Diyarbakır’da Nevwroz kutlamalarına
elinde bıçak ve üstü çıplak olarak girmek isteyince polis tarafından vurularak
öldürülen İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğrencisi 23
yaşındaki Kemal Kurkut ile ilgili tartışma sürüyor. Üzeri çıplak olmasına
karşın Valilik açıklamasında Kurkut’un “canlı bomba” şüphesiyle vurulduğu
belirtilirken, Kurkut’a neden biber gazı veya başka bir yöntemle müdahale
edilmediği de tartışma konusu oldu. Dihaber’de yer alan tanık anlatımlarına
göre arama noktasında polisle tartışan Kurkut’un sinir krizi geçirdiği, yaşanan
tartışma sonrası Nevruz alanına yakın bir kasap dükkanından bıçak alarak
yeniden koşarak polis noktasına gittiği belirtildi.
Amca Kurkut: Aleviyim Kürdüm fakirim
suçum bu
Kurkut’un Malatya’nın merkez Battalgazi
ilçesinde taziyeleri kabul eden ailesi de gazetemize konuştu. Kurkut’un
babasının 15 yıl önce akciğer kanserinden yaşamını yitirdiği, öğretmen olan
abisinin KHK ile ihraç edildiği belirtildi. Amca Yusuf Kurkut, yeğenin
Diyarbakır’a gittiğinden haberleri olmadığını belirterek, “olayın nasıl
olduğunu bilmiyoruz. ‘demokrasi’ dediler hani demokrasi? ‘Eşitlik’ dediler hani
eşitlik? 20 yaşındaki bir genç vurulur mu? Suçumuz ne? Ben Aleviyim suçum bu.
Ben Kürt’üm suçum bu. Ben fakirim suçum bu. Hani varsa nerede adalet?” dedi.
"Katliamdan sonra ruhsal olarak
çöktü"
Kemal Kurkut’un Ankara katliamı sonrası
yaşadıklarını aynı adı taşıyan amcasının oğlu Kemal Kurkut anlattı. Katliam
öncesi güler yüzlü, sevecen biri olduğunu söyleyen Kurkut, “10 Ekim’de Kemal de
Ankara’ya gitti. Patlama esnasında oradaydı. Fiziksel bir yara almadı, ama
ruhsal olarak çöktü. İçine kapanık, donuk, kimseyle konuşmaz oldu” dedi.
Kuzeninin Ankara’da yaşadıklarını unutamadığını belirten Kurkut, “Ankara’dan
döndükten sonra ‘Ne oldu?’ dediğimde bize sadece ‘İnsanlar parçalandı, kanları
sıçradı’ diyordu. Onun da üzerine kan sıçramıştı. Orada yaşadıklarından çok
etkilendi” diye konuştu.
Cenaze aracı verilmedi, morgda sular
kesildi
Cenazelerini teslim aldıktan sonra büyük
sıkıntılar yaşadıklarını anlatan Kurkut, “Cenaze arabası verilmedi, çadır
verilmedi, tabut verilmedi. Morgda ‘sular kesildi’ dediler. Kabrini eştik,
hazırladık engel oldular. ‘SİT alanı’ dediler. Biz, Hasan Basri mezarlığına
defnedecektik cünkü rahmetli babası oradaydı. Döndüm oradaki topluluğa
‘arkadaşlar cenaze buraya kadar bizimdi, bundan sonrasında toplumundur,
isterseniz burada çürütelim isterseniz gömelim’ dedim. O cenaze alındı,
mezarlığa pikapta getirdik” diye konuştu.
Çok sakin dürüst biriydi
Yeğenini psikolojik sorunları olduğu ve
tedavi gördüğü iddialarını reddeden amca Kurkut, ”“ok sakin, dürüsttü.
Arkadaşlarıyla iyi geçinirdi. Hep evindeydi. Okuluna gidip geliyordu. Müzik
bölümünde okuyordu, keman çalıyordu. Bunu yapanlarda sürüm sürün sürünsün”
dedi. Hukuki olarak yaşananların takipçisi olacaklarını söyleyen Kurkut,
“Baksınlar, suç kimdeyse adalet yerini bulsun” dedi.
Girasun: Polis orantısız güç kullanmış
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın
başlattığı soruşturma sürürken, olay yerindeki polislerin de ifadelerinin
alınacağı belirtildi.Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Neşet Girasun,
“olay sonrasında basın yayın organlarında çıkan görüntüler ve fotoğraflar,
valiliğin açıklamasının gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. Bu görüntülere göre
olayda tamamen bir yargısız infaz var. Kamu görevlileri bu olayda orantısız ve
ölçüsüz güç kullanmışlardır. Kurkut’un yaşam hakkı ihlal edilmiştir.
Sorumluların bir an önce açığa çıkarılması için olayda bulunan kamu görevlileri
bir an önce açığa alınmalıdır. Diyarbakır Barosu da bu konunun takipçisi olacak
ve müdahale dilekçesi verecektir" dedi.
Baydemir: yargısız infazdır cinayettir
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, DBP Eşgenel
Başkan Vekili Gülcihan Şimşek, TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan ve HDK Eşsözcüsü
Gülistan Koçyiğit ile birlikte dün Diyarbakır’da basın toplantısı düzenleyen
HDP Sözcüsü Osman Baydemir ise “ Kemal Kurkut Nevruz alanına 300 metre kala
katledildi, kınıyoruz ve kabul edilemez buluyoruz. Yargısız infazdır,
cinayettir. Bedeninin yarısının çıplak olduğu, elinde bıçak olduğu bir insanın
derdest edilmesi ölüm olamaz. Sayın vali ile görüşmemizde, bu cinayetin
faillerinin görevden el çektirilmesi ve tutuklanmasını talep ettik. Bu cinayet,
yargısız infazın esas amacı Nevruz’u gerçekleştirmemeye yönelik bir
provokasyondur” diye konuştu.
Tanrıkulu ve Yiğitalp meclis gündemine
taşıdı
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin
Tanrıkulu ve HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp de konuyu Meclis
gündemine taşıdı. Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle sonu
önergesi veren Tanrıkulu, şu soruları yöneltti: * Elinde çanta olmayan ve üzeri
çıplak bir kişinin ‘Çantamda bomba var’ diye bağırdığı gibi inandırıcılıktan
uzak bir açıklama neden yapılmıştır? * Elinde bir bıçak bulunan Kemal Kurkut,
sağ yakalanabilecekken, alandaki yüzlerce polis tarafından etkisiz hale
getirilebilecekken neden öldürülmüştür? * Olaydan sonra polislerin çevrede
bulunan gazetecilerin fotoğraf makinelerindeki görüntüleri sildirdiği iddiası
doğru mudur? ”. HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp da İçişleri Bakanı
Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesinde şu soruları yönetti;
* Kurkut vurulmadan da durdurabilecekken neden vurulmuştur? * Kurkut’un
vurulması sizce de açık bir infaz ve kasten insan öldürmek değil midir?
*Malatya Belediyesi tarafından Kurkut’un cenazesi için cenaze aracının ve mezar
yerinin verilmemesi suretiyle defin işlemlerinin engellenmesinin yasal ve
insani dayanağı nedir?