14 Ekim 2016 Cuma

Sağlık emekçileri ‘Güvenceli iş nitelikli sağlık’ için eylem yaptı..!

15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ve uygulanan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) hedef alındıklarını belirten sağlık emekçileri, OHAL sürecinde görevden almadan ihraçlara, iş güvencelerinden sağlığın niteliksizleştirilmesine kadar sağlık alanında ciddi sıkıntıların yaşandığını belirtti. Sağlık emekçileri iş güvencesi ve nitelikli sağlık hizmeti vermek istediklerini talep etti.
Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, çalışma koşullarının ağırlaştırılması, iş ve emeklilik güvencelerinin ortadan kaldırılması, sosyal güvenlik haklarının gasp edilmesi, sağlık bilimleri eğitimlerinin niteliksizleştirilmesi ve sağlık hizmetlerinin kalitesizleştirilmesine karşı, ‘demokrasi için emek buluşmaları’ örgütledi. TTB, SES, Dev Sağlık-İş, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Türk Hemşireler Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği’nin çağrısıyla yapılan emek buluşmalarının ilki İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde gerçekleşti.
20 BİN SÖZLEŞMELİ ÇALIŞAN ALINACAK
Burada yapılan açıklamada ilk sözü alan TTB Merkez Konsey Başkanı Raşit Tükel, sağlık meslek örgütleri olarak 15 Temmuz darbe girişimine karşı olduklarını, beklentilerinin darbe girişiminde bulunanların adil bir şekilde yargılanması ve cezalandırılması olduğunu ifade etti. Ancak darbe girişimi sonrası ülkenin OHAL ve KHK’lerle yönetildiğine dikkat çeken Tükel, “Muhalif kesimin bastırılmasına yönelik bir çaba oluştu” dedi. Bu kapsamda sağlık emekçilerinin de hedef alındığını dile getiren Tükel, “Birçok sağlık kuruluşu kapatıldı, buradaki sağlık çalışanlarının akıbetiyle ilgili bilgi alamadık” dedi. 50 bini aşkın kamu emekçisinin ihraç edildiğini belirten Tükel, “İhraçlar hukuksuz bir şekilde yürütüldü. Ciddi anlamda bir hak kaybı yaşandı. Sonra sağlık alanına yıl sonuna kadar 20 bin sözleşmeli çalışan alınacağı söylendi. Bu güvencesizlik anlamına geliyor” diye konuştu.
Tükel şöyle devam etti: “Şu an adli tıp bölümüne mülakat şartı getirildi. Diğer alanlara da getirilecek. Biz bunun kadrolaşma anlamına geldiğini biliyoruz. OHAL koşullarında yaşananlar, emeğin haklarına yönelik gaspların artarak süreceği anlamına geliyor. Biz barışı ve emeği savunmaya devam edeceğiz.”
İŞ VE EMEKLİLİK GÜVENCEMİZE SALDIRI
Sağlık emekçileri adına yapılan basın açıklamasını SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara okudu. Sağlık emekçilerinin hukuksuz bir şekilde, kendilerini savunma hakkı tanınmadan ihraç edildiklerini ifade eden Kara, “KHK’ler aracılığıyla yürütülen bu akıl almaz işten çıkarma keyfiliği, aynı biçimde işe alımlara da yansımaktadır. Kadrolaşma adına yaşanan hukuksuzluk ve usulsüzlükler, şimdi mülakat adu altında hukuki kılıfına kavuşturulmak istenmektedir. Bizler güvencesizlik, kadrolaşma ve talana karşı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Yüz binlerce sağlık emekçisine güvenceli iş sözü veren iktidarın, bugün güvenceli çalışmanın son kırıntılarını da ortadan kaldırdığını belirten Kara, “Sonra Bireysel Emeklilik Sistemi adı altında emekliliğimiz de güvencesizleştirilmektedir” diye konuştu.
Yılların mücadelesiyle kazanılmış kıdem tazminatı haklarının gasbedilmek istendiğini, özlük haklarının yok edilmek istendiğini ifade eden Kara şunları söyledi: “Bizler sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak yaşamın her alanında adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi talep ediyoruz. Çalışma koşullarımızın ağırlaştırılmasına, iş ve emeklilik güvencemizin ortadan kaldırılmasına, sağlık eğitiminin ve sağlık hizmetlerinin niteliksizleştirilmesine, sosyal güvenlik hakkımızın gasbedilmesine, sağlığımızla açıkça oynanmasına karşı tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini gücümüze güç katmay çağırıyoruz.”
Sağlık emekçilerinin başlattığı demokrasi için emek buluşmaları tüm illerde yapılacak. Sağlık emekçileri daha sonra Sağlık Bakanlığı önüne gidecek.
İKTİDARLARINI SÜRDÜRMEK İÇİN...

Hükümetin, emekçi halkın kazanılmış tüm haklarını ortadan kaldırarak iktidarını sürdürmek istediğini dile getiren Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Bizler darbelerin her türlüsüne sonuna kadar karşıyız. Ama Türkiye’yi bu ortama sokanların sorumluluğu da orta yerde durmaktadır. İktidar insana dair ne varsa ona karşı düşman olmadan iktidarını sürdüremiyor. Bütün bu baskıların, açığa almaların, görevden almaların nedeni iktidarlarını sürdürmek içindir. Sağlıkçılar olarak bütün bu ortamın, üstelik demokrasi denilerek sürdürülmesine karşı çıkıyoruz” dedi.