25 Mart 2017 Cumartesi

'Türkiye’de kadın istihdamı dünya ortalamasının çok altında'..!

İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi “Emekçi Kadın Akademisi” başlıklı panel gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonunda yapılan panele KESK ve SES adına Rukiye Çakır, TMMOB adına Ferda Yamanlar, Eğitim Sen adına Dilek Mercan, DİSK adına Hazal Beytaş ve İzmir Barosu adına avukat Nuriye Kadan konuşmacı olarak katılırken, dinleyici olarak çok sayıda kadın geldi.
‘DÜNYA ORTALAMASININ ALTINDAYIZ’
Panelde ilk olarak konuşan İzmir Barosu üyesi Avukat Nuriye Kadan “Cinsiyetçilik” başlıklı sunum bir yaptı. Kadan, Clara Zatkin’in “Göğün yarısı olan kadınlar, kavganın da yarısıdır” sözleri ile başladığı sunumda “Türkiye’de kadınların işgücü ile katılım oranı yüzde 25’ler seviyesinde olduğunu görüyoruz. Türkiye için kadın istibadım sorunları 4 temel başlık altında ele alınabilir. Kayıt dışı çalıştırma, ücretsiz ev işçiliği, cinsiyet temeli ayrışma ve ücret eşitsizliği gibi başlıklar var. Düşük ücretleri ve kötü koşulla işlerde çalışma pazarlık yönünde yoksun olma durumu var. Kayıt Dışı sektör geçişi gündelik yarı zamlı sözleşmeli ve çalışmalara dayalı istihdam durumu var. Türkiye’de 8 Milyon 100 bin kadın istihdam altında. Kadınların neredeyse yüzde 90 kayıt dışı çalışıyor ve dünya ortalamasının altındayız” diye konuştu.
‘YASALARI KADINLARA MÜJDE DEYİP ALLAYIP PULLADILAR’
Ardından konuşan DİSK Genel İş Üyesi Ayşe Hazal Beytaş, Kadın istihdamında son durum ilişkin sunumunu yaptı. Son 15 yıl içinde hükümetin çıkardığı kadın yasaları ve içeriğini anlatan Beytaş, “İktidarın kadınlara ‘Müjde’ diyerek allayıp pulladığı yönetmeliklerin hepsi kadınları istihdamdan ne kadar uzaklaştırdığını kadın emeğini ne kadar sömürdüğünü görüyoruz. Burada 4 tane yasa var bir tane 6663 sayılı torba yasadan çıkan kadın istihdamı paketi. Bir diğeri ise özel istihdam büroları Aslında ikisi de bir birini tamamlıyor. Önümüzde iki tane yasa tasarı var. Bir tanesi Aile ve dinamik nüfus yapısının korunması yasa tasarısı. Umarım bu ikisi de yasallaşmaz ancak sadece umarak olmaz buna karşı güçlü bir mücadele gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘BİRÇOK ENGELLEMEYLE KARŞILAŞIYORUZ’
Eğitim Sen üyesi Dilek Mercan ise Eğitimde kız çocuklarının okula gitme oranları giderek düştüğünü belirterek, “Kız çocuklarının yüzde 35 lise eğitimine başlayamadığı bir gerçekliği var. Bizler çocuklarımıza doğruyu yanlışı öğretmeye çalışırken birçok engelleme ile karşılaşıyoruz. Kızlara ait okullar ve erkeklere ait okullar var. Mevcut iktidar bunları kenara ayırma çabası içinde. Şubat ayında 30 kadın öldürüldü. 14 çocuk istismara uğradı, 19 kadına cinsel şiddet uygulandı. Biz eğitimde bir şeyler düzenletmeye çalıştıkça engellendik” şeklinde konuştu.
‘ÇÖZÜM MÜCADELEYİ YÜKSELTMEK’
Kadınların yaşadığı sorun ve sıkıntıları saymakla bitmeyeceğini dile getiren Mercan, meselenin sorunları tartışmak olmadığını sorunlara karşı nasıl çözümler yaratılması gerktiği tartışılması gerktiğini dile getirdi. Kadının hayatın her alanında görünmediğini sözlerine ekleyen Mercan, kadını görünür kılmak için kadın mücadelesinin daha çok yükseltilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Panel konuşmaların ardından soru cevap şeklinde son buldu.
‘KADINLAR HEM DİRENİŞİN HEM DE HAYATI YENİDEN ÖRMENİN ÖNCÜSÜ OLDU’
Kadın sorunlarına ve mücadelesine dönük benzer bir söyleşi de Türkiye Mimar ve Mühendisler Odası'na (TMMOB) bağlı Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Mimarlık Merkezi Konferans Salonunda "Kanat Çırpan Kadınların Mücadelesi" başlığıyla gerçekleşti. Söyleşiye Sur Belediyesi kayyumu tarafından ihraç edilen Diyarbakır Şehir Plancıları Odası Başkanı Büşra Çizerlioğulları, Barış İçin Akademi (BAK) İmzacısı Şehir Plancısı Deniz Kimyon ve KHK kapsamında ihraç edilen Eğitim Sen üyesi Felsefe Öğretmeni Ebru Dinçel konuşmacı olarak katıldı.
Büşra Çizerlioğulları, bu zor süreçlerin bugün kayyumlar, ihraçlar ve HDP Eş Genel Başkanlarının tutuklanmasıyla devam ettiğini ancak kadınların halen direndiğini ifade etti. 2014 yılında Şengal'de korkunç bir katliam yaşandığına tanıklık ettiğini aktaran Çizerlioğuları, "Kimilerine göre Güneydoğu kimilerine göre Kürdistan da çok ciddi bir direniş yaşandı. Ezidiler için Yenişehir Belediyesi'nde 7 bin kişinin barınabileceği bir kamp alanı oluşturuldu. Ancak Yenişehir Belediyesine atanan kayyım bu kampı kapattı ve Ezidileri AFAD kampına ve sokaklara yolladı. Birçoğundan halen haberimiz yok" dedi.
‘HUKUKSUZLUKLAR HALEN YAŞANIYOR’
"Kobanê’de çok ciddi bir kadın direnişi oldu bu uluslarararsı kamuoyuna da yansıdı. Orada yaşamı da direnişi de kadınlar ördü" diyen Çizerlioğulları, Kobanê'den ve diğer tüm öz yönetim direnişi alanlarından geriye molozların kaldığını belirtti.
‘KADIN DİRENİŞİ BENİ HAYATA YENİDEN DÖNDÜRDÜ’
KHK kapsamında ihraç edilen BAK imzacısı Deniz Kimyon, ihraç edilmesinin iyi yönlerinin de olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü, "Birincisi kadın dayanışması beni hayata yeniden getirdi. İkincisi ise iş yerlerinde yaşanan mobing uygulamasından kurtuldum. Dolayısıyla problemlerim azaldı" dedi.
İhraç edildikten sonra zor zamanlar yaşadığını ve kadın dayanışması sayesinde bu süreci atlattığını söyleyen Kimyon, "Bunlar bizi güçlendirdi ve hayata tutunmamızı sağladı. Kanat çırpan kadınlar sayesinde halan hayallerim yerinde duruyor. Halen tez yazacağıma inanıyorum" dedi. Devletin toplu bir saldırısıyla karşı karşıya olduklarını ifade eden Kimyon, toplu bir şekilde direnmedikleri için de öz eleştiri verdiğini söyledi.
Kadın mücadelesinin hiç bir zaman tek bir kadın önderliğinde olmadığını söyleyen KHK kapsamında ihraç edilen Eğitim Sen üyesi Ebru Dinçel ise, kadınlar yorulunca bayraklarını devrettiklerini aktardı. İhraç edildikten sonra rahatladığını ifade eden Dinçel, sebebini ise şöyle açıkladı, "Artık daha çok vaktim var nerede ne var kim çağırırsa ben soluğu orada alıyorum. Daha çok kadınla ve insanla yan yana gelme şansım oluyor" diye konuştu. (DİHABER)