İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi “Emekçi
Kadın Akademisi” başlıklı panel gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediyesi Meclis
Salonunda yapılan panele KESK ve SES adına Rukiye Çakır, TMMOB adına Ferda
Yamanlar, Eğitim Sen adına Dilek Mercan, DİSK adına Hazal Beytaş ve İzmir
Barosu adına avukat Nuriye Kadan konuşmacı olarak katılırken, dinleyici olarak
çok sayıda kadın geldi.
‘DÜNYA ORTALAMASININ ALTINDAYIZ’
Panelde ilk olarak konuşan İzmir Barosu
üyesi Avukat Nuriye Kadan “Cinsiyetçilik” başlıklı sunum bir yaptı. Kadan,
Clara Zatkin’in “Göğün yarısı olan kadınlar, kavganın da yarısıdır” sözleri ile
başladığı sunumda “Türkiye’de kadınların işgücü ile katılım oranı yüzde 25’ler
seviyesinde olduğunu görüyoruz. Türkiye için kadın istibadım sorunları 4 temel
başlık altında ele alınabilir. Kayıt dışı çalıştırma, ücretsiz ev işçiliği,
cinsiyet temeli ayrışma ve ücret eşitsizliği gibi başlıklar var. Düşük
ücretleri ve kötü koşulla işlerde çalışma pazarlık yönünde yoksun olma durumu
var. Kayıt Dışı sektör geçişi gündelik yarı zamlı sözleşmeli ve çalışmalara
dayalı istihdam durumu var. Türkiye’de 8 Milyon 100 bin kadın istihdam altında.
Kadınların neredeyse yüzde 90 kayıt dışı çalışıyor ve dünya ortalamasının
altındayız” diye konuştu.
‘YASALARI KADINLARA MÜJDE DEYİP ALLAYIP
PULLADILAR’
Ardından konuşan DİSK Genel İş Üyesi
Ayşe Hazal Beytaş, Kadın istihdamında son durum ilişkin sunumunu yaptı. Son 15
yıl içinde hükümetin çıkardığı kadın yasaları ve içeriğini anlatan Beytaş,
“İktidarın kadınlara ‘Müjde’ diyerek allayıp pulladığı yönetmeliklerin hepsi
kadınları istihdamdan ne kadar uzaklaştırdığını kadın emeğini ne kadar
sömürdüğünü görüyoruz. Burada 4 tane yasa var bir tane 6663 sayılı torba
yasadan çıkan kadın istihdamı paketi. Bir diğeri ise özel istihdam büroları
Aslında ikisi de bir birini tamamlıyor. Önümüzde iki tane yasa tasarı var. Bir
tanesi Aile ve dinamik nüfus yapısının korunması yasa tasarısı. Umarım bu ikisi
de yasallaşmaz ancak sadece umarak olmaz buna karşı güçlü bir mücadele
gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘BİRÇOK ENGELLEMEYLE KARŞILAŞIYORUZ’
Eğitim Sen üyesi Dilek Mercan ise
Eğitimde kız çocuklarının okula gitme oranları giderek düştüğünü belirterek,
“Kız çocuklarının yüzde 35 lise eğitimine başlayamadığı bir gerçekliği var.
Bizler çocuklarımıza doğruyu yanlışı öğretmeye çalışırken birçok engelleme ile
karşılaşıyoruz. Kızlara ait okullar ve erkeklere ait okullar var. Mevcut
iktidar bunları kenara ayırma çabası içinde. Şubat ayında 30 kadın öldürüldü.
14 çocuk istismara uğradı, 19 kadına cinsel şiddet uygulandı. Biz eğitimde bir
şeyler düzenletmeye çalıştıkça engellendik” şeklinde konuştu.
‘ÇÖZÜM MÜCADELEYİ YÜKSELTMEK’
Kadınların yaşadığı sorun ve sıkıntıları
saymakla bitmeyeceğini dile getiren Mercan, meselenin sorunları tartışmak
olmadığını sorunlara karşı nasıl çözümler yaratılması gerktiği tartışılması
gerktiğini dile getirdi. Kadının hayatın her alanında görünmediğini sözlerine
ekleyen Mercan, kadını görünür kılmak için kadın mücadelesinin daha çok
yükseltilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Panel konuşmaların ardından soru cevap
şeklinde son buldu.
‘KADINLAR HEM DİRENİŞİN HEM DE HAYATI
YENİDEN ÖRMENİN ÖNCÜSÜ OLDU’
Kadın sorunlarına ve mücadelesine dönük
benzer bir söyleşi de Türkiye Mimar ve Mühendisler Odası'na (TMMOB) bağlı Şehir
Plancıları Odası İzmir Şubesi Mimarlık Merkezi Konferans Salonunda "Kanat
Çırpan Kadınların Mücadelesi" başlığıyla gerçekleşti. Söyleşiye Sur
Belediyesi kayyumu tarafından ihraç edilen Diyarbakır Şehir Plancıları Odası
Başkanı Büşra Çizerlioğulları, Barış İçin Akademi (BAK) İmzacısı Şehir Plancısı
Deniz Kimyon ve KHK kapsamında ihraç edilen Eğitim Sen üyesi Felsefe Öğretmeni
Ebru Dinçel konuşmacı olarak katıldı.
Büşra Çizerlioğulları, bu zor süreçlerin
bugün kayyumlar, ihraçlar ve HDP Eş Genel Başkanlarının tutuklanmasıyla devam
ettiğini ancak kadınların halen direndiğini ifade etti. 2014 yılında Şengal'de
korkunç bir katliam yaşandığına tanıklık ettiğini aktaran Çizerlioğuları,
"Kimilerine göre Güneydoğu kimilerine göre Kürdistan da çok ciddi bir
direniş yaşandı. Ezidiler için Yenişehir Belediyesi'nde 7 bin kişinin
barınabileceği bir kamp alanı oluşturuldu. Ancak Yenişehir Belediyesine atanan
kayyım bu kampı kapattı ve Ezidileri AFAD kampına ve sokaklara yolladı.
Birçoğundan halen haberimiz yok" dedi.
‘HUKUKSUZLUKLAR HALEN YAŞANIYOR’
"Kobanê’de çok ciddi bir kadın
direnişi oldu bu uluslarararsı kamuoyuna da yansıdı. Orada yaşamı da direnişi
de kadınlar ördü" diyen Çizerlioğulları, Kobanê'den ve diğer tüm öz
yönetim direnişi alanlarından geriye molozların kaldığını belirtti.
‘KADIN DİRENİŞİ BENİ HAYATA YENİDEN
DÖNDÜRDÜ’
KHK kapsamında ihraç edilen BAK imzacısı
Deniz Kimyon, ihraç edilmesinin iyi yönlerinin de olduğunu söyleyerek sözlerini
şöyle sürdürdü, "Birincisi kadın dayanışması beni hayata yeniden getirdi.
İkincisi ise iş yerlerinde yaşanan mobing uygulamasından kurtuldum. Dolayısıyla
problemlerim azaldı" dedi.
İhraç edildikten sonra zor zamanlar
yaşadığını ve kadın dayanışması sayesinde bu süreci atlattığını söyleyen
Kimyon, "Bunlar bizi güçlendirdi ve hayata tutunmamızı sağladı. Kanat
çırpan kadınlar sayesinde halan hayallerim yerinde duruyor. Halen tez yazacağıma
inanıyorum" dedi. Devletin toplu bir saldırısıyla karşı karşıya
olduklarını ifade eden Kimyon, toplu bir şekilde direnmedikleri için de öz
eleştiri verdiğini söyledi.
Kadın mücadelesinin hiç bir zaman tek
bir kadın önderliğinde olmadığını söyleyen KHK kapsamında ihraç edilen Eğitim
Sen üyesi Ebru Dinçel ise, kadınlar yorulunca bayraklarını devrettiklerini
aktardı. İhraç edildikten sonra rahatladığını ifade eden Dinçel, sebebini ise
şöyle açıkladı, "Artık daha çok vaktim var nerede ne var kim çağırırsa ben
soluğu orada alıyorum. Daha çok kadınla ve insanla yan yana gelme şansım
oluyor" diye konuştu. (DİHABER)