İki hafta önce, aralarında DİSK
Basın-iş, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği’nin (İHD)
de bulunduğu emek ve demokrasi güçleri ile gazetecilik meslek örgütleri
tarafından başlatılan Adalet ve Özgürlük Nöbeti’nin ikincisi Çağlayan’da bulunan
İstanbul Adliyesi önünde gerçekleşti.
“Baskılar ortadan kalkana kadar
nöbetimizi sürdüreceğiz”
Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi
çalışanları, TV10 çalışanlarının da katıldığı nöbette ilk konuşmayı TİHV
İstanbul Temsilcisi Ümit Efe yaptı. Baskılara karşı mücadele edeceklerini
söyleyerek konuşmasına başlayan Efe, “Her hafta salı günü baskılar ortadan
kalkana kadar nöbetimizi sürdüreceğiz” dedi. Kapatılan radyo ve televizyonların
bir an önce açılması gerektiğini söyleyen Efe, “Biz gerçekleri yazdığı için hapse
atılan tüm gazetecilerin, yazarların; gericiliğin karanlığına karşı bilimsel
bilgiyi öğrettiği için içerde olan tüm akademisyenlerin serbest bırakılmasını,
gerici eğitim sistemine karşı aydınlık bir ülke mücadelesi verdiği için açığa
alınan, ihraç edilen tüm eğitim emekçilerinin, kurumu kapatıldığı için işten
çıkarılan basın emekçilerin işlerine iade edilmesini istiyoruz” dedi.
“AKP’nin yaptığı mitinglerde güvenlik
sorunu çıkmıyor”
Daha sonra konuşan Sağlık ve Sosyal
Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şube Başkanı Fadime Kavak ise, 15 Temmuz darbe
girişiminin ardından binlerce kamu emekçisinin görevden alındığını hatırlattı.
Kavak, “Bizim cephemizden baktığımızda darbe başarılı olmuş, çünkü esas darbe
biz emekçilere yapılmıştır” dedi. AKP’nin darbe girişimi sonrası yaptığı
“demokrasi mitingleri”ne dikkat çeken Kavak, “AKP’nin darbe sonrası yaptığı
mitinglerde hiçbir güvenlik sorunu çıkmadı. Sadece KESK’in olduğu mitinglerde
mi güvenlik sorunu ortaya çıkıyor diye buradan sormak istiyorum” dedi.
“20 yılı aşkın süredir baskı yaşıyoruz”
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr.
Hüseyin Demirdizen ise, “Demokrasi hakkını arayabilme özgürlüğüdür. Demokrasi
özgürce düşüncelerini söyleyebilme özgürlüğüdür” dedi.
Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi Editörü
Günay Aksoy ise, 20 yılı aşkın bir süredir baskı yaşadıklarını dile getirerek,
gazete ile dayanışmak amacıyla başlatılan “nöbetçi genel yayın yönetmenliği”
yaptığı için haftanın her günü Çağlayan Adliyesi’ne gelip ifade verdiklerini
söyledi. Gazete çalışanları olarak Özgür Gündem’in yayın hayatına devam ederek
okuyuculara ulaşmasını talep ettiklerini söyleyen Aksoy, her hafta Adalet ve
Özgürlük Nöbeti’nde olacaklarını ifade etti.
“10 gün önce biz de kamera
arkasındaydık”
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile
kapatılan TV10 Yönetim Kurulu Üyesi Turabi Kişin ise daha birkaç hafta önce
haber alma hakkı için sokaklarda kamera arkalarında olduklarını ifade ederek,
“Değerli basın emekçileri bir hafta 10 gün önce bizler de sizin gibi o
kameraların arkasındaydık, ama şimdi orada değil karşısındayız, korsanvari bir
baskınla televizyonumuz kapatıldı, eşyalarımıza el konuldu. Umarım tekrar
sizlerin, arasına kameralarımızın arkasına geri geliriz” şeklinde konuştu.
“Frekansımız üzerinden yayın yapılıyor”
Yayını durdurulan Özgür Radyo Genel
Yayın Koordinatörü Derya Okatan ise yayınlarının kapatıldığı gün kapılarının
kırılarak ve çalışanlarının darp edilerek gözaltına alındığı hatırlattı.
Okatan, yayınlarının durdurulmasının ardından frekanslarının ise korsan bir
şekilde işgal edildiğini ifade ederek, “Bununla da kalınmadı, frekansımız başka
kuruluşlar tarafından işgal edildi. Şimdi bizim frekansımız üzerinden
hukuksuzca yayın yapılıyor ve RTÜK buna dair herhangi bir yaptırım uygulamıyor.
O frekans bize ait ve başka bir kuruluşa devredilemez” dedi.
İstanbul Üniversitesi’nde 3 Ekim’de
sticker astığı için hakkında disiplin soruşturması açılarak 1 ay okuldan
uzaklaştırılmasının ardından okul önünde eğitim hakkı için direnişe geçen,
gözaltına alınıp serbest bırakılan Buse Bayram ise, yarın (19 Ekim) saat
12.00’da okul önünde gerçekleştirilecek basın açıklaması için çağrı yaptı.