SADAT ne için kurulmuştur? Amacı nedir?
Kimlerden oluşur? Ara ara gündeme gelse de pek üzerinde durulmayan bir konu ya
da üstü kapatılan bir konu. Oysa eski devlet tasfiye edilirken, derinlerde de
değişim yaşanıyordu. AKP kendi kontrgerillasını oluşturmakta gecikmedi. Elbette
bu yapılanma süreci devletin derinliklerinde hala devam etmektedir.
Türkiye SADAT adlı şirketin adını 2012
yılında duydu. Ak gömlekli milislerini ise Gezi direnişi sırasında sokaklarda
görmeye başladık.
2013 Gezi direnişinde, eylemcileri pala
ve satırla kovalayan beyaz gömlekli AKP ‘esnafı‘ ve AK gençler süreç içinde
satır ve palanın yanı sıra silahlandılar. Hatta ellerinde ağır silahlar olduğu
söyleniyor. Öyle ki bu milisler 15 temmuz Fetullah- CIA yapımı darbe
girişiminde sokaklara dökülerek, önlerine geleni ezip geçtiler. Boğaz
köprüsünde bir askerin boynunu keserek vahşice katleden yine onlardan başkası
değildi.16 temmuz sabahı Türkiye genelinde okutulan selalar belki de ülkenin
ruhuna at fendi! Nitekim, Akkaranlık derin güçleriyle sahnede daha fazla yer
almaya hazırlık yapıyor.
Peki, Fikri Sağlar’ın Başbakan Binali
Yıldırım’a yöneltiği sorular nelerdi? Simdi bu sorulara bakalım.
CHP’li Sağlar’ın, soru önergesi şu
sorulardan oluşuyordu:
1) SADAT’ın askeri eğitim ve danışmanlık
alanlarında faaliyet göstermesine ilişkin herhangi bir bakanlık veya resmi
devlet kurumlarınca verilmiş bir izin mevcut mudur?
2) SADAT’ın TSK’ya alternatif oluşturması
için faaliyet göstermesine hükümet tarafından izin verildiği iddiası doğru
mudur?
3) SADAT’ın kimlere, hangi gruplara ne
tarz eğitim ve silah sağladığı devletin herhangi bir kurumu tarafından takip
edilmekte midir? Eğer takip ediliyorsa hangi gruplara, ne tür eğitimler hangi
tarihler aralığında ve nerede verilmiştir?
4) SADAT’ın eğitim verdiği kamplar
nerede yer almaktadır? Bu kampların kontrolü kimler tarafından sağlanmaktadır?
5) Türkiye’nin IŞİD’i beslediği ve
SADAT’ın kamplarında eğitildiği iddiası doğru mudur?
6) Gerilla eğitimi veren SADAT’ın
kontrol edilmemesi durumunda, ne gibi sıkıntılara gebe olduğumuzu ön görüyor
musunuz?
Sadece bu sorular bile durumun
vehametini ortaya koyuyor aslında. SADAT ne zaman gündeme gelse, sorulan
sorular AKP iktidarı tarafindan yanıtlanmıyor. Oysa bu kadar ciddi iddialara
bir yanıt verilmesi gerekmez mi? Ama üstü kapatılıyor.
Başkanlık referandurumuna sayılı günler
kala, AKP üst düzey yöneticileri sandıktan ‘Hayır‘ çıkarsa iç savaş çıkar
açıklaması yapabiliyor. Elbette AKP son yıllarda halkı katliamlarla ıslah
etmeye çalışıyor. Bir korku cumhuriyeti yaratmak istiyor. Peki, SADAT, AKP’nin
bahsettiği o iç savaşa bir hazırlık örgütü mü?
AKP, yasadışı bir iş yapıyor ve tüm
yaptığı yasadışı işlerinde olduğu gibi bu konuda da hesap vermiyor. O halde bu
ciddi konuyu incelemek elzemdir!
