29 Aralık 2016 Perşembe

Asgari ücrette Azami yoksulluğa Devam..!

DİSK'ten asgari ücret tepkisi: Açlık sınırının altında kaldı
Yapılan 104 lira zammın tamamının zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) harcanacağını vurgulayan Beko, vergi dilimi nedeniyle asgari ücretin asgari geçim indirimi hariç 1,200 liraya gerileyeceğini dile getirdi.
Beko, yeni ücretin 2017 yılında yaşanacak enflasyon ile "iyice eriyeceğini" vurguladı ve ekledi:
"Bu zam asgari ücretin yine asgari geçim düzeyinin, açlık sınırının altında kalması anlamına geliyor. Bu zam miktarı devletin kendi verileri ile de çelişiyor. TÜİK asgari ücret tespit komisyonuna sunmuş olduğu verilerde bir işçinin asgari geçim maliyetini 1669 TL olarak belirtmişti. Hükümet, işçilerin ve sendikaların taleplerini dikkate almadığı gibi, bir devlet kurumunun sunmuş olduğu verileri de dikkate almadı."
Beko, yeni zam ile "asgari ücretin sefalet ücreti" olarak kalacağına dikkat çekerek, "Asgari ücret seçim ücreti olmalıdır. Asgari ücret işçinin ailesi de hesaba katılarak hesaplanmalıdır. Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı ve net olarak ödenmelidir." dedi.
GIDA İŞ: 2017 ASGARİ ÜCRETİ HÜKÜMET, İŞVERENLERLE BERABER BELİRLEDİ
DİSK’e bağlı Gıda İş sendikası da açıklamasında 2017 yılı için işçilere düşen payın açlık ve yoksulluk olduğu ileri sürüldü.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve tüm hükümet yetkililerinin her konuşmalarında yatırım yapan, ekonomik olarak büyüyen Türkiye'den bahsettiklerine yer verilen açıklamada, “Nedense bu ekonomik büyümeden işçiler ve emekçiler hiç pay düşmüyor. Sıra işçilere gelince, ‘ekonomi batar, ülkenin ekonomik dengeleri bozulur’ açıklamaları yapılıyor” denildi.
Asgari ücret artışının kabul edilebilecek bir artış olmadığına yer verilen açıklamada, görüşlere yer verildi:
"Çalışma bakanı kredi borcuna batmış milyonlarca işçiye bir de dalga geçer gibi, ‘Az veren candan çok veren maldan’ açıklaması yapmıştır. İşçiler asgari ücretin tarafı olmadığı koşullarda, masada yer almadığı durumda hep kaybeden işçi ve emekçiler olacaktır. İş cinayetlerinde ölmek, yoksulluk içinde yaşamak zorunda değiliz. Hükümetlerden beklenti içinde olmak yerine, örgütlenmek, sendikalaşmak ve haklarımızı örgütlü olarak almaktan başka bir yol kalmamıştır."