Şili’de diktatör Augusto Pinochet’nin 17 yıllık iktidarında öldürülen ve
işkence gören yurttaşların aileleri, cezaevinde tutuklu bulunan mahkumların af
dilekleri karşısında öfkeli.
İnsan hakları ihlali suçları dolayısıyla ağır cezalara çarptırılan on kişi,
cezaevi içerisinde gerçekleştirilen Noel ayini sırasında af diledi. Fakat sivil
toplum kuruluşları, hükümlülerin af dileklerinin samimi olmadığını, gerçekten
pişman olsalar en azından bazı kurbanların cenazelerinin yerini itiraf
edeceklerini ifade etti.
1970’ler ve 80’ler boyunca yaklaşık 3 bin muhalif öldürülmüştü. İnsan
hakları savunucuları, aralarında DINA’nın (Pinochet’nin gizli polis teşkilatı)
önde gelen üyelerinden biri de bulunan mahkumların af dileklerinin boş ve
samimiyetsiz olduğunu belirterek, yalnızca erken salıverilmek için böyle bir
harekette bulunduklarını söylediler.
‘TEYZEM HAMİLEYKEN İŞKENCE GÖRMÜŞTÜ’
Pinochet döneminde öldürülen ve işkence görenlerin yakınları kendilerini
Santiago Katedrali’ndeki sıralara zincirleyerek, durumu protesto etti.
Protestoculardan biri olan Luis Andrade mahkumların işlediği suçların bazı
ülkelerde ölüm cezası ile sonuçlanacak nitelikte olduğunu söyledi. BBC’ye
konuşan Andrade, “Onları vurdular, onlara tecavüz ettiler, işkence yaptılar.
Teyzem hamileyken işkence görmüştü” dedi.
Yüksek Güvenlikli Punta Peuco Hapishanesi’ndeki Noel ayinini yöneten
Katolik din adamı Fernando Monter, mahkumların hiçbirinin salıverilmeyi veya
cezalarının düşürülmesini talep etmediğini, yalnızca af dilediklerini belirtti.
Monter sözlerine “Belki gerçekten neler olduğunu bilenler, bugün ortaya
çıkarlar ve adaletin yerini bulmasını sağlarlar” şeklinde devam etti.
Pinochet 1973 yılında askeri darbe ile Şili’nin kontrolünü ele geçirmiş, ve
bir yıl sonra kendisini başkan ilan etmişti. Binlerce insanın işkence
görmesine, sürgüne gönderilmesine veya öldürülmesine sebep olan emirlerin
çoğunu bizzat kendisi veren Pinochet, 1990 yılında başkanlığı bırakmış, 1998’e
kadar genelkurmay başkanı olarak görev yapmıştı. 2006 yılında hayatını kaybeden
Pinochet’nin ülke tarihinde açtığı yaralar, üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen
hala unutulmuş değil.