Yalanda sınır tanımayan Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan, Türkiye’deki tutuklu gazetecilere ilişkin, “Bu gazeteciler kim
biliyor musunuz? İçlerinde katilden soyguncuya, çocuk istismarcısına kadar
herkes var. İçlerinde gazeteci yok.
Bir liste geldi; 144’ü terör suçundan
cezaevinde bulunuyor. Bunlardan birinin suçu ülkemize bomba düzeneği getirmek,
bir tanesi patlayıcı madde ile yakalanmış. Ne ararsanız bunlarda var! İşin ucu
kendilerine dayanınca adaleti rafa kaldıranlar mesele Türkiye olunca yüzlerine
maske takıyorlar. Biz de karşımıza maskeyle çıkanlara haydut muamelesi yapmaya
karar verdik. Öyle ya, saklayacak bir şeyin yoksa neden maske takıyorsun? Çık
ortaya delikanlıca ‘Benim Türkiye ile meselem var’ de” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Anadolu Yayıncılar Derneği Üyeleri’ne Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda
hitap etti. Die Welt’in tutuklu bulunan Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in
durumuna ilişkin gelen uyarılara değinen Erdoğan, “Neymiş basın mensubuymuş.
Tam bir ajan terörist. Ve bir ay Almanya’nın İstanbul başkonsolosluğunun
rezidansında misafir ediliyor. Şansölye, ‘çifte vatandaş olan bir gazeteci var
onu serbest bırakmanızı istiyor’ diyor. Geldi mahkemeye, mahkeme tutukladı. Şu
an içerde. Bu süreç böyle devam edecek” dedi. Türkiye’nin itilecek, kakılacak,
onuru ile oynanacak, bakanları kapılardan kovulacak bir ülke olmadığını
belirten Erdoğan, “Siz böyle davranmaya devam ederseniz, yarın dünyanın hiçbir
yerinde hiçbir Avrupalı, Batılı, güvenle, huzurla sokağa adım atamaz. Bu
tehlikeli yolu açarsanız en büyük zararı siz görürsünüz. Karşımıza maske ile
çıkanlara haydut muamelesi yapmaya karar verdik” dedi.
Manşetlerle çarpıştık
Erdoğan, şöyle konuştu: “Milletin
değerlerine savaş açan medeniyetimizi yıkmaya teşebbüs eden basın mensupları
gördük. Aynı tıyniyette siyasetçilerle birlikte medya gruplarının
faaliyetlerine şahit olduk. Hatırlayın tüzüklerle çarpışarak büyüdük diyen
şairlerden ilham alarak ben de diyorum ki manşetlerle çarpışarak bugünlere
geldik. Amiral gemisi diye geçinenler muhtar bile olamazsın diye manşet
attılar. Bunlar muhtarlarımızı küçümsediler ama biz sürekli burada
muhtarlarımızla bir araya geliyoruz.
'Hedef göstermekten vazgeçin'
-Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim
Kurulu:
Bu yaklaşım demokratik koşullarda
gerçekleşmesi gereken referandum sürecine gölge düşürmekten başka bir işe
yaramayacaktır. Tüm siyasetçilere, devletin temsilcisi olan valilere, belediye
başkanlarına, kaymakamlara halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için
görev yapan gazetecilerin güvenli koşullarda çalışmasını sağlamakla yükümlü
olduklarını bir kez daha hatırlatıyoruz.
-Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı
Gökhan Durmuş:
Gazetecileri cezaevlerine tıkanlar hep
‘Cezaevlerinde gazeteci yok’ demiştir. Cezaevlerinde bulunan gazetecilerin
tutuklanmalarına neden olan suçlamalara, delillere baktığımız zaman hepsinin
gazetecilik faaliyetlerinden olduğunu görüyoruz. ‘Niye şu manşeti attınız? Bu
manşetteki amacınız neydi? Bu haberi yaparken..., bu yazıyı yazarken... Bu
kitabı hazırlarken, diye başlayan sorularla tutuklandı meslektaşlarımız. 154
gazetecinin tahliye edilmesini talep ediyoruz.
-Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel
Başkanı Ahmet Abakay:
Tutuklu olan meslektaşlarımızın tümü
gazetecidir ve gazetecilik yaptığı için cezaevindedir. Bütün dünya da böyle
biliyor. Cumhurbaşkanı veya bir başkasının söylemesi de sonucu değiştirmiyor.
24 saat içinde insanlar, akademisyenler, gazeteciler, kamu görevlileri işten
atılıyor ama 4 ay geçiyor tutuklu gazeteciler hakkında halen iddianame yok.
Demek ki suç bulamıyorlar, yaratamadılar. Bu nedenle de kıvranıyorlar ve böyle
şeyler söylüyorlar.
-DİSK Basın - İş:
Cumhurbaşkanı tarafından yapılan
açıklama gazetecilere yönelik antidemokratik tutumun üstünü örtme çabasından
fazlası değildir. Kalemiyle, fotoğraf makinesiyle, kamerasıyla halkın haber
alma hakkı için çabalayan gazetecilere “terörist”, “istismarcı”, “hırsız” gibi
ithamlarla kara çalma niyeti elbette hakikatin acı duvarına çarpacaktır.
Biliyoruz hukuk her zaman adalet getirmiyor ama yine de hukukun en temel
prensibine göre insanlar haklarında bir mahkeme kararı verilene kadar
suçsuzdur. Ve kimsenin insanları önceden suçlu ilan etme veya yargı üzerinde
baskı kurma hakkı yoktur.
-CHP İstanbul Milletvekili Barış
Yarkadaş:
Doğrusu merak ediyorum; Cumhurbaşkanı,
hangi listeye bakmış? Yılların gazetecilerine terörist diyorsanız; bunu
ispatlamak zorundasınız. Cumhuriyet gazetesi yazarları tam 143 gündür,
cezaevindeler! Belli ki; iddianameye yazacak bir şey bulamıyorlar.