28 Ekim 2016 Cuma

Demirtaş’dan Çağrı:Herkes Görev Başına

demirtas-750x350

Demirtaş, AKP’nin işgalci politikalarına karşı tüm kentlerde direnişe çağırdı. Halka seslenen Demirtaş, “Herkes mahallesinde ev ev dolaşsın, çalışma yürütsün. Herkes görev başına” dedi.

demirtas-750x350
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bugün Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) Bağlar ilçe binası önündeki protesto eylemine katıldı.
Amed Büyükşehir Belediyesi eş başkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı’nın gözaltında tutulmasının protesto edildiği eylemde konuşan Demirtaş, şunları ifade etti:
“Musul’u Musullular yönetsin, diyorlar. Mevzu Şırnak olunca, Diyarbakır olunca faşizm uyguluyorlar. Belediyeyi gasp edebilirsiniz ama adınız temsilci olmaz, gaspçı olur. Burada defalarca seçim kampanyalarında yarıştık. AKP’nin adayları devletin parası cebinde, devletin bütün imkanları elinde, rüşvetle, iş vaatleriyle seçim çalışması yürüttü. Biz baskı ve engellemelerle. Buna rağmen biz kazandık. Her seçimde de oylarımızı arttırarak. Fakat buna saygı duymuyorlar. Milli irade diyorlar da, mevzu Kürt halkı olunca o milli iradeyi tanımıyorlar. Açık söylüyorum. Burada fazlalık olan halk değildir, HDP ve DBP değildir. Fazlalık olan sizin işgalci zihniyetinizdir.
Belediyeleri seçimle alamayacaklarını iyi biliyorlar. Bu defterin kendileri için kapandığını biliyorlar. Çünkü her türlü yöntemi denediler. Ellerinde bir yol kaldı, hırsızlık. En çok bildikleri yol. Belediye halkın yerel iradesidir. Bir hırsız gelip evinizden malınızı aldığında siz ondan korkup sessiz kalırsanız onurunuzu kaybedersiniz. Onurumuzu almak istiyorlar, biz buna karşıyız.
İftira atmalarını, komplo kurmalarını, belediye eş başkanlarımızın asla yapmadıkları şeyleri yapmış gibi iddia edilmesini biz asla kabul etmeyiz.
Belediye başkanlarımızı gözaltına alacaklar, bunu protesto etmek yasaktır diyecekler, protesto etmek isteyenlere saldıracaklar, akşam da havuz medyasında HDP Diyarbakır’da bitti diyecekler. Biz bunların yalanlarına alıştık da, halen bunlara inananlar var.”
Demirtaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Sen, Saray’daki zat, yanına bütün şürekanı al. Bakanlarını al. Dışarıdan da adam taşıyabilirsin, serbest. Eşit, adil koşullarda Diyarbakır meydanına çıkalım, el mi yaman bey mi yaman görelim. Cesaretin var mı? Yok. Şu sokaklarda yürüyecek yüzleri var mı? Yok. Utanmadan sıkılmadan da baskıyı en üst düzeye çıkarmaya çalışıyorlar. Ellerinde baskı aracı dışında bir şey yok. OHAL ile ayakta duruyorlar. Gösteri yasak, yürüyüş yasak, siyaset yasak. Yasakları biraz gevşetse Saray’ı yıkılacak gibi hissediyor” şeklinde konuştu.
’81 İLDE SOKAĞA ÇIKACAĞIZ’
Demirtaş, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Bizim dışımızda itiraz edebilen yok. Herkes korktu, Saray’a biat etti. Demokratik barışçıl çerçevede 81 ilde nerede ne gücümüz varsa, 5 kişi 10 kişi fark etmez sokağa çıkacağız. Sokağa çıkmak meşrudur.Konuşmam daha bitmeden Saray’ın savcıları soruşturma açıyor. Madem bu kadar hızlısınız dünyanın en büyük hırsızları, terör destekçileri bakın Ankara’da, onlara da bir soruşturma açın. Hiç mi savcı yok? Biz de hukuk fakültesi okuduk. Melih Gökçek’in Gülen için yaptığı tripleks villa duruyor Ankara’da. Teröre destekse bir belediyeye kayyum atayacaksan Kadir Topbaş’a ata. İstanbul’un yarısını Fethullah Gülen’e verdi.
Adalet Bakanı denilen zat. Sen değil miydin Fethullah Gülen’e methiyeler düzen? Kandırıldım diyor. Çık istifa et “Ben kolayca kandırılabilen saf biriyim” de, istifa et. ‘Kandırıldık, Allah bizi affetsin’ diyorlar. İnşallah Allah bunun hesabını sorar, burnunuzdan da fitil fitil getirir. Sen ‘Kandırıldık Allah bizi affetsin’ deyip işin içinden çıkıyorsun da, sokaktaki insanın ne suçu var?
“BU HAKSIZLIĞI KABUL ETMEYİN”
Bunların bazı belediye başkanlarının parayı koyacakları yer yok. İsviçre bankalarında, Arap ülkelerinde aklınızın hayalinizin alamayacağı servetler yatıyor. Bu servetlere belediye başkanı maaşıyla mı sahip oldular? Onlar görevde, Gültan Kışanak ve Fırat Anlı ise cezaevinde. Biz bunu sindiremeyiz. Bu haksızlığı normalleştirmeye çalışıyorlar, kabul etmeyin.
Devlette de bu onursuzluğu gören kamu görevlileri var. Yargı içinde de, bürokrasi içinde de var. Onlara sesleniyorum: Bu peşkeşin durması için, ölümlerin durması için devlet içinden de seslerin yükselmesi lazım. Yarın, sesinizi çıkarma fırsatı da elinizden gider.
Biz eş başkanlarımız, arkadaşlarımız serbest bırakılıncaya kadar her yerde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Eylemlerimizi, etkinliklerimizi sürdüreceğiz. Engellemeye kalkabilirler, yılmak yok. İl, ilçe çalışanlarımız, bütün kadrolarımız gece gündüz demeden seferber olacak.
Belediyenin tek bir aracının çıkmasına izin vermiyorlar. TOMA ile kapatmışlar. Sonra da “HDP-DBP halkı mağdur etti” diyorlar. Hayır. Üç gündür internet kesik. Çağrılarımız duyulmasın diye. Hastanede acil hastaya ilaç yazılamıyor, internet yok. Ama umurunda değil. Türk Telekom, GSM şirketleri sizin yaptığınız da suçtur. Sizler vali, bakan emretti diye şalteri indiremezsiniz. Aldığınız internet parasından hayır görmeyin. İletişim bir haktır. Kullanmadığınız internetin parası peşin alınmış. Gidin dava açın. Sonuç alınır alınmaz, peşini bırakmayın.
“HERKES GÖRE BAŞINA”
Her bir kişi kendisini parti üyesi gibi düşünmeli. Her akşam ev ev dolaşmalı. Allah’tan başkasından korkmadığımızı göstereceğiz. ’90’larda ne cep telefonu vardı, ne internet vardı, ne de televizyon. Ev ev, insan gücüyle çalışma yürüttük. Engelleyemeyecekleri budur. Herkes mahallesinde ev ev dolaşsın, çalışma yürütsün. Herkes görev başına.”
TUNCEL: DİRENİŞ MEŞRUDUR
Eylemde, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de konuştu.
“Binlerce güçleriyle karşımızda duran polislerden korkmuyoruz” diyen Tuncel’in konuşmasından satır başları şöyle:
“Kürtler üzerinde etnik temizlik yapmak istiyorlar. Kürt işçileri işten çıkarıyor, belediyelerimize kayyım atıyor, belediye başkanlarımızı gözaltına alıyor tutukluyor. Ve ‘Size bunu yapacağız siz de sesinizi çıkarmayacaksınız’ diyor. Bu haksızlığa karşı direniş meşrudur.
Gültan Kışanak arkadaşımız Darbe Komisyonu’na gitti ve orada darbeci zihniyeti sorguladı. AKP’nin darbedeki rolünü ortaya koydu. İş başına gelen yeni darbeciler arkadaşımızı hava alanında gözaltına aldı. Fırat Anlı’yı evine yapılan baskında gözaltına aldı. Zannediyorlar ki arkadaşlarımızı gözaltına alınca mücadele bitecek. Siz Gültan Kışanak’ı tanıyor musunuz? O zulme hiçbir zaman boyun eğmedi. Siz bu halkın iradesini bu kadar kolay alabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Asıl hedefleri kadın özgürlük mücadelesinedir. Sokakta direnen kadınlara nasıl davrandıklarını gördünüz. Ayla Akat arkadaşımızı nasıl zorla işkenceyle gözaltına aldığını gördünüz. Ceylan Bağrıyanık’a nasıl zulüm ettiğini gördünüz. Onlar bu zulüm karşısında direndiler. Boyun eğmediler.
KJA Sözcüsü Ayla Akat, iki dönem milletvekilliği yaptı. Halkın yanında nasıl durduğunu kadın özgürlük mücadelesine nasıl katkıda bulunduğunu gördünüz anlatmamıza gerek yok. Bundan dolayı darbe yapmaya çalıştılar. Bununla birlikte KJA’yı bastılar. Gerekçe ne, KJA’ya dava açmışlar. Siyasi kadın hareketini yargılayabilir misiniz siz? Kürt kadınları zindanlarda sokaklarda, Kobanê’de direndi. Rojava’da devrim yapıyor. Siz bu kadınlarla mücadele edebilir misiniz? Mümkün mü? Siz bu kadınların iradesini kırabilir misiniz? Yerlerde sürükleyebilirsiniz ama irademizle onurumuzla dimdik ayakta duruyoruz. Onlar kadın düşmanı. Kadınların nasıl doğuracağına karar veriyorlar. Buna biat etmeyen kadınların ölümüne neden oluyorlar. Biz özgür kadın hareketi olarak kadınlara özgür olmanın ne demek olduğunu anlatıyoruz. Nasıl özgür olabileceklerini anlatıyoruz. ‘Kadın özgür değilse toplum özgür değildir’ diyoruz. Kadın özgürlük mücadelesi çok badirelerden geçti ama taviz vermedi. Kadınlar olarak devletin zulmünü doğduğumuz günden itibaren yaşıyoruz. Onla mücadele etmeyi öğrenerek geldik bu topraklara. O yüzden kadınlar diyor ‘gelsin baba, gelsin koca, gelsin cop inadına özgürlük’ diyor.
“KADINLAR VAZGEÇMEYECEK”
Ne devlet ne baba ne cop ne tazyikli su kadınları özgürlük mücadelesinden vazgeçiremedi. Burada direnen bütün kadın milletvekillerinin ve kadın arkadaşların şahsında tüm arkadaşları sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Halkımıza çağırımızdır kısa vadeli bir mücadele değildir. AKP hükümeti ‘Sonuna kadar saldıracağız, Kürt halkının kazanımlarını gasp edeceğiz’ diyor. Biz de sonuna kadar direneceğiz. Numan Kurtulmuş ‘Bunlara kimse destek vermiyor’ diyor. Numan Kurtulmuş Kürt kadınlarının, Kürt hareketinin ne kadar güçlü olduğunu kendi çok iyi biliyor. Tayip Erdoğan’a biat etmiş olabilirler. Amed’e gelip ‘Bana destek verin Tayip Erdoğan’a karşı mücadele yürütelim’ dedin mi demedin mi? Sen bütün OHAL, KHK’ler ile ülkeyi açık cezaevine getir sonra gelmiyorlar de. Bakın işte görün halkımız tüm bunlara rağmen burada. Kendinizi kandırırsınız. Bununla da Türkiye’yi felakete sürüklersiniz. Kürt özgürlük hareketi çok önemli kazanımlar elde etti bu kazanımları zafere ulaştırmak hepimizin elinde.
“SAYIN ÖCALAN’A TEŞEKKÜR EDİYORUZ”
Tüm bu kazanımları bize yaratan Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a bir kez daha teşekkür ediyoruz. Kürt Halk Önderi tüm bunlar yaşanmasın, barış olsun diye çabaladı. AKP bunu heba etti. Bu emeklere cevap verme sırası bizde. Sayın Öcalan’ın fikri önünde kenetlenmek, halkımıza dayatılan soykırım saldırılarına karşı kenetlenmek bizim elimizde. Mesele halkımızın kazanımlarına el koyma meselesidir. Bunun için kesintisiz mücadele edeceğiz.”