15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan
edilen OHAL ve uygulanan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) hedef
alındıklarını belirten sağlık emekçileri, OHAL sürecinde görevden almadan
ihraçlara, iş güvencelerinden sağlığın niteliksizleştirilmesine kadar sağlık
alanında ciddi sıkıntıların yaşandığını belirtti. Sağlık emekçileri iş
güvencesi ve nitelikli sağlık hizmeti vermek istediklerini talep etti.
Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri,
çalışma koşullarının ağırlaştırılması, iş ve emeklilik güvencelerinin ortadan
kaldırılması, sosyal güvenlik haklarının gasp edilmesi, sağlık bilimleri
eğitimlerinin niteliksizleştirilmesi ve sağlık hizmetlerinin
kalitesizleştirilmesine karşı, ‘demokrasi için emek buluşmaları’ örgütledi.
TTB, SES, Dev Sağlık-İş, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Türk Hemşireler
Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri
Derneği’nin çağrısıyla yapılan emek buluşmalarının ilki İstanbul Üniversitesi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde gerçekleşti.
20 BİN SÖZLEŞMELİ ÇALIŞAN ALINACAK
Burada yapılan açıklamada ilk sözü alan
TTB Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel, sağlık meslek örgütleri olarak 15 Temmuz
darbe girişimine karşı olduklarını, beklentilerinin darbe girişiminde
bulunanların adil bir şekilde yargılanması ve cezalandırılması olduğunu ifade
etti. Ancak darbe girişimi sonrası ülkenin OHAL ve KHK’lerle yönetildiğine
dikkat çeken Tükel, “Muhalif kesimin bastırılmasına yönelik bir çaba oluştu”
dedi. Bu kapsamda sağlık emekçilerinin de hedef alındığını dile getiren Tükel,
“Birçok sağlık kuruluşu kapatıldı, buradaki sağlık çalışanlarının akıbetiyle
ilgili bilgi alamadık” dedi. 50 bini aşkın kamu emekçisinin ihraç edildiğini
belirten Tükel, “İhraçlar hukuksuz bir şekilde yürütüldü. Ciddi anlamda bir hak
kaybı yaşandı. Sonra sağlık alanına yıl sonuna kadar 20 bin sözleşmeli çalışan
alınacağı söylendi. Bu güvencesizlik anlamına geliyor” diye konuştu.
Tükel şöyle devam etti: “Şu an adli tıp
bölümüne mülakat şartı getirildi. Diğer alanlara da getirilecek. Biz bunun
kadrolaşma anlamına geldiğini biliyoruz. OHAL koşullarında yaşananlar, emeğin
haklarına yönelik gaspların artarak süreceği anlamına geliyor. Biz barışı ve
emeği savunmaya devam edeceğiz.”
İŞ VE EMEKLİLİK GÜVENCEMİZE SALDIRI
Sağlık emekçileri adına yapılan basın
açıklamasını SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara okudu. Sağlık emekçilerinin
hukuksuz bir şekilde, kendilerini savunma hakkı tanınmadan ihraç edildiklerini
ifade eden Kara, “KHK’ler aracılığıyla yürütülen bu akıl almaz işten çıkarma
keyfiliği, aynı biçimde işe alımlara da yansımaktadır. Kadrolaşma adına yaşanan
hukuksuzluk ve usulsüzlükler, şimdi mülakat adu altında hukuki kılıfına
kavuşturulmak istenmektedir. Bizler güvencesizlik, kadrolaşma ve talana karşı
mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Yüz binlerce sağlık emekçisine güvenceli
iş sözü veren iktidarın, bugün güvenceli çalışmanın son kırıntılarını da
ortadan kaldırdığını belirten Kara, “Sonra Bireysel Emeklilik Sistemi adı
altında emekliliğimiz de güvencesizleştirilmektedir” diye konuştu.
Yılların mücadelesiyle kazanılmış kıdem
tazminatı haklarının gasbedilmek istendiğini, özlük haklarının yok edilmek
istendiğini ifade eden Kara şunları söyledi: “Bizler sağlık ve sosyal hizmet
emekçileri olarak yaşamın her alanında adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi
talep ediyoruz. Çalışma koşullarımızın ağırlaştırılmasına, iş ve emeklilik
güvencemizin ortadan kaldırılmasına, sağlık eğitiminin ve sağlık hizmetlerinin
niteliksizleştirilmesine, sosyal güvenlik hakkımızın gasbedilmesine,
sağlığımızla açıkça oynanmasına karşı tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini
gücümüze güç katmay çağırıyoruz.”
Sağlık emekçilerinin başlattığı
demokrasi için emek buluşmaları tüm illerde yapılacak. Sağlık emekçileri daha
sonra Sağlık Bakanlığı önüne gidecek.
İKTİDARLARINI SÜRDÜRMEK İÇİN...
Hükümetin, emekçi halkın kazanılmış tüm
haklarını ortadan kaldırarak iktidarını sürdürmek istediğini dile getiren Dev
Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Bizler darbelerin her türlüsüne
sonuna kadar karşıyız. Ama Türkiye’yi bu ortama sokanların sorumluluğu da orta
yerde durmaktadır. İktidar insana dair ne varsa ona karşı düşman olmadan
iktidarını sürdüremiyor. Bütün bu baskıların, açığa almaların, görevden
almaların nedeni iktidarlarını sürdürmek içindir. Sağlıkçılar olarak bütün bu
ortamın, üstelik demokrasi denilerek sürdürülmesine karşı çıkıyoruz” dedi.