27 Mart 2017 Pazartesi

AK Kontr-Gerilla Yapılanması SADAT..!

SADAT ne için kurulmuştur? Amacı nedir? Kimlerden oluşur? Ara ara gündeme gelse de pek üzerinde durulmayan bir konu ya da üstü kapatılan bir konu. Oysa eski devlet tasfiye edilirken, derinlerde de değişim yaşanıyordu. AKP kendi kontrgerillasını oluşturmakta gecikmedi. Elbette bu yapılanma süreci devletin derinliklerinde hala devam etmektedir.
Türkiye SADAT adlı şirketin adını 2012 yılında duydu. Ak gömlekli milislerini ise Gezi direnişi sırasında sokaklarda görmeye başladık.
2013 Gezi direnişinde, eylemcileri pala ve satırla kovalayan beyaz gömlekli AKP ‘esnafı‘ ve AK gençler süreç içinde satır ve palanın yanı sıra silahlandılar. Hatta ellerinde ağır silahlar olduğu söyleniyor. Öyle ki bu milisler 15 temmuz Fetullah- CIA yapımı darbe girişiminde sokaklara dökülerek, önlerine geleni ezip geçtiler. Boğaz köprüsünde bir askerin boynunu keserek vahşice katleden yine onlardan başkası değildi.16 temmuz sabahı Türkiye genelinde okutulan selalar belki de ülkenin ruhuna at fendi! Nitekim, Akkaranlık derin güçleriyle sahnede daha fazla yer almaya hazırlık yapıyor.
Peki, Fikri Sağlar’ın Başbakan Binali Yıldırım’a yöneltiği sorular nelerdi? Simdi bu sorulara bakalım.
CHP’li Sağlar’ın, soru önergesi şu sorulardan oluşuyordu:
1) SADAT’ın askeri eğitim ve danışmanlık alanlarında faaliyet göstermesine ilişkin herhangi bir bakanlık veya resmi devlet kurumlarınca verilmiş bir izin mevcut mudur?
2) SADAT’ın TSK’ya alternatif oluşturması için faaliyet göstermesine hükümet tarafından izin verildiği iddiası doğru mudur?
3) SADAT’ın kimlere, hangi gruplara ne tarz eğitim ve silah sağladığı devletin herhangi bir kurumu tarafından takip edilmekte midir? Eğer takip ediliyorsa hangi gruplara, ne tür eğitimler hangi tarihler aralığında ve nerede verilmiştir?
4) SADAT’ın eğitim verdiği kamplar nerede yer almaktadır? Bu kampların kontrolü kimler tarafından sağlanmaktadır?
5) Türkiye’nin IŞİD’i beslediği ve SADAT’ın kamplarında eğitildiği iddiası doğru mudur?
6) Gerilla eğitimi veren SADAT’ın kontrol edilmemesi durumunda, ne gibi sıkıntılara gebe olduğumuzu ön görüyor musunuz?
Sadece bu sorular bile durumun vehametini ortaya koyuyor aslında. SADAT ne zaman gündeme gelse, sorulan sorular AKP iktidarı tarafindan yanıtlanmıyor. Oysa bu kadar ciddi iddialara bir yanıt verilmesi gerekmez mi? Ama üstü kapatılıyor.
Başkanlık referandurumuna sayılı günler kala, AKP üst düzey yöneticileri sandıktan ‘Hayır‘ çıkarsa iç savaş çıkar açıklaması yapabiliyor. Elbette AKP son yıllarda halkı katliamlarla ıslah etmeye çalışıyor. Bir korku cumhuriyeti yaratmak istiyor. Peki, SADAT, AKP’nin bahsettiği o iç savaşa bir hazırlık örgütü mü?
AKP, yasadışı bir iş yapıyor ve tüm yaptığı yasadışı işlerinde olduğu gibi bu konuda da hesap vermiyor. O halde bu ciddi konuyu incelemek elzemdir!
SADAT, bir güvenlik sirketi mi? Adnan Tanrıverdi’nin 2012’de kurucusu olduğu Sadat Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi, özellikle Suriye savaşı bağlamında sıkça gündeme gelen bir kuruluş.
Misyonu: ‘İslam dünyasının dünya süper güçleri arasındaki yerini almasına yardımcı olmak.’
SADAT’ın kurucusu emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, neden böyle bir işe giriştiklerini şöyle anlatıyor: “Türk Silahı Kuvvetleri 22 Türk ve Müslüman ülkeye eğitim, danışmanlık ve donanım konusunda hizmet vermektedir. Ama 60 İslam ülkesinin savunma alanında bütün ihtiyaçlarına cevap vermesi mümkün olmamaktadır. Bu ihtiyacı biz İslam ülkelerinin dini hassasiyetlerine saygılı, 64 subay ve astsubay desteğiyle biz sağlayacağız.”
Evet, SADAT adlı örgütün kimler tarafından kurulduğuna bakmak gerekiyor: SADAT’ın öncülü olan Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER), 2000 yılında irticai faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle TSK’den atılan askerler tarafından kuruluyor. AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte, ASDER adlı derneğin, askeriye içinden bilgi toplayan, ordu içindeki uzantıları aracılığıyla AKP’ye belge sızdıran bir yapı olduğu iddia ediliyor.
İstanbul merkezli SADAT, kendi internet sitesinde ilan ve itiraf ettiğine göre, gayri nizami harp yani kontrgerilla eğitimi veriyor. Eğitimleri arasında “sokak hareketi türü eylemlerde ve gizli etkinliklerden oluşan harekat teknikleri” ile “istihbarat, psikolojik harp, sabotaj, baskın, pusu, suikast” da yer alıyor.
TSK’den emekli olan bazı özel harpçi subay ve astsubayların yüksek maaşlarla bu güvenlik şirketinde göreve başladığı ve bu kamplarda, IŞİD ve türevlerine gayrı nizami harp eğitimi verildiği de iddialar arasında.
Şöyle bir iddiada var: IŞİD’çilerin eğitildiği bilgisi, Batılı istihbarat teşkilatlarının eline geçince eğitimlerin dondurulduğu, gizli silahlı yapının ise kamplarda eğitilmeye devam ettiği de iddia ediliyor. Kamplara alınan gençlerin bazılarının ise, AKP Gençlik Kolları ve Osmanlı Ocaklarından gelen gençler olduğu öne sürülüyor.
İddialar sadece bunlarla kısıtlı değil: Türkiye’deki muhtemel iç savaşın taşlarının döşendiği, yurt içinde ve gerekirse yurt dışında kahve-bar taramayı, bombalama yapmayı, suikastlar gerçekleştirmeyi göze aldıkları da kamuoyu tarafından tartışılıyor.
Iddiaların her biri diğerinden daha ciddi. Sorular AKP iktidarı tarafından yanıtlanmayan sorular. Ara sıra bu iddiaların karalama amaçlı olduğu açıklanıyor, hepsi bundan ibaret. Ama iddialara cevap yok.
Peki, SADAT Tayyip Erdoğan’in silahlı örgütü mü?
Dış politikada enstrümantal olarak kullanılan SADAT, MIT’e bağlı mı çalışıyor. Tayyip Erdoğan’ın sır küpü Hakan Fidan’la aralarındaki büyük sırlardan biride yeni kontr-gerillanın faaliyetleri mi? SADAT’ın Suriye savaşındaki rolü nedir?
Bu konulardaki iddialara ve örgütlenme yapısına ikinci yazıda değineceğim.
Arzu torun

Aleviler direnç