
İHD ve TİHV verilerine göre, 2016
yılında 451 kişi polis ve asker kurşunuyla öldürüldü. Açılan dosyaların tamamı
takipsizlikle sonuçlandı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye
İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) raporlarından derlenen verilere göre, 2016
yılında 451 kişi polis ve askerlerce infaz edildi, 34 sivil yurttaş ise çıkan
çatışmaların arasında kalarak yaşamını yitirdi. İnfaz edilen kişilerden 82’si
yaşam hakkı ihlallerinin yoğun olarak yaşandığı yerlerden olan sınır hatlarında
öldürüldü. Öte yandan şehir merkezleri ya da kırsal kesimlerde yurttaşların
bulduğu patlayıcı maddelerin ellerinde patlaması sonucu 2’si çocuk, 7’si kadın
en az 11 kişi yaşamını yitirdi.
Sokağa çıkma yasakları
Yaşam hakkı ihlallerinin büyük çoğunluğu
ise sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği merkezlerde yaşandı. 1 Ocak
tarihinden çatışmaların sona erdiği Mart ayına kadarki evrede, 10’u çocuk,
22’si kadın olmak üzere toplam 269 kişi polis veya askerlerce öldürüldü.
İnsanlar diri diri yakıldı
Yaşam hakkı ihlallerini beraberinde
getiren sokağa çıkma yasakları ile birlikte insanlar sadece ateşli silahlar ile
değil diri diri yakılarak da katledildi. Şubat ayında sokağa çıkma yasağının
devam ettiği Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşanan çatışmalar nedeniyle 3 ayrı
bodruma sığınan aralarında çocuk, kadın ve yaralıların da bulunduğu siviller,
bodrumların içerisinde diri diri yakıldı. O dönem açıklama yapan Birleşmiş
Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Prince Zeid Ra'ad Zeid al-Hussein,
“Elimizde, Türk güvenlik güçlerinin Cizre’de etrafı sarıp 100’den fazla insanı
canlı canlı yaktığına dair tanık ve akrabalarının raporları var” ifadelerini
kullanmıştı.
Sofrasında top mermisiyle
Çatışmaların 160 gün, sokağa çıkma
yasağının ise bir yılı aşkın bir süredir devam ettiği ve çok sayıda sivilin
yaşamını yitirdiği Amed’in Sur ilçesinde, 3 Ocak tarihinde yaşamını yitiren 38
yaşındaki 3 çocuk annesi Melek Alpaydın’ın ölümü yaşanan korkunç tabloyu gözler
önüne serdi. Alpaydın, İskenderpaşa Mahallesi Küçük Aktar Sokak'ta bulunan
evinde yere serdiği yemekten yerken eve isabet eden top mermisi ile yaşamını yitirdi.
Silopi’de kadın siyasetçiler
Şırnak’ın Silopi ilçesinde sokağa çıkma
yasağının devam ettiği 5 Ocak tarihinde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti
Meclisi Üyesi Sevê Demir, Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır ve
Kongreya Jinên Azad (KJA) aktivisti Fatma Uyar ile İslam Atak isimli bir kişi
polis kurşunlarının hedefi oldu. Bulundukları Karşıyaka Mahallesi’nden zırhlı
araçla uzun süre yaylım ateşine tutulan kadın siyasetçiler, vücutlarının
çeşitli yerlerine aldıkları kurşunlarla olay yerinde yaşamını yitirdi.
AİHM tedbir koymuştu
Şırnak’ın Cizre ilçesinde sokağa çıkma
yasağının devam ettiği 22 Ocak tarihinde, Cudi Mahallesi’nde bulunan Cihan
Karaman göğsüne aldığı şarapnel parçası ile yaralandı. Karaman'ın yaralanması
haberinin hemen ardından HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, hastane
yetkilileri ile görüşerek Karaman'ın vurulduğu noktaya ambulans gönderilmesini
istedi. Yoğun çabalar sonucu vurulduğu mahalleye doğru hastaneden ambulans
çıkınca Karaman da yoğun saldırıya rağmen bulunduğu alandan çıkarak tek başına
ambulansın geleceği noktaya doğru yaralı halde ilerlemeye başladı. Bu sırada
Karaman'ın ailesi de Cizre Kaymakamlığı ile görüşerek, yaralı çocuklarının
ambulansa ilerlemeye çalıştığını fakat bombardımanın devam ettiğini aktardı.
Buna rağmen bombardıman ve tarama kesilmediği için Karaman'ı alacak ambulans
mahalleye yanaşamadı ve Karaman tek başına yaralı halde sokakta kaldı. Karaman
ardından geldiği sokağa tekrar geri dönmek zorunda kaldı. Arkadaşları
tarafından alınan ve bir evin bodrumuna taşınan Karaman'ın bulunduğu yer
ambulans için ikinci kez bilgilendirilince bu kez de Karaman'ın bulunduğu ev
hedef alınarak bombalanmaya başlandı. Bu sırada ise Özgürlükçü Hukukçular
Derneği (ÖHD) avukatlarının yaptıkları başvuru sonucu Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi (AİHM), Karaman'ın hastaneye kaldırılması için tedbir kararı verdi.
Ama buna rağmen Karaman'ın bulunduğu ev ve civarı sabah saatlerine kadar
saldırıya maruz kaldı. Sabah saatlerinde ise Karaman, tanklarla vurulan evde
yaralanan yurttaşların yanına götürülerek, hastaneye götürülmesi için
bekletilmeye başladı. Fakat bu ev de gün boyu top atışlarının hedefi oldu.
Burada iki gün direnebilen Cihan, yaşam mücadelesini kaybetti.
Van’da 39 kişi
Yaşam hakkı ihlalleri sadece sokağa
çıkma yasaklarının bulunduğu merkezler de değil, farklı yerlerde
gerçekleştirilen ev baskınlarında, şüpheli görülen araçlarda da yaşandı. Van’da
2016 yılında aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da olduğu 39 kişi ev
baskınlarında ya da mahalle aralarında hedef gözetilerek öldürüldü. Daha önce
de ölümlerin yaşandığı kentte, 10 Ocak günü ise merkez Edremit ilçesi Yeni
Mahalle'de bulunan Kocaeli Parkı'nın hemen karşısında bulunan iki katlı bir eve
sabah saatlerinde özel harekat timleri tarafından düzenlenen baskında, 12
HPG'li “çatışma” denilerek öldürüldü. Görgü tanıklarının beyanları ve yine aynı
şekilde sosyal medya üzerinde asker ve polislere ait bir sosyal medya
hesabından yapılan video çekiminde de “çatışmanın olmadığı” bir kez daha
görülmüştü. Öte yandan evde inceleme yapan sivil toplum örgütleri tarafından da
içeriden dışarıya tek bir merminin bile atılmadığı raporlaştırılmıştı. Yine
ailelere ve avukatlara, otopsi raporları verilmeyerek dava dosyasına gizlilik
kararı verilmişti. İlçenin merkez İpekyolu ilçesi Hacıbekir Mahallesi’nde
birçok genç farklı tarihlerde “Çatışma” denilerek ev baskınlarında
öldürülürken, 19 Nisan günü mahallede bir eve özel hareket timleri tarafından
yapılan baskın sonucu 7 aylık hamile 30 yaşındaki Remziye Bor boynuna isabet
alan 3 kurşun sonucu tedavi gördüğü Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 28
gün sonra yaşamını yitirdi.
Gever’de siviller tarandı
2016 yılında en çarpıcı olaylardan biri
de Hakkari’nin Gever (Yüksekova) ilçesinde yaşandı. Çarşı merkezinde iki grup
arasında çıkan gerginlik sonrası gerginliği dağıtmak üzere Akrep tipi zırhlı
bir araç ile olay yerine gelen polisler, zırhlı araçtan iki grubun üzerine ateş
açtı. Açılan ateşte Aydın Tümen, Serhat Buldan, Rahmi Sefalı ve Nejdet İşyözü
isimli 4 kişi yaşamını yitirdi. Şemsettin Çakmakçı ve Memet Ali Kaya adlı
kişiler ise yaralandı.
Hiçbir yargılama olmadı
Dikkat çeken bir diğer durum ise,
gerçekleştirilen ölüm vakalarında ilişkin herhangi bir yargılamanın olmaması.
Kamuoyu baskısı sonucu kimi merkezlerde soruşturmalar açılırken, bu
soruşturmalar da ya takipsizlikle sonuçlandı ya da şu ana kadar arpa boyu yol
alınmadı. Yargının sessizliğiyle gerçekleştirilen ölümler faili meçhul
bırakıldı.
İstediler ve infaz ettiler
Türkiye’de 24 Temmuz 2015 tarihinde
operasyonların tekrar başlamasıyla beraber yeni bir konsept geliştirildiğini
vurgulayan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, “Sokağa çıkma yasaklarının
ilan edildiği yerlerde çok sayıda infaz gerçekleştirildi. Gerekse sivil gerekse
silahlı militanlar infaz edildi. Oradaki insanları daha farklı yol ve yöntemler
kullanarak alınabilinirdi, ama bu yol ve yöntem denenmedi. Yargısız infazlara
girişildi” dedi.
İnfazların savaş ve çatışmalı ortