Ankara’da ÇGD bugün (23 Ekim)
Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlediği basın açıklamasında 2016 yılının
Temmuz-Ağustos-Eylül aylarına ilişkin “Medya raporu”nu açıkladı.
Raporu ÇGD Ankara Şube Yönetim Kurulu
Üyesi Çınar Livane Özel açıkladı. Özel, 118 basın kuruluşunun kapatıldığını,
184 basın emekçisinin gözaltına alındığını, 56’sının tutuklandığını, 866’sınını
işsiz kaldığını, 620 gazetecinin basın kartının, 32 gazetecinin de parlamento
kartının iptal edildiğini söyledi.
Özel, geçen üç ayın kara tablosunu şöyle
sıraladı:
184 basın emekçisi gözaltına alındı,
56 basın mensubu tutuklandı,
6 gazeteci hedef gösterildi ya da tehdit
edildi,
8 haberle ilgili erişim engeli
getirildi,
2 olaya ilişkin yayın yasağı konuldu,
22 dava ve soruşturmaya devam edildi,
6 yeni soruşturma ve dava açıldı,
1 gazeteci hayatını kaybetti,
6 gazeteci darp edildi,
6 haber sitesine erişim engeli
getirildi,
2 haber sitesi kapatıldı,
24 yayın lisansı iptal edildi,
2 gazete hakkında yayın durdurma kararı
verildi,
116 yayın kuruluşu kapatıldı,
29 yayın evi ve dağıtım şirketi
kapatıldı,
Bir mizah dergisinin dağıtımı
engellendi,
3 basın merkezine polis baskını
düzenlendi,
866 gazeteci işinden oldu,
32 parlamento muhabirinin kartı iptal
edildi,
620 basın kartı iptal edildi.
“Rakamlarla ortada olan geçen üç aydaki
kara tabloda, iki gelişme var ki altını çizmeden geçmeyeceğiz” diyen Özel
şunları söyledi:
Bunlardan birincisi, mesleklerinin
gereği eleştirel habercilik yapan basın-yayın organları ile buradaki
meslektaşlarımıza yönelik süregelen baskıların, ‘yok etme’ düzeyinde sistematik
hale gelmesidir. 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye siyasal ve toplumsal hayatı
bir darbeden kurtulmuştur ancak ‘düşünce ve ifade ile basın ve yayın
özgürlüğü’, darbe üstüne darbe alarak adeta katledilmiştir. Yukarıda
rakamlarıyla verdiğimiz, raporumuzda da tek tek bulacağınız 118 basın-yayın
organı AKP iktidarının kararıyla kapatılmış, meslektaşlarımız tüm hakları gasp
edilerek işsiz bırakılmıştır. Geçen üç ayda dikkat edilmesi gereken ikinci olay
ise; Türkiye’de ‘merkez medya’nın merkezi olan Doğan Medya Grubu’nun bir
yöneticisinin siyasi iktidar ile olan ‘kirli ilişkileri’dir. Hacker grubu
RedHack’in yayımladığı elektronik postalarda, Doğan Holding Onursal Başkanı
Aydın Doğan’ın damadı Doğan Yayın Holding Başkan Vekili ve Yönetim Kurulu Üyesi
Mehmet Ali Yalçındağ’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Hasan
Doğan’a hemen hemen her gün bilgi verdiği ortaya çıktı. Basın patronları ile
iktidarın kirli ilişkilerinin ortaya saçılması açısından tarihi nitelik taşıyan
elektronik postalarda Yalçındağ’ın, başında bulunduğu Hürriyet grubunun,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politikaları doğrultusunda yayıncılık yapması için
çalıştığına ilişkin birçok örnek yer alıyor.
Türkiye’de gazeteciliği savunmanın
özgürlükleri savunmak olduğunu ve herkesin gazeteci olamayacağını net olarak
gösterildiğinin altını çizen Özel, mesleklerini savunmanın, en ağır bedelleri
de öngörse artık yaşamsal önemde olduğunu vurguladı.
Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak,
mesleklerinin kimsenin propaganda aracı, yalan üretme makinesi ve kazanç kapısı
yaptırmamakta kararlı olduklarını belirten Özel, gazeteciliğin “Halkın doğru
haber alma hakkı”, “Düşünce ve ifade özgürlüğü”, “Farklı görüşlerin yaşam
bulduğu” kamusal bir faaliyet olarak kalması için tüm baskılara karşı
duracaklarını söyledi.