SADAT, bir güvenlik sirketi mi? Adnan
Tanrıverdi’nin 2012’de kurucusu olduğu Sadat Uluslararası Savunma Danışmanlık
Şirketi, özellikle Suriye savaşı bağlamında sıkça gündeme gelen bir kuruluş.
Misyonu: ‘İslam dünyasının dünya süper
güçleri arasındaki yerini almasına yardımcı olmak.’
SADAT’ın kurucusu emekli Tuğgeneral
Adnan Tanrıverdi, neden böyle bir işe giriştiklerini şöyle anlatıyor: “Türk
Silahı Kuvvetleri 22 Türk ve Müslüman ülkeye eğitim, danışmanlık ve donanım
konusunda hizmet vermektedir. Ama 60 İslam ülkesinin savunma alanında bütün
ihtiyaçlarına cevap vermesi mümkün olmamaktadır. Bu ihtiyacı biz İslam
ülkelerinin dini hassasiyetlerine saygılı, 64 subay ve astsubay desteğiyle biz
sağlayacağız.”
Evet, SADAT adlı örgütün kimler
tarafından kurulduğuna bakmak gerekiyor: SADAT’ın öncülü olan Adaleti Savunanlar
Derneği (ASDER), 2000 yılında irticai faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle
TSK’den atılan askerler tarafından kuruluyor. AKP’nin iktidara gelmesiyle
birlikte, ASDER adlı derneğin, askeriye içinden bilgi toplayan, ordu içindeki
uzantıları aracılığıyla AKP’ye belge sızdıran bir yapı olduğu iddia ediliyor.
İstanbul merkezli SADAT, kendi internet
sitesinde ilan ve itiraf ettiğine göre, gayri nizami harp yani kontrgerilla
eğitimi veriyor. Eğitimleri arasında “sokak hareketi türü eylemlerde ve gizli
etkinliklerden oluşan harekat teknikleri” ile “istihbarat, psikolojik harp,
sabotaj, baskın, pusu, suikast” da yer alıyor.
TSK’den emekli olan bazı özel harpçi
subay ve astsubayların yüksek maaşlarla bu güvenlik şirketinde göreve başladığı
ve bu kamplarda, IŞİD ve türevlerine gayrı nizami harp eğitimi verildiği de
iddialar arasında.
Şöyle bir iddiada var: IŞİD’çilerin
eğitildiği bilgisi, Batılı istihbarat teşkilatlarının eline geçince eğitimlerin
dondurulduğu, gizli silahlı yapının ise kamplarda eğitilmeye devam ettiği de
iddia ediliyor. Kamplara alınan gençlerin bazılarının ise, AKP Gençlik Kolları
ve Osmanlı Ocaklarından gelen gençler olduğu öne sürülüyor.
İddialar sadece bunlarla kısıtlı değil:
Türkiye’deki muhtemel iç savaşın taşlarının döşendiği, yurt içinde ve gerekirse
yurt dışında kahve-bar taramayı, bombalama yapmayı, suikastlar gerçekleştirmeyi
göze aldıkları da kamuoyu tarafından tartışılıyor.
Iddiaların her biri diğerinden daha
ciddi. Sorular AKP iktidarı tarafından yanıtlanmayan sorular. Ara sıra bu
iddiaların karalama amaçlı olduğu açıklanıyor, hepsi bundan ibaret. Ama
iddialara cevap yok.
Peki, SADAT Tayyip Erdoğan’in silahlı
örgütü mü?
Dış politikada enstrümantal olarak
kullanılan SADAT, MIT’e bağlı mı çalışıyor. Tayyip Erdoğan’ın sır küpü Hakan Fidan’la
aralarındaki büyük sırlardan biride yeni kontr-gerillanın faaliyetleri mi?
SADAT’ın Suriye savaşındaki rolü nedir?
Bu konulardaki iddialara ve örgütlenme
yapısına ikinci yazıda değineceğim.
Arzu torun
Aleviler
direnç