23 Mart 2017 Perşembe
Sayılmaz Parmak İle Tükenmeyiz Kırmak ile..!
Ne Çok Öldürüldük Mevsimsiz
Dünden beri bir dizi fotoğraf karesini beynime nakış nakış işledim. Yarı çıplak bedeni ile bir elinde su şişesi koşan bir genç. Arkasında atış pozisyonunda eli silahlı polisler..
Yine bir Newroz günüydü. Yıllardır Newroz Amed'de bir başka kutlanıyordu. Hele de barış sürecinde Öcalan'ın İmralı'dan gelecek mesajı için insanlar heyecanlı bir bekleyiş içindeydiler. Son yıllarda Amed'de Newroza katılanlar kendini şanslı hissederken katılamayanlar kendini buruk, eksik hissediyordu. Ülkenin dört bir yanından Kürt olsun olmasın Amed'de akıyorlardı.
İşte bu gerçekliğin parçası olarak daha baharında ömrünün, yirmili yaşlarında Kemal Kurkut'da Malatya'dan kalkıp Amed Newrozuna katılıp o görkemli coşkuyu yaşamak istemişti. Sadece yaşamak istemişti ama ne ki yaşatmadılar. İçlerinde ki Kürt nefretini tetiğe doldurup ateşlediler. Gencecik bedeni, yarı çıplak elinde su şişesi Kemali katlettiler.
Sonra canlı bomba olabileceği gerekçesi ile öldürdüklerini açıkladılar resmi çevreler. Canlıydı ama bomba değildi. Ölümünden sonra parça parça fotoğrafları düştü medyaya. Elinde gitarı vardı. Gitar çalan bir el hiç alır mıydı eline bombayı. Müzik insan içindi. Müzik yaşam içindi. Yaşam içinde umudu yediverene dönüştürmek içindi kemanın tellerinden çıkan tınılar. Umut hiç bomba olup insana zarar verir miydi?
Gülen bir yüzde ışıl ışıl ışıldayan gözlerin feri söndürüldü hoyrat ellerce. Sahi bu topraklarda ne çok öldük, öldürüldük mevsimsiz. Kürt olmak bu coğrafyada ölümlerle mevsimsiz buluşmanın adıdır. Sınırda, dağda, ovada, bayramda fark etmeden hep öldürüldü Kürt gençleri yıllarca.
Kemal Kurkut bir ilk değildi Newrozlarda öldürülen. 1992 yılında Cizre'de biri gazeteci 57 sivil insanı göz göre öldürdüler. 1992 yılı Cizre Newrozunda ki o görüntüler hala hafızalarda. Polis panzerinin deli danalar gibi bir sağa bir sola manevra yapışı esnasında duvar diplerinden, damlara kadınların zılgıtları Newroz coşkusunu yok etmek isteyenlere en güzel cevaptı.
1992 yılından bu yana Kürt halkı çok bedel ödedi. Binlerce gencini toprağa gömdü zamansız. Daha yakın zamanda Kürt şehirleri yakıldı yıkıldı binlerce sivil kadın çocuk genç öldürüldü. Cizre bodrumlarında onlarca genç yakılarak öldürüldü bir yudum suya hasret gittiler.
Bu acıların coğrafyasında işte yeni bir Newroz kutlanacaktı. Akbabalığı gazetecilik belleyenler daha erkenden internet sitelerinde haberi geçmişti. HDP'nin Newrozuna halk katılmadı diye. Öğleye doğru şehirden 4 km uzaktaki Newroz alanı insan denizine dönüştüğünde dostlar umutlanmış düşmanlar kahrolmuştu. Acaba erkenden internet paylaşımı yapan o gazeteci müsveddeleri sahi utanmışlar mıydı halkın kararlı duruşundan.
2107 Newrozu şunu kanıtlamıştır ki, Kürtler en ağır baskı koşullarında bile ''öz değerlerinden'' vaz geçmiyorlar. HDP eş genel başkanları, milletvekilleri, seçilmiş belediye başkanları cezaevlerine doldurulmuşken, binlerce partili tutuklanmışken, Newroz kutlamaya izin vermemek için devlet, deveye hendek atlatırken bile bu halk değerlerine sahip çıktı. Artık Kürtler kendi öz değerlerinin bilincindeler. O bilinci tankla topla, yasakla, öldürmeyle yok edemeyecekler bu anlaşıldı. Cizre halkı kendi küllerinden doğarcasına yeniden ayağa kalkıp Newroz alanını doldurdu.
2017 Newrozu bir şeyi daha kanıtladı. Kürtler bu ülkenin vicdanıdır. Referandum kampanyasında evet vereceklerine dair bir çok spekülatif haberlere en güzel cevabı Kürtler Newroz alanlarında verdi.
Evet dost düşman bilsin ki Kürtler cellatlarına aşık olmayacaktı. 16 Nisanda HAYIR demenin muştusu Newroz güneşi ile birlikte parıldadı. Newroz Kürtler için Referandumun bir provasıydı. 16 Nisanda Kürtler restini gösterecektir. O restin adı NA NA NA.
Celal DENİZ