Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
kadın istihdamını arttırma ve geleneksel aile modelini güçlendirme söylemiyle,
annenin çalıştığı iş yerinde kreş açmak yerine bebeği büyükanneye baktırmak
şeklinde geleneksel bir “çözüm” buldu. Bu çözümle, torununa bakan büyükanneye
maaş da bağlamaya karar verdi. Pilot çalışma yakın zamanda belirli illerde
başlayacak.
Büyükanne maaşı ile, hükümetin gerici ve
neoliberal söylemleri bir arada kullandığı sosyal politikalara bir yenisi daha
eklenmiş oldu. Bu politikaların bilimsel bilgiye dayanıp dayanmadığı, ne kadar
incelenerek uygulamaya konulduğu sorularının cevabı artık belli. Yine de yeri
gelmişken, bu konuyla ilgili yakın zamanda yayımlanan bilimsel çalışmalara bir
de bu bağlamda bakmakta fayda olabilir. Araştırmalara göre, modernite öncesi
toplumlarda (geleneksel olarak) annenin büyükanneden yardım alması çocuğun
hayatta kalma oranını arttırmış olsa da, günümüz modern toplumlarında anne-baba
yerine büyükannenin çocuğa bakması çocukta sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
2013’te Finlandiya’daki bilim insanları,
İngiltere’deki 9 bin aile üzerinde bir araştırma yapmış. Araştırmaya dahil
edilen her ailenin 9 ay ile 3 yaş arasında en az bir çocuğu var ve her aile iki
sene boyunca izlenmiş. Bu izleme sonucunda, büyük ebeveynlerin (anneanne,
babaanne ve dedeler) baktığı çocukların diğerlerine oranla obez olma riskinin
%22 daha fazla olduğu görülmüş. Çocukluk çağı obezitesi, diyabet ve kalp
hastalıkları riskinin artması demekken, yetişkin hayatta daha erken ölüm riski
demek. 2010’da yine İngiltere’de aileler üzerinde yapılan ve aynı ilişkiyi
inceleyen benzer bir çalışma, %34 gibi bir obez olma riski sonucunu vermiş.
Bunlara benzer bir araştırma da 2015’te
Çin’de yapılmış. Bu kez ilkokul çağı çocuklarının bakımında büyük ebeveynlerin
rolü incelenmiş ve aynı ilişki bulunmuş. Çalışmada bunun nedenleri olarak, üst
neslin “şişman çocuk eşittir sağlıklı, bakımlı çocuk” anlayışına sahip olması,
bilgi eksikliği (‘obezite kaynaklı hastalıklar sadece yetişkinlerde olur’
gibi), ve davranışsal (şımartmaya daha fazla meyilli olma, evdeki fiziksel
aktivite gerektiren sorumluluklardan kaçmasına izin verme) sıralanmış.
Çalışmada esas olarak büyük ebeveynleri tarafından bakılan çocukların aşırı
kilolu/obez olma olasılıklarının yükseldiği, daha fazla şekerli içecek ve
sağlıksız atıştırmalık yedikleri görülmüş. İki veya daha fazla büyükanne/dede
ile aynı evde yaşayan çocukların da obezite risklerinin arttığı görülmüş.
Bu çalışmaların sonuçlarını
değerlendirirken, hatırlanması gereken bir nokta var. Obezite çalışmaları
içerisinde her zaman değinilmeyen ancak oldukça önemli olan bir ilişki de
sosyoekonomik statü ile kötü/yanlış beslenme alışkanlıkları arasındaki
ilişkidir. Gıda endüstrisinin sürekli sağlıksızlaştırarak ucuzlattığı tüketim
ürünleri, düşük gelirli ailelerin ya da bireylerin beslenme alışkanlıklarında
ciddi bir yer tutuyor. Büyükanne ve büyükbabaların bebeğin bakımını üstlendiği
ailelerin hem anne hem de babanın evin geçimi için çalışmak zorunda olduğu,
büyük oranda düşük ve orta gelirli aileler olduğu düşünüldüğünde, obezite riski
bu şekilde biraz daha artmış oluyor.
İlgili makaleler:
Antti O. Tanskanen, The Association
between Grand Maternal Investment and Early Years Overweight in the UK,
Evolutionary Psychology– 2013. 11(2): 417-425.
Bai Li, Peymané Adab and Kar Keung
Cheng, The role of grandparents in childhood obesity in China - evidence from a
mixed methods study, International Journal of Behavioral Nutrition and Physical
Activity 2015 12:91 DOI: 10.1186/s12966-015-0251-z.