18 maddelik anayasa değişikliği, ortadan
kaldırdığı Başbakanlık yetkilerini de Cumhurbaşkanı’na aktararak, yürütmenin
bütün yetkilerini “Reis” sıfatıyla anılmakta olan tek bir adamda Cumhurbaşkanı
Erdoğanda topluyor.
Ek olarak, bu tek adamı OHAL ilan etme,
Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) çıkarma, “Başkomutan” sıfatıyla TSK’yı
kullanma, af çıkarma, HSYK’nın 5 üyesini (Adalet Bakanı bu kurulun tabii üyesi
va başkanı olacağına göre) belirleme gibi yetkilerle donatarak, yasamanın ve
yargının yetkilerine de ortak ediyor.(Bkz.: Madde 8, 10, 12, 14).
Değişiklik metninde bu yetkilerin bir
bölümünün meclis onayına tabi tutulduğu doğrudur.
Ne ki, CB’nın partili olması ve bu
partinin parlamento çoğunluğunu tarikatlardan ve cemaatlerden bileşen bir taban
(millet) sayesinde kendi tekelinde tutması uygulamada işin çehresini tamamen
değiştiriyor; bir tek parti ve tek adam sultası üretiyor.
Uzun süredir fiilen yürürlükte de olan
da budur.
Hatırlamakta yarar var:
AKP’nin CHP eleştirisinin odağında hemen
daima CHP’nin 1920’lerin ikinci yarısı ve 1930’lardaki “tek parti rejimi”
vardı.
Şimdi olan ne peki?
Referanduma sunulacak olan 18 maddelik
değişiklik paketinde tarif edilen sistemin CHP’nin “tek parti devleti”nden
farkı nedir?
Onun İslami bir versiyonu değil mi bu?