19 ile 26 Aralık 1978 tarihleri arasında
Maraş’ta 100’ü aşkın Kürt Alevi yurttaşın katledildiği, ev ve işyerlerinin
yakılıp yağmalandığı katliamın üzerinden 38 yıl geçti. Geçen yıllara rağmen
bölge halkının katliamın travmasını atlatamadığını söyleyen Pir Sultan Abdal
Kültür Derneği Maraş Şube Başkanı Salman Akdeniz, “Maraş Katliamı korkusu,
kaygısı ve psikolojik travması dururken, bölge nüfusunun nerdeyse on katı olan
selefi anlayışta bir nüfusu getirip Terolar’a yerleştirmek masumane bir durum
değildir” diyerek yapımı tamamlanan mülteci kampından Alevilerin kaygı
duyduğunu belirtti.
‘ALEVİLERİ COĞRAFYADAN SİLMEK İSTEDİLER’
Maraş’ın sıradan, cahil ve gerici
kesimlerin eline kazma ve kürek alarak gerçekleştirdiği bir katliam olmadığını
söyleyen Akdeniz, “Maraş Katliamı toplumda bütün kesimlerin ortaklaşa üzerinde
durması gereken bir katliamdır. Çünkü işçi, emekçi ve ezilenlere karşı
egemenlerin işine yarayan bir katliamdı” dedi.
Katliamın sadece insanların öldürülmesi
üzerine tezgâhlanmadığını belirten Akdeniz, şöyle konuştu: “Aynı zamanda
Aleviler göçe zorlanarak bölge insansızlaştırıldı. Maraş Katliamı Alevi
Kürtlerin katledilmesinin ötesinde, Alevilerin bu coğrafyadan tamamen
silinmesini hedefleyen bir katliamdır. Öldürdüklerini öldürdüler. Geri kalanını
göçe zorladılar. Bu sebeple toplum yaşananlar ile yüzleşmelidir.”
Maraş’ın Dulkadiroğlu ilçesine bağlı
Aşağı Terolar mahallesinde halkın itirazlarına rağmen yapılan mülteci kampını
hatırlatan Akdeniz, “Teknik olarak demografik yapının tamamen değişmesine
yönelik bir müdahaledir. Yakın tarihimizde halen anmasını
gerçekleştiremediğimiz Maraş katliamı korkusu, kaygısı ve psikolojik travması
dururken, bölge nüfusunun nerdeyse on katı olan selefi anlayışta bir nüfusu
getirip oraya yerleştirmek öyle masumane bir durum değildir. Daha uygun yerler
varken buranın uygun görülmesi bize göre kasıtlıdır. Sosyal, kültürel ve
politik açıdan bölge insanının yaşam alanına müdahaledir” diye ekledi.