştirerek yetkinleştirme ve üretme çabasını yöneldiği gibi,aynı zamanda kendi özgücüne yüksek bir güvenle de büyük görevlere hazır olduğunu ortaya koydu. Nitekim,GKH'nın kuruluş çalışmalarının ön gününde yoldaşlarına,''uzun zorlu bir sınavın başındayız,düşman tüm gücüyle saldırıyor,bizi yok edeceğini sanıyor.ama biz büyük bir kararlılıkla engelleri aşacağız'' derken, kendisinde cisimleşmiş olan komünist önder kararlılığında anlatımını oluyordu.
Genç komünist Toraman yoldaş, güçlü örgütçü yeteneği ve kişiliğiyle tamda komünist önderlere has bir devrimci otoriteye sahipti. Yeni yetişen bir genç komünist önder olarak sorunlara karşı pozisyon almada hep soğuk kanlı,pratik tecrübelerden ve deneylerden en akıllı tarzda yararlanarak çözümleyici oluyordu.Politik önderlik yönetimi,eğitici-öğretici,ikna ve edici ve dönüştürücüydü.O pratik çözümlemeleri doğru perspektiflerle ustaca birleştirerek genç komünistler hareketini daha ileriye taşımaya çalışıyordu.Bu bakımdan sürükleyici ve yeni tipte komünist kadro tipolojisinin iyi bir timsaliydi.
Toraman yoldaş,kavga ve eylem nerede ise yüreği,beyni ve eylemiyle onun merkezindeydi .Tüm enerjisini azami ölçülerle profesyonel devrimci yaşama sunmaktaydı.Boş durmak,boş enerji harcamak onun harcı değildi.
Kendisini bütün komünist erdem ve değerlerle donatmasını biliyordu. O bütün yaşamını hiçbir kişisel çıkar gözetmeden ve en yüksek feda ruhuyla ve ikircimsizce devrim ve sosyalizm mücadelesine sunarak komünist yaşamı gerçekleştiriyor, gerçek anlamına kavuşturuyordu.
O sosyalizm için örnek bir yaşam ve dünyayı dorukta seyreden bir kutup yıldızıydı. Bugün genç komünistler için Hüseyin Toraman yada devrim ve komünizm şehitlerini anmanın tek bir anlamı vardır;oda şehitlerimizin örnek yaşamlarını,erdemlerini,yarattıkları değerleri,gelenekleri, bıraktıkları mücadele bayrağını en iyi bir şekilde taşımak ve onları onurlu tarihsel -siyasal devrim ve sosyalizm yürüyüşümüzde yaşatarak ölümsüzleştirmektir.
Gözaltında kaydedilişinin 25. yıldönümünde Hüseyin Toraman yoldaşı bir kez daha anıyor ve onun kısa ama onurlu komünist yaşamı ve mücadelesini mücadelemizde yaşatacağımıza sürdüreceğimize söz veriyoruz. Toraman yoldaşın ideallerini yaşatmak ve onun bize bırakmış olduğu değerleri ete kemiğe büründürmek için uğruna çekinmeden ölümü kucakladığı Genç komünistler Hareketini yeniden ayağa dikmek için, gençlik arasında devrimci komünist çalışmaları geliştirip yaygınlaştırmak genç komünistlerin esas görevi olmalıdır.