2016, hatırlamak dahi istemeyeceğimiz,
aklımıza geldiğinde de “lanetleyerek” anacağımız berbat bir yıl olarak geçti...
2017'nin 'daha farklı' olabileceğine
dair umut veren belirtiler de yok ortada, olanlar da şimdilik çok zayıf.
Buna rağmen 'umut'luyuz!..
Çünkü 2016'da yaşadığımız ve 2017'de de
süreceğini öngördüğümüz karanlık ve kaos, tarihsel bakımdan ömrünü doldurmuş
bir sistemin genel çürüyüşüne yeni boyutlar ekleyen 'ara' bir formülün de
-neoliberalizm- iflasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla, ezilen insanlık için
yeni tehlikeler ve acılar kadar yeni fırsatları da içinde taşıyor. Zaten
tarihteki bütün büyük altüst oluşlar da kanlı savaşlar kadar devrimler de hemen
hemen hep böylesi kesitlerde yaşanmış.
“Umudumuz”un bir ayağını bu tarih
okuması oluşturuyor; onun geleceğe dönük yüzünde ise tarihsel bakımdan ömrünü
tamamlamış çürüyen bir sistemi hiçbir gücün ayakta tutamayacağını bilimsel
kanıtlarıyla ortaya koymuş olan devrimci dünya görüşümüzün bizlere kazandırdığı
bilinç açıklığı yatıyor.
Kaldı ki bu kesitte, 'umudu kuşanmak'
bir bakıma zorunluluk; şimdilik elimizde olan en büyük silah! Bu yüzden zaten
sınıf düşmanlarımız, attıkları bütün adımlarda öncelikle elimizden bu silahı,
yani umudu almaya oynuyorlar. Bizleri umutsuzluğun, karamsarlığın, yılgınlığın
dipsiz kuyusuna yuvarlamayı hedefliyorlar.
Onun için 'umut' onlara karşı kuşanmamız
gereken bir silah bugün!