Zirvede, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey
Lavrov, Suriye’de siyasi çözüm için ortaklaşa yürütülecek sürecin
başlatıldığını açıklamıştı.
Lavrov, Türkiye, Rusya ve İran’ın
Suriye’deki krize çözüm bulmak için yapılacaklarının belirlendiği ortak bir
bildiriyi kabul ettiğini duyurmuştu.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu
Rus dışişleri bakanlığının sitesinden
yayınlanan deklarasyon ‘Suriye krizinin sonlandırılması amacıyla siyasal
sürecin yeniden başlatılmasına yönelik üzerinde anlaşmaya varılan önlemler’i
içeriyor. Deklarasyonda, üç ülkenin de Suriye’nin toprak bütünlüğü ve
egemenliğine saygı duyduğu ve çözümün askeri olamayacağına inandığı
belirtiliyor.
Sekiz maddelik deklarasyon, yıllardır Suriye
iç savaşının rejim değişikliği olmadan ve Beşar Esad iktidardan ayrılmadan
bitirilemeyeceğini savunan Türkiye’nin şu zamana kadarki politikasıyla ‘taban
tabana zıt’ ifadeler içeriyor.
Suriye hükümetine görüşmelerde destek
Sputnik’in yer verdiği deklarasyonun tam
metnindeki ilk maddede şu ifadeler var: “İran, Rusya ve Türkiye, içerisinde pek
çok etnik grubu barındıran, çok mezhepli, demokratik ve seküler bir devlet
olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve
toprak bütünlüğünü tamamen destekliyor.”
Bildirinin beşinci maddesindeyse, üç
ülke tarafından da Suriye hükümetinin ‘muhatap’ alındığı anlaşılıyor. Maddede
şöyle deniyor: “İran, Rusya ve Türkiye, Suriye hükümeti ve muhaliflerin
üzerinde görüşme yaptıkları anlaşmanın hazırlanmasına yardımcı olmaya ve bu
anlaşmanın garantörü olmaya hazır olduklarını belirtir. Sahadaki durum üzerinde
etkisi olan diğer tüm ülkeleri de aynı şekilde davranmaya davet eder.”
Deklarasyonun tam metni şöyle:
1- “İran, Rusya ve Türkiye, içerisinde
pek çok etnik grubu barındıran, çok mezhepli, demokratik ve seküler bir devlet
olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve
toprak bütünlüğünü tamamen destekliyor.
2- İran, Rusya ve Türkiye, Suriye
krizinin askeri bir çözümünün olmadığa inanıyor. BM’nin, bu krizin çözümünde BM
Güvenlik Konseyi’nin 2254 numaralı kararı ile uyumlu olarak önemli bir rolü
olduğunu kabul ediyor. Bakanlar, Uluslararası Suriye Destek Grubu’nun
kararlarını da dikkate alıyor. Uluslararası toplumun tüm üyelerini bu
belgelerde yer alan anlaşmaların uygulanması önündeki engellerin ortadan
kaldırılması için dürüst bir biçimde işbirliği yapmaya çağırıyor.
3- İran, Rusya ve Türkiye, Halep’in
doğusundaki sivillerin gönüllü bir biçimde tahliye edilmesine ve silahlı
muhaliflerin organize bir biçimde çıkarılmasına izin veren ortak çabaları
memnuniyetle karşılıyor. Bakanlar Fua, Kefraya, Zabadani ve Madaya’dan
sivillerin kısmen tahliye edilmesini de memnuniyetle karşılıyor. Onlar (İran,
Rusya ve Türkiye) bu sürecin kesintisiz ve güvenli bir biçimde tamamlanmasının
garanti etmeyi kabul ederler. Bakanlar, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Dünya
Sağlık Örgütü’ne tahliyelerin gerçekleşmesine yardım ettikleri için minnettar.
4- Bakanlar, ülke topraklarında ateşkes rejiminin
genişletilmesi, insani yardımların engelsiz bir biçimde ulaştırılması ve
sivillerin serbest dolaşımının önemi konusunda mutabıktır.
5- İran, Rusya ve Türkiye, Suriye
hükümeti ve muhaliflerin üzerinde görüşme yaptıkları anlaşmanın hazırlanmasına
yardımcı olmaya ve bu anlaşmanın garantörü olmaya hazır olduklarını belirtir.
‘Sahadaki’ durum üzerinde etkisi olan diğer tüm ülkeleri de aynı şekilde
davranmaya davet eder.
6- Onlar (İran, Rusya ve Türkiye) bu
anlaşmanın, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 numaralı kararı ile uyumlu olarak
Suriye’deki siyasal sürecin yeniden başlaması için gereken itici gücün
oluşmasına yardımcı olacağına emin.
7- Bakanlar, Kazakistan Devlet
Başkanı’nın (Nursultan Nazarbayev) ilgili görüşmelerin (Suriyeli taraflar
arasındaki barış görüşmeleri) Astana’da yapılması yönündeki nazik davetini not
eder.
8- İran, Rusya ve Türkiye, IŞİD ve El
Nusra ile ortak mücadele ve silahlı muhalif grupları onlardan ayırmak
konusundaki kararlılıklarını doğrular.”