Cumartesi Anneleri, 621. buluşmalarında
22 yıl önce gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç dosyasını işledi. İlk kez
annesi Asiye Karakoç olmadan Rıdvan için Galatasaray'da oturan kayıp yakınları
"Öfkemiz daha büyük, omuzladığımız yük daha büyük" dedi.
Eylemde ilk sözü, kardeşi Hasan Ocak'ı
ararken, İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda Rıdvan Karakoç'un fotoğrafını görerek,
bulunmasını sağlayan Hüseyin Ocak konuştu. Karakoç'un da kardeşi gibi aynı
işkencelerden geçirilerek katledildiğini söyleyen Ocak, ATK'da bulunan
görevlilerin neredeyse her gün onlarca kişinin getirildiğini aktardığını
söyledi. Yetkililerden ATK çalışanlarına kadar dönemin tanıklarına bir kez daha
tanıklık yapmaya çağıran Ocak, "Kayıplara ilişkin toplumsal ir bilincimiz
olsaydı bugün Asiye Ana çocuğuna kavuşmuş olurdu. Rıdvan'ın ve Hasan'nı da
diğer kayıpların da katilleri belli. İki elimiz onların yakalarında olacak.
Asiye Ana ahıyla gitti, o ah yerde kalmayacak. Hesap soracağız" dedi.
Avukat Gülseren Yoleri, Karakoç
dosyasının süreci hakkında bilgi verdi. Dosyanın 22 yıl önce açıldığını ve
devletin sorumlu olduğuna dair güçlü delillerin bulunduğunu kaydeden Yoleri,
"Bu suçun ortaya çıkması ve cezalandırılması için etkin soruşturma
yapılmalı" dedi. Etkin soruşturma yapılması bir yana dosyada sadece ilk
zamanlarda ayda bir yapılan yazışmalar dışında hiçbir şey olmadığına dikkat
çeken Avukat Yoleri, "Savcılar sorumluluğu üzerlerinden atmaya çalışıyor,
devletin hışmına uğramamak için. Adaletin tecelli etmesine engel onal herkes bu
suçu paylaşıyor" şeklinde konuştu.
Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç,
"Söylemediğimiz bir şey kalmadı ama karşımızdakiler duvar" diyerek 22
yıldır süren hukuksuzluğa dikkat çekti.
Karanfil bırakacakları bir mezarları
olduğu için diğer kayıp yakınlarına göre "şanslı" olduklarını
söyleyen Karakoç, şöyle devam etti: "22 yıldır insanlık mücadelesi
veriyoruz. Bu toplumun kini, ahı, mücadele güvencesiyiz. Asla da bu mücadeleden
vazgeçmeyeceğiz. 22 yıl sonra da burada olacağız. Ey devlet; senden alacağım
var. Bir ağabey, bir yoldaş alacağım var. Ömrümü, gençliğimi aldın. Yaşlı
anaların evlatlarını, babaları, eşleri aldın. Bunun hesabını mutlaka soracağız.
Yalvarmayacağız, diz çözmeyeceğiz, dik duracağız. Yaşanılır bir dünya için
mücadele edeceğiz."
Haftanın açıklamasını Nur Sürer okudu.
"Demokratik bir rejim için kuvvetler ayrılığının, denge denetleme
mekanizmalarının ve yargının bağımsızlığının vazgeçilmez olduğunu en iyi
bilenleriz" diyen Sürer, bu nedenle iktidarın gücünü sınırlayan, halkın
hak ve özgürlüklerini devlet karşısında koruyan demokratik bir anayasa talebini
her fırsatta dile getirdiklerini hatırlattı.
Sürer, bu taleplerini görmezden gelen
iktidarın Anayasa değişikliği ile Türkiye'de fiilen mevcut olmayan kuvvetler
ayrılığı ilkesini resmen ortadan kaldıracağını kaydetti. Sürer, şöyle devam
etti: "Hak ve özgürlük mücadelesinin önemli kazanımlarından olan
"Hakların güvence altına alınmadığı ve kuvvetler ayrılığının olmadığı bir
toplumda anayasa da yoktur' ilkesi anayasacılığın en temel teorisidir. Bu
evrensel teoriye aykırı olarak tüm gücü ve yetkiyi denetimsiz bir biçimde tek
elde toplayarak bizi hak ve özgürlüklerimizden, toplumsal barış ve huzurdan,
demokrasiden ve kayıplarımızdan uzaklaştıracak olan bu anayasa değişikliğine
'Hayır' diyoruz.
