OHAL yasakları ile basın açıklaması
dahil bütün demokratik hakları kısıtlayan AKP iktidarınını sınırsız özgürlük
tanıdığı, hatta bizzat örgütlediği yılbaşı karşıtı propagandanın hesabını kim
verecek?
Yılbaşı kutlamalarını ve Hristiyan
yurttaşları hedef gösteren bu ve benzeri pankartlar herhangi bir engelle
karşılaşmadan meydanlara asıldı.
İktidar destekli resmi ve gayri resmi
faşist şeriatçılar haftalardır süren yılbaşı karşıtı kampanyasının ardından,
Türkiye yeni yıla kanlı bir saldırı ile girdi. İstanbul’un en bilindik eğlence
merkezlerinden Reina’ya düzenlenen saldırıda en az 35 kişi yaşamını
yitirirken.40. aşkın kişide yaralandı.
Geriye dönüp son birkaç güne
bakıldığında ise, son günlerin resmi ve iktidar destekli gayri-resmi İslamcı
yapılanmaların yılbaşını kutlayanları hedef gösteren propaganda faaliyeti ile
geçtiği görülüyor.
Tebliğciler meydanlara sürüldü
En basit basın açıklamasının dahi OHAL
gerekçesiyle engellendiği bir atmosferde çeşitli İslamcı gruplara tabi cübbeli
sarıklı kişiler Hristiyanları ve yılbaşını kutlayanları “katil, kafir, yoz,
gayrimeşru” ilan ederek hedef gösteren bildiriler dağıttı. Nefret söylemi
üzerine kurullu bu bildirilerin dağıtımının engellendiği yerde ise polis
koruması devreye girdi.
İzmir’de “Yılbaşı kutlamayın” diyen
gericilere halk müdahalesi
Yılbaşını gerici propaganda için fırsata
dönüştürmeye çalışan gericiler İzmir’de meydana çıktı. Sıla Vakfı imzasıyla
hazırlanan ve “Dünyayı kan gölüne çeviren Hristiyanların bayramını
kutlamıyoruz” yazan bildirileri dağıtan gericiler, karşılarında OHAL
bahanesiyle bildiri dağıtımına dahi saldıran polisi değil, kentlerinde,
sokaklarında gericiliğe izin vermeyeceklerini söyleyen Halkevcileri buldu.
Halkevciler, “Burada bu bildirileri
dağıtamazsınız. Bu şehirde gericilere, cihatçılara, tecavüzü aklayanlara, kadın
düşmanlarına yer yok. Defolup gideceksiniz!” diyerek bildiri dağıtımını
engelledi. Gericiler, bildiri dağıtımında ısrar ederken, meydandaki İzmirliler
de destek verdi.
Tepkilerin artması üzerine alana gelen
polisler, bildiriyi okuyarak “Sıkıntı yok, dağıtabilirsiniz” dedi ve alandan
ayrıldı; ancak Halkevciler gericilerin peşini bırakmadı. Bildiri dağıtımını
engellemek için nöbet tutmaya başlayan Halkevciler, iki kişiyi bildirilerine el
koyarak alandan uzaklaştırdı.
“Çocuklar tecavüze uğradığında,
yakıldığında neredeydiniz ey Müslümanlar!”
Kısa bir süre ikinci bir ekip Konak
Meydanı’nın yakınındaki caminin önünde aynı bildiriyi dağıtmaya başladı.
Halkevciler, bu bildiri dağıtımına da müdahale etti.
Gericilerden birinin “Kadın olduğun için
sana bir şey yapmadım, yoksa başka türlü olurdu. Biz Müslümanız” demesine
Halkevci Kadınlar’ın yanıtı ise “Siz kız çocuklarını yetişkin erkeklere peşkeş
çeken yasaya alkış tutar, Ensar Vakfı’nda çocuklar tecavüze uğradığında göz
yumarsınız. Aladağ’da 12 kız çocuğu yanarak öldüğünde neredeydiniz
Müslümanlar!” oldu.
Yoldan geçen İzmirliler de grubun
etrafını sararak tepkilerini gösterince gericiler alana gelen polisin arkasına
sığındı. Polis bildiri dağıtmanın yasak olmadığını savunmaya çalışırken,
tepkiler devam edince gericiler alandan ayrılmak zorunda kaldı.