Darbe girişiminin ardından ilan edilen
Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte hayatın her alanında işkenceye varan hak
ihlalleri yaşandı. 7’den 70’e herkesi etkileyen OHAL’den nasibini işçiler de
aldı. Öyle ki İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) raporuna göre,
OHAL’in ilan edilmesinin ardından bugüne kadar en az 513 işçi, iş cinayetleri
sonucunda yaşamını yitirdi.
OHAL ile birlikte yaşamın her alanında
baskıların arttığına dikkat çeken İSİG Temsilcisi Murat Çakır, OHAL ile
birlikte işçi cinayetlerini araştırmada da güçlük yaşadıklarını söyledi. Çakır,
araştırmada yaşadıkları güçlüklerin sebeplerini ise birçok yayın organlarının
kapatılması, sokaktaki hak arayışlarına gerçekleştirilen müdahaleler ve
işverenlerin keyfi yaklaşımları olarak sıraladı.
‘OHAL sürecinde 513 işçi yaşamını
yitirdi’
OHAL döneminde genel iş cinayetlerinde
sayısal olarak artış olduğuna vurgu yapan Çakır, 2016 yılının ilk 9 ayında bin
421, geçen yılın ise ilk 9 ayında bin 319 işçinin iş cinayeti sonucu yaşamını
yitirdiğini hatırlatarak, OHAL süresince 513 işçinin yaşamını yitirdiğini
söyledi. Çakır, “Biz bu sayıları oluştururken darbe girişimi gecesi yaşamını
yitiren 17 belediye işçisini saymadık, ‘FETÖ’ operasyonları gerekçesiyle
yapılan operasyonlarda memurların intiharlarına yer vermedik. Çünkü bunlar ayrı
ele alınması gereken raporlamalar. Bununla ilgili biz veya farklı kurumlar ile
birlikte ortak bir çalışma da önümüzdeki dönemlerde yapabiliriz” dedi.
‘Kiralık işçi iş cinayetlerini
artıracak’
Çakır, OHAL’in ürünü olan Bireysel
Emeklilik Sistemi ve Kiralık İşçi düzenlemesi yasalarının uzun vadede iş
cinayetlerini arttıracağına da dikkat çekti. Kiralık işçiliğin esnek ve
güvencesiz çalışma sistemi olduğunu ve bunun iş cinayetlerine ise yansımanı
örnekleyen Çakır şunları söyledi: “Aksaray bölgesinden bir örnek verecek
olursak, bir işçi sabah Cerrahpaşa’da çalışırken öğleden sonra da Çapa’da
çalıştırılabilecek ve işçinin ne iş yaptığı belli olmadan uzmanlığı dışında her
işte çalıştırılabilecek. İşi olmadığı halde her iş yaptırılacak ve bu da açıkça
iş cinayetine davetiye çıkarır.” Bireysel Emeklilik Sistemi’nde ise işçinin
özellikle de sosyal güvencesini önüne geçildiğini ifade eden Çakır, “İnsanlar
prim gününü doldurduğu halde emekli olamıyor, yaşının dolmasını bekliyor veya
yaşı gelmiş ama prim günü dolmamış. Bu yüzden 60-65-70 yaşında insanlar inşaat
gibi zorlu sektörlerde çalışıyor. Düşünün ki 65 yaşında bir insan inşaatta
çalışıyor. İş cinayetleri bugün dahi yüksek olduğu bir alanken bu yasa ile
birlikte iyice artması mümkün” dedi.
‘İş cinayetleri sendikal örgütlenme ile
azalacak’
İş cinayetlerinin işçi örgütlenmesiyle
önlenebileceği ya da azalabileceğini söyleyen Çakır, sendikaların örgütlü
olduğu yerlerde iş cinayetlerinde azalma olduğunu ifade etti. Çakır, “İnşaat
sektöründe neredeyse sendika yok gibi, 2 tane sendikamız var. Yol-iş Sendikası
var. O da genel olarak karayollarında örgütlü. İşçi ölümlerinin olduğu yerlerde
İnşaat Sendikası ve Devrimci Yapı İş Sendikası var” dedi. İnşaat İş
Sendikası’nın örgütlendiği Kadıköy Göztepe’de bulunan Emaar şantiyesinde
önceden iş cinayetlerinin olduğuna dikkat çeken Çakır, “Sendika burada
örgütlenip denetlemeler yapmaya başlayınca iş kazası ve iş cinayeti olmamaya
başladı” dedi.