22 yıl önce gözaltında kaybedilen Rıdvan
Karakoç'un kaybedilmesinden dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele
Şube Müdürü Reşat Altay, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Emniyet Genel
Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İçişleri Bakanı Nahit
Menteşe, Başbakan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in sorumlu olduğunu
belirtti. Karakoç dosyasındaki hukuksuzluğun son bulmasını isteyen Sürer,
"Artık yeter, 22 yıldır sürüncemede bırakılan soruşturmanın etkin bir
biçimde sürdürülmesini, olayın tam olarak nasıl meydana geldiğinin
belirlenmesini, sorumluların tespit edilmesini ve cezalandırılmasını
sağlamasını istiyoruz! Artık yeter, adalete ulaşma hakkımızın önündeki
engellerin kaldırılmasını istiyoruz" dedi.
Sürer, 7 Aralık 2016'da yaşamını yitiren
Asiye Karakoç'un, "Oğlumu kaybedenler, onu kaybeden iklimi yaratanlar hesap
versin!" sözlerini hatırlatarak, "Asiye Ana'nın kararlılığı bizim de
kararlılığımızdır!" diye vurguladı.
'90'lı yıllarda Kürt siyasi partilerinde
çalışmalar yürüten Rıdvan Karakoç, bu ve Mezopotamya Kültür Merkezi'nin kuruluş
çalışmalarında da yer aldığı için polis tarafından takip ediliyordu. 1994
yılında gözaltına alınan bir kişinin ifadesi doğrultusunda hakkında önce
yakalama kararı çıkartıldı. Sonra, arama kararı gıyabi tutuklama kararına
çevrildi.
Rıdvan Karakoç'u arayan polis, ailesinin
evini abluka altında tutuyordu. Sık sık evi basan polisler aileye "Rıdvan
gelip teslim olmazsa biz bulur öldürürüz!" diyorlardı. Evine gidemeyen
Karakoç, ailesi ve avukatı ile düzenli olarak haberleşiyordu. Bu haberleşme 15
Şubat 1995 tarihinden sonra kesildi. Aynı tarihte Karakoç Ailesi'nin evindeki
polis ablukası da kalktı ve ev baskınları son buldu.
Rıdvan'ı arayan Karakoç Ailesi, tüm
mercilere başvuru yaptı ancak sonuç alamadı. Gözaltına alındığı inkar edilen
Rıdvan için devletin tüm kurumları üç ay boyunca "Bizde yok!"
cevabını verdi. Gözaltında kaybedilen oğulları Hasan'ı arayan Ocak Ailesi, 1995
Mayıs ayında Beykoz Savcılığı'ndaki dosyalar arasında tesadüfen Rıdvan'ın
işkence görmüş cansız bedeninin fotoğrafını buldu. Böylece işkence ile
öldürülmüş Rıdvan Karakoç'un bedeninin 02 Mart 1995 tarihinde Beykoz'da
ormanlık alana atıldığı gerçeği açığa çıktı. Onun gözaltına alındığını gösteren
işaretler, polisin işkence yöntemlerinin uygulandığına dair izler olmasına
rağmen, Rıdvan'ın cansız bedeni "kimliği meçhul kişi" olarak gizlice
Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'na defnedildi. 3 Haziran 1995 tarihinde
Rıdvan'ın mezarına ulaşan Karakoç Ailesi onu bulunduğu yerden alarak Gazi
Mahallesi Mezarlığı'na tekrar defnetti.
Karakoç Ailesinin etkin soruşturma
yapılarak hakikatin açığa çıkartılması ve faillerin yargılanması talebi 22
yıldır karşılıksız kaldı. Beykoz Savcılığı'nın açtığı 1995/805 esas sayılı
soruşturma dosyasında, rutin yazışmalar dışında hiçbir işlem yapılmadı.