Devletin sopasını tam da en acıyan yerlerimize vuran isimlerden biri Serdar Gökbayrak. 12 yaşındaki Uğur’un bedenini yüce devletinin 13 kurşunu ile cansız korken adı Yaşafettin Açıksöz’dü. Kendisi mi yoksa kendisine kol kanat geren yüce devleti mi adını değiştirmesini akıl etti bilmiyorum ama başkomutan manalı bir ad, gök’lü bayrak’lı bir soyadı alması bir çocuğu öldürdüğü için övündüğünün ibaresi olsa gerek. Yeni adıyla görevine kaldığı yerden devam eden polis kim bilir daha kaç ‘devlet düşmanının’ kanlarıyla abdest almıştır?
Yaşafettin Açıksöz, tarih 15 Temmuz’u gösterdiğinde ‘kahramanlar’ arasında çıkan çatışmada öldürülmüş. 15 Temmuz öncesinde devletin başının ve tebaasının kahraman olarak adlandırdıklarının bir kısmı hain oldu. Serdar Gökbayrak ‘kahraman’ kalanlardan. Bir çocuğun katili polis, ulu reisinin gani gani dağıttığı şehitlik mertebesine ulaştı. Kocaeli Üniversitesindeki bir üstgeçide de adı verildi. Şimdi o üst geçitten geçen her ‘devlet düşmanına’ sırıtacak Serdar Gökbayrak. Her Kürd’e, Ermeni’ye, Laz’a, Alevi’ye, Roman’a, sosyaliste, barış isteyene, kadına parmak sallayacak. Devletinin kahraman polisi olarak oradan geçen ‘devlet düşmanlarına’ pis pis sırıtacak.
Sizin kahramanlarınız saymakla bitmez. Roboski’de çoğu çocuk 34 Kürdü katleden kahraman pilotlarınızla, Sur’u, Gever’i, Cizre’yi, İdil’i, Silopi’yi, Nusaybin’i, Silvan’ı, Şırnak’ı ve daha birçok yerde, canlı cansız ayırt etmeksizin yakan, yıkan, işkence eden, katleden JÖH’leriniz, PÖH’leriniz ve paşalarınızla gurur duymuyor musunuz? Gazetelerde, TV’lerde ‘karıncayı bile incitmeyen, masum vatan evladı, ana kuzusu kahramanlar’ serili hikayeleri çevirip çevirip yayınlamıyor musunuz? (Sahi 15 Temmuz’dan sonra kaçı hain oldu?) Sizin kahramanlarınızın yazdığı o destanlar, burada ‘katiller tarihi’ diye okunuyor. Bunu bilin!
Biraz da eskilere gidip devletinizin tedhişteki devamlılığını hatırlatalım mı? 33 Kürdü katleden Mustafa Muğlalı’nın adının 2004’te bir jandarma taburuna verilmesini hatırlar mısınız mesela? Peki Sabiha Gökçen’i nasıl bilirsiniz? Bakın, Dersim’i bombalayan dünyanın ilk kadın savaş pilotunuz ne diyor: ‘Canlı ne görürseniz ateş edin, emrini almıştık. Asilerin gıdası olan keçileri dahi ateşe tutuyorduk’(https://goo.gl/T8jo7g ). Ne kadar övünseniz azdır değil mi? Ama gerçek değişmiyor:Sizin kahramanınız bizimse katilimiz. Sabiha Gökçen, şimdi bir havalimanında her Dersimli’ye ve Dersim’in taşına, toprağına, suyuna, ağacına, hayvanına, insanına yaşatılan acıyı yüreğinde hisseden her insana parmak sallıyor. Yüce devletinin bombalarını her an üzerimize bırakacakmış gibi orada öylece duruyor.
Sahi biz kaç kuşaktır bizim katilimiz olan sizin kahramanlarınızın hayaletleriyle yaşıyoruz? Devlet dersinde öldürülmüş kaç çocuğun hesabı sorulmuş, kaç katil suçunun cezasını çekmiştir? Kaç Kürt, Ermeni, Rum, Alevi, sosyalist, kadın ve potansiyel ‘devlet düşmanı’ olarak gördüğünüz insanlar ‘ben devletime güveniyorum, bana yapılanın hesabını mutlaka sorar’ demiştir? Cevabını iyi bildiğimiz bir soru değil mi? İyi o zaman,yazın bir kenara: Bu devlet, bizim ölülerimizin kanlarıyla destan yazan ‘kahramanlara’ kol kanat gerdikçe, bizim için hep katil olarak kalacaktır.
HADEN ÖZ – ARYEN HABER!