DİSK Başkanı Kani Beko, Edirne’de bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasında Suriye’den gelen ölüm haberlerini değerlendiren Beko,
“Yıllardır tüm itirazlara, uyarılara rağmen ısrarla sürdürülen yanlış Suriye
politikasının vahim sonuçlarından dolayı neden hiç kimse siyasi sorumluluk
almıyor?” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
BU KADAR ACI YETER! SURİYE MACERASINA SON!
“YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ”
Türkiye Suriye’deki Fırat Kalkanı operasyonundan çok acı, çok korkunç
haberler gelmeye devam ediyor. Her gün yeni ölümler ve yeni barbarlık
haberleriyle sarsılıyoruz. Suriye’de yaşamını yitirenler askerlere rahmet,
yaralılara acil şifalar diliyoruz. Başta kaybettiklerimizin yakınları olmak
üzere hepimizin başı sağolsun.
Elbette acımız büyük ama bu acıları yaşamaya devam etmemek için, gencecik
insanlarımızın Suriye topraklarından gelen bayrağa sarılı tabutlarını çaresizce
izlememek için artık sesimizi yükseltmemiz ve sorular sormamız gerekiyor.
İnsanlarımızı neden ölüyor?
Yıllarıdır tüm itirazlara, uyarılara rağmen ısrarla sürdürülen yanlış
Suriye politikasının vahim sonuçlarından dolayı neden hiç kimse siyasi
sorumluluk almıyor?
Şam’da “bayram namazı” kılma hayalleri uğruna Türkiye’yi bu ateş çemberine
atmaya, Suriye kaosunu topraklarımıza taşımaya değdi mi?
“Yurtta barış dünyada barış” ilkesinden saparak, Ortadoğu’daki savaşa taraf
olarak, Suriye iç savaşında taraf olarak ne kazandık?
Ülkemizin her bir yanında patlayan bombalar, Suriye’den gelen cenazeler
kime ne kazandırıyor?
Bu çılgınlıktan, bu tehlikeli oyundan ne zaman vazgeçeceksiniz? Bu
ölümlerin hesabını kim verecek?
2003 yılında emperyalistler Irak’ı işgal etmek istediği zaman DİSK olarak
bizler bu savaşın tüm bölgede büyük bir yangın başlatacağını söylemiştik.
Hükümetin emperyalistlerle beraber bu savaşa girmesini büyük bir mücadeleyle
önlemiştik.
Gerçekten de o günden bugüne Ortadoğu tam bir kan gölüne döndü. Irak
savaşına Türkiye’yi dahil etme amacına ulaşamayanlar maalesef bu amaçlarına
Suriye’de ulaştı. Sonuç olarak ülkemizde her sokağa, her meydana bir şehit ismi
verecek noktaya geldik.
Bu kararları alanlara soruyorum, bu kadar kana ve gözyaşına değdi mi?Bu
kararları alanların vicdanları rahat mı? Suriye siyasetindeki hatanızı kabul
edip, yanlışın siyasi sorumluluğunu üstlenmeyi düşünen var mı?
Maalesef ülkemiz siyasi sorumluluğu üstlenecek ve hesap verecek bir iktidar
tarafından yönetilmemektedir. Bu nedenle sorumluluğu hatırlatmak ve hesap
sormak bu ülkenin yurttaşlarına düşmektedir.
Yalnızca ölmemek için değil, insanca yaşamak, kardeşçe yaşamak, yani
demokratik bir ülkede yaşamak için hesap sormak zorundayız. Korkmadan
sormalıyız, korkmadan konuşmalıyız. Laik, demokratik, sosyal bir hukuk
devletinde insanca yaşamak, kardeşçe yaşamak, barış içinde yaşamak istiyorsak
korkmadan, yılmadan omuz omuza vermeliyiz.
Daha fazla insanımızın ölmemesi için sesimizi yükseltmek zorundayız:
“Suriye macerası”na derhal son verilmelidir. Hükümet Suriye politikasını derhal
değiştirmeli, “yurtta barış bölgede barış” ilkesini benimsemelidir.
Sadece son iki haftada akan kan o kadar dayanılmaz, yaşadığımız acılar o
kadar derin ki… Beşiktaş ve Kayseri katliamlarının ardından Rusya Büyükelçisi’nin
bir polis tarafından öldürüldü ve en son olarak Suriye’den korkunç haberler
gelmeye başladı. Artık yeter!
Kana ve göz yaşına doyan bu
topraklarda acıların, ölümlerin artık son bulmasını diliyoruz. Çalışırken
ölmediğimiz, savaşta ölmediğimiz, bombalı katliamlarda ölmediğimiz bir ülkeyi
ancak ve ancak omuz omuza mücadele ederek kurabiliriz. Bizler bu bilinçle
savaşa, teröre, katliamlara, ölümlere karşı birlikte yaşama ve birlikte yaşatma
irademizi savunmaya devam