27 Ekim 2016 Perşembe

Hatay Raporu: Uzaklarda Arama, Türkiyeli Cihadizm Tehdidi Kapıda!

1. Rapor – Cihatçı köprüsünün bir ucu Kilis diğer ucu Hatay
2. Rapor – Cihatçılardan başkasının güvenli olmadığı kent: Hatay
Hatay Halk Meclisleri / Savaşa Karşı Yaşam Hakkı Meclisi’nin “Suriye savaşının ve Türkiye’nin Suriye politikasının Hatay üzerindeki etkileri” başlıklı rapor çalışmalarının üçüncüsü yayımlandı.
“Türkiyeli cihadizm tehlikesi kapıda” başlıklı raporda, kentte Suriyeli sığınmacılar içinde Nusra Cephesi’nin, İdlib’e komşu sınır ilçelerindeki Türk nüfus içinde de IŞİD’in etkili bir örgütlenme içinde olduğuna ilişkin bulgular paylaşılıyor.
Raporda ayrıca, savaşa ve iktidarın politikalarına paralel olarak kök salan İslamcı ideolojinin bir zamanlar “kardeşliğin kenti” diye bilinen Hatay’ın demografisiyle birlikte sosyal-kültürel yapısını da nasıl dönüştürdüğüne odaklanılıyor.
Antakya’da 1000 yılı aşan bir geçmişe sahip Musevi nüfusun tükenmesi, Reyhanlı’daki Çerkes topluluğun Rusya’ya iltica başvurusunda bulunması, Hristiyanlara yönelik tacizler, Alevi mahallelerine yönelik provokasyonlar, Suriyeli sığınmacılara yönelik saldırılar ile kent adım adım bir çatışma atmosferine sürükleniyor.
Cihatçılar arası rekabetin ve Fırat Kalkanı operasyonunun da İdlib-Hatay bölgesindeki sessiz IŞİD varlığını harekete geçirdiğini ortaya koyan raporda, sınır ötesi harekatların sınır içinde cihatçıları harekete geçirmeye başladığına dikkat çekiliyor.
Dört bölümden oluşan raporda “Kardeşliğin kentinden düşmanlığın kentine doğru” başlıklı ilk bölümde kentin demografisindeki ve sosyal-kültürel dokusundaki değişim inceleniyor.
İkinci bölümde farklı toplumsal grupları hedef alan “Taciz, provokasyon, saldırılar” inceleniyor.
“Reyhanlı: Sığınmacılar ve yerli nüfus içinde cihatçı örgütlenme” başlıklı üçüncü bölümde Reyhanlı’dan yüzlerce gencin IŞİD saflarına katılıp ilçeye geri döndüğü, Nusra’nın ilçede çoğunluk haline gelen Suriyeli sığınmacı nüfus içinde yaygın örgütlendiği ve on binlerce çocuğun geçici eğitim merkezlerinde, yetimhanelerde cihatçı ağlarına paralel İslami örgütlenmelerin eline teslim edildiği belirtiliyor.
Dördüncü bölümde ise Hatay’da çok sayıda kitle örgütü, siyasi parti, gazeteci, kanaat önderi ve yazarın katılımıyla düzenlenen “Hatay için çok geç olmadan” forumunda ortaya konan tespit ve önerilere yer veriliyor.,