CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydında ülkücü faşist çetenin silahlı saldırısına uğrayan Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ı, hastanede ziyaret edip, Vali Ömer Faruk Koçak ile Cumhuriyet Başsavcısı Hakan Arslan’dan olayla ilgili bilgi aldıktan sonra Aydın Büyükşehir Belediyesi binasına geçti. Burada Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Özlem Çerçioğlu ile makamında bir süre görüşen Kılıçdaroğlu, ardından basın mensuplarına olayla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu, “Tatsız olay yaşadık. Genel Başkan Yardımcımız Bülent Bey silahlı saldırıya uğradı. Sabah hastanede ziyaret ettim. Sağlık durumu iyi, umarım kısa sürede taburcu olur ama doktor arkadaşların anlatımına göre bir süre değnekle gezmek zorunda kalacak. Önemli olan kısa sürede sağlığına kavuşması” dedi.
Aydın’ın önemli bir kent ve ’Efeler diyarı’ olduğunu da vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Başarılı kadın Büyükşehir Belediye Başkanı var. ’Topuklu efe’ olarak adlandırılıyor. Efeler kentinde böyle bir saldırının olması beni çok üzdü” dedi.
Faşizme koltuk değnekliği yapmada beis görmeyen Kılıçtaroğolu kısa zaman önce İstanbul-Bağcılarda CHP Milletvekili Eren Erdem'in toplantısını basan, yaptırmayan ve açıktan tehditler savuran ülkücü faşist çetelerin saldırıları Aydında silahlı bir niteliğe bürünürken ve açıktan halkı ve CHPlileri tehdit ederken, sanki ortada ülkücü faşist çetelerin tehdit ve saldırıları yokmuş gibi, ülkücüleri savunmaya yönelerek , emperyalizmin maşalarını vatansever ilan edip temize çıkarmaya kalkıştı.
Kılıçdaroğlu,Aydında CHP Milletvekili Bülent Tezcana yöenlik silahlı saldırıyı gerçekleştiren kişinin ülkücü olduğu ve “Bu kelepçeler devletimin bana verdiği şeref madalyasıdır” sözlerini nasıl değerlendirdiğini soran basın mensuplarına şu açıklamayı yaptı:
TÜRKİYE’DE BÜTÜN ÜLKÜCÜ KARDEŞLERİME SESLENMEK İSTERİM.
Devletin nişanı olmaz, kelepçe takılması suçlu olduğunu gösterir. Kendisinin suç dosyayı kabarık. Kendisi için özel bir nişan olarak görmüş olabilir. Ülkücü kardeşlerimize karşı böyle bir iddia geldi. Gayet net, açık Türkiye’de bütün ülkücü kardeşlerime seslenmek isterim. Bütün ülkücülerin en az bizim kadar vatansever olduğunu biliyorum. Biz nasıl Türkiye’nin geleceği ve bekası için endişe duyuyorsak, samimi ülkücüler de aynı kaygıyı taşıyor. Eline silah alıp bir siyasiye ateş etmek sadece ve sadece ülkücüleri karalamaktır. O kişi asla ülkücü olamaz. Böyle bir insanın adını kullanması da başlı başına bir sorundur. Biz ister ülkücü olsun, ister başka bir düşüncede olsun eline silah alıp kendi idealini gerçekleştirmek bir başkasına ateş edeni öldüreni vatansever olarak göremeyiz.” sözleriyle faşizmin koltuk değnekliği yapma ve
Sivil faşist çete Ülkü Ocaklarını şirin göstermekten geri durmadığını ortaya koymuştur. CHP, faşizmle uzlaşan ve onları toplum nezdinden şirin gösteren tutumuyla, emekçilerin faşizme karşı anti-faşist savaşımı geliştirip büyütmelerinin önünde barikat örüyor. Faşist kuşatmayı ve şiarları yarmanın tek yolu örgütlü devrimci direnişi örmek ve yığınların nezdinden teşhir ve tecrit etmektir.