9 Şubat 2017 Perşembe

Büyükannelerin torun büyütmesi 'çözümü' üzerine bilimsel yaklaşım..!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kadın istihdamını arttırma ve geleneksel aile modelini güçlendirme söylemiyle, annenin çalıştığı iş yerinde kreş açmak yerine bebeği büyükanneye baktırmak şeklinde geleneksel bir “çözüm” buldu. Bu çözümle, torununa bakan büyükanneye maaş da bağlamaya karar verdi. Pilot çalışma yakın zamanda belirli illerde başlayacak.
Büyükanne maaşı ile, hükümetin gerici ve neoliberal söylemleri bir arada kullandığı sosyal politikalara bir yenisi daha eklenmiş oldu. Bu politikaların bilimsel bilgiye dayanıp dayanmadığı, ne kadar incelenerek uygulamaya konulduğu sorularının cevabı artık belli. Yine de yeri gelmişken, bu konuyla ilgili yakın zamanda yayımlanan bilimsel çalışmalara bir de bu bağlamda bakmakta fayda olabilir. Araştırmalara göre, modernite öncesi toplumlarda (geleneksel olarak) annenin büyükanneden yardım alması çocuğun hayatta kalma oranını arttırmış olsa da, günümüz modern toplumlarında anne-baba yerine büyükannenin çocuğa bakması çocukta sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
2013’te Finlandiya’daki bilim insanları, İngiltere’deki 9 bin aile üzerinde bir araştırma yapmış. Araştırmaya dahil edilen her ailenin 9 ay ile 3 yaş arasında en az bir çocuğu var ve her aile iki sene boyunca izlenmiş. Bu izleme sonucunda, büyük ebeveynlerin (anneanne, babaanne ve dedeler) baktığı çocukların diğerlerine oranla obez olma riskinin %22 daha fazla olduğu görülmüş. Çocukluk çağı obezitesi, diyabet ve kalp hastalıkları riskinin artması demekken, yetişkin hayatta daha erken ölüm riski demek. 2010’da yine İngiltere’de aileler üzerinde yapılan ve aynı ilişkiyi inceleyen benzer bir çalışma, %34 gibi bir obez olma riski sonucunu vermiş.
Bunlara benzer bir araştırma da 2015’te Çin’de yapılmış. Bu kez ilkokul çağı çocuklarının bakımında büyük ebeveynlerin rolü incelenmiş ve aynı ilişki bulunmuş. Çalışmada bunun nedenleri olarak, üst neslin “şişman çocuk eşittir sağlıklı, bakımlı çocuk” anlayışına sahip olması, bilgi eksikliği (‘obezite kaynaklı hastalıklar sadece yetişkinlerde olur’ gibi), ve davranışsal (şımartmaya daha fazla meyilli olma, evdeki fiziksel aktivite gerektiren sorumluluklardan kaçmasına izin verme) sıralanmış. Çalışmada esas olarak büyük ebeveynleri tarafından bakılan çocukların aşırı kilolu/obez olma olasılıklarının yükseldiği, daha fazla şekerli içecek ve sağlıksız atıştırmalık yedikleri görülmüş. İki veya daha fazla büyükanne/dede ile aynı evde yaşayan çocukların da obezite risklerinin arttığı görülmüş.
Bu çalışmaların sonuçlarını değerlendirirken, hatırlanması gereken bir nokta var. Obezite çalışmaları içerisinde her zaman değinilmeyen ancak oldukça önemli olan bir ilişki de sosyoekonomik statü ile kötü/yanlış beslenme alışkanlıkları arasındaki ilişkidir. Gıda endüstrisinin sürekli sağlıksızlaştırarak ucuzlattığı tüketim ürünleri, düşük gelirli ailelerin ya da bireylerin beslenme alışkanlıklarında ciddi bir yer tutuyor. Büyükanne ve büyükbabaların bebeğin bakımını üstlendiği ailelerin hem anne hem de babanın evin geçimi için çalışmak zorunda olduğu, büyük oranda düşük ve orta gelirli aileler olduğu düşünüldüğünde, obezite riski bu şekilde biraz daha artmış oluyor.
İlgili makaleler:
Antti O. Tanskanen, The Association between Grand Maternal Investment and Early Years Overweight in the UK, Evolutionary Psychology– 2013. 11(2): 417-425.
Bai Li, Peymané Adab and Kar Keung Cheng, The role of grandparents in childhood obesity in China - evidence from a mixed methods study, International Journal of Behavioral Nutrition and Physical Activity 2015 12:91 DOI: 10.1186/s12966-015-0251-z.