4 Şubat 2017 Cumartesi

2016-2017 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı 6 Şubat 2017 tarihinde başlayacak...!

18 milyon öğrenci, 832 bini öğretmen (482 bini kadın/350 bini erkek) olmak üzere, 1 milyona yakın eğitim emekçisi eğitim öğretim yılının ikinci yarısına birikmiş ve çözüm bekleyen sorunlarla girecek.
2016-2017 eğitim öğretim yılının ilk yarısı, eğitimde son yılların en ağır saldırı ve tehditlerinin yaşandığı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hükümet ve MEB eliyle başlatılan hukuksuz ihraç ve açığa alma almaların yaşandığı bir dönem olurken, benzer sorunların ikinci yarıyılda da sürmesi bekleniyor.
EĞİTİMDE ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNLAR
Eğitim-Sen, sorunlarla başlayacak olan 2016-2017 eğitim-öğretim yılının ikinci yarıyılına ilişkin acil çözüm bekleyen sorunlara ilişkin rapor hazırladı. Türkiye'de eğitim sistemi bir süredir ciddi anlamda alarm verdiği belirtilen raporda, "İkili öğretim, niteliksiz eğitim hizmeti, eğitimin özelleştirilmesi, kalabalık sınıflar, karma eğitim karşıtı uygulamalar, taşımalı eğitim, altyapısı bozuk okullar, öğrenciden katkı parası alınması, okullarda yaşanan şiddet, temel lise ve TEOG garabeti, PISA 2015 gibi uluslararası sınavlardaki başarısız sonuçlar, çocukların dini cemaat ve vakıfların yurtlarına yönlendirilmesi, öğretmenliğin sertifikaya bağlanması, öğretmenlerin mesleki gelişiminde yaşanan zorluklar, çocukların örgün eğitim sistemi dışına itilmesi, çocukların barınmak zorunda bırakıldıkları yerlerde taciz ve istismara uğraması, yurt yangınlarında yaşamını kaybetmesi, sözleşmeli öğretmenlik ve ataması yapılmayan öğretmenler gibi sorunlardaki çözümsüzlük sürmüştür" denildi.
EĞİTİMDEKİ YAPISAL SORUNLAR GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunlar her ne kadar görmezden gelinmeye ve baskılamaya çalışılsa da, eğitim sorunu halkın en az ekonomi kadar temel gündemini oluşturmayı sürdürdüğü ifade edilen raporda, "Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamış, çocuk yaşta evlenmeyi özendiren düzenlemeler yapılmış, çocuk işçiler sorunu büyümüş, okullarda, yurtlarda, kurslarda çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet vakaları artmıştır" diye belirtildi.
Eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek yerine, hazırlanan "Performans Programları" ile ulaşılması zor hedefler belirlendiğini, sorunların çözümü noktasında gerekli adımlar atılmadığını kaydedilen raporda, "Milli Eğitim Bakanlığı eğitim alanında attığı her adımda öğretmen, öğrenci ve velileri mağdur etmeyi sürdürmekte, paralı eğitim uygulamalarını arttırarak, toplum içindeki sınıfsal çelişkileri eğitim sistemi üzerinden daha da derinleştirmekten çekinmemektedir" denildi.
OKUL ÖNCESİ VE ENGELLİ OKULU SAYISI ARTTIRILMALI
Raporda, MEB'in 2017 Yılı Performans Programı'nda, okul öncesi ve ilkokullarda okullaşma oranlarının yükseltilmesi, okul öncesi okul sayılarının artırılması, engelli çocuklara yönelik projelerin hayata geçirilmesi, öğrenci başına düşen kitap sayısının arttırılması gibi 34 hedefin yer aldığı ifade edildi.
Eğitim-Sen, hazırladığı raporda daha öncelikli olduğunu düşündüğü 12 performans başlığını değerlendirdi. MEB'in hizmet sınıfları bazında kadro durumunu incelenen raporda; yardımcı hizmetler sınıfında serbest kadronun yüzde 31,19’u, genel idare hizmetleri sınıfında serbest kadronun yüzde 37,64’ü, eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfında serbest kadronun yüzde 4,52’si boş bulunuyor. Okullarda büro ve temizlik hizmetleri personel açığı kadrolu personel yerine ‘hizmet satın alma’ yoluyla taşeron çalışanlar ile kapatılıyor.
ÖĞRETMENLERİN YÜZDE 86,44'Ü LİSANS MEZUNU
MEB hizmet sınıfları bazında personelin öğrenim durumunu inceleyen Eğitim-Sen, öğretmenlerin yüzde 9,14’ü yüksek yüzde 4,43’ü ön lisans ve enstitü lisans ve doktora, yüzde 86,44’ü lisans mezunu olduğunu kaydetti. Yardımcı hizmetler sınıfında görev yapanların yüzde 96,44’ü ilkokul, ortaokul ve lise mezunu.
GENÇ ÖĞRETMEN KADROSU
Personelin yaş dağılımı incelendiğinde; öğretmenlerin yüzde 89,71’i 50 ve 50 yaş altındadır. Bu oranlara bakıldığında genç bir öğretmen kadrosu mevcut.
TMMOB: Mücadele edeceğiz, ‘Hayır’ diyeceğiz, başaracağız..!
TMMOB Yürütme Kurulu üyeleri ile İstanbul İl Koordinasyon Kurulu ortak toplantısı, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi toplantı salonunda gerçekleştirildi.
“Başkanlık sistemine, tek adam diktasına karşı Hayır” başlığıyla gerçekleştirilen toplantıda anayasa değişikliği ve referandum sürecine ilişkin eylem planı konuşuldu. Toplantıda basın açıklamasını okuyan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, “Ülkemizde on yıllardır uygulanan ve her geçen gün katmerlenen; gerici, piyasacı, emek ve doğa düşmanı, laiklik karşıtı düzenin korunmasına ve geliştirmesine yönelik tüm girişimlerin reddediyoruz” dedi.
'OHAL VE KHK'LAR ARACILIĞIYLA İKTİDAR VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR'
Koramaz, AKP iktidarının ülkeyi, siyasal sistemi köklü bir şekilde değiştiren rejim değişikliğine doğru sürüklediğini vurguladı.
Koramaz, “Mevcut anayasanın 58 maddesini değiştiren ve 21 maddesini yürürlükten kaldıran kanun teklifi, temel demokrasi normlarından yoksun, yasama şekli, uygulama esasları, tekniği ve içeriği bakımından büyük hatalar barındırmaktadır” diye konuştu.
Anayasa değişikliğinin Meclis’te yapılan oylamalarında dahi utanç verici görüntüler yaşandığını hatırlatan Koramaz, “İktidar partisinin milletvekillerinin oylama süresince takındıkları tavır, bu rejim değişikliğinin halka yönelik tavrı ile aynıdır. Böylesi köklü değişiklikler, ancak bir kurucu meclis eli ile yapılabilir. Sistem ve rejim değişimini içeren anayasaların yapım organı aynı zamanda siyasal toplumsal değişim ve dönüşümlerin kuruluş süreçlerini ifade ve temsil eden bu temel öğeden yoksundur. Bu yoksunlukla beraber, demokrasilerin gereği ve anayasa hukukunun temel normu olan, iktidarların yetkilerinin sınırlandırılması, ilkesi göz önüne alınmamıştır” dedi.
15 Temmuz darbe girişimi ardından ilan edilen Olağanüstü Hal sürecinde toplumsal muhalefet üzerine kurulan baskı aygıtları ve sindirme politikalarına dikkat çeken Koramaz, “Böyle bir süreçte ülkemiz referanduma götürülmekte, OHAL ve KHK'ler aracılığıyla devletin tüm olanakları Cumhurbaşkanı'nın, hükümetin ve AKP'nin önüne koşulsuz olarak serilmektedir” diye konuştu.
'BU DEĞİŞİKLİĞE İKİRCİKSİZ OLARAK HAYIR'
Koramaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, anayasa değişikliği ile mevcut parlamenter sistemde eksik de olsa işletilen kuvvetler ayrılığı ilkesinin ortadan kaldırılmasına ve tüm yasama-yürütme-yargı yetkisinin bir tek kişiye teslim edilmesine karşıdır. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, toplumsal kutuplaşmayı arttıracak ve diktatörlüğü kurumsallaştıracak bu değişikliğe ikirciksiz olarak ‘Hayır’ demektedir. Örgütümüzün Genel Kurulu'nda oybirliği ile aldığı karar uyarınca bu değişikliğe karşı ortak mücadele hattının oluşturulması için elimizden geleni yapacağız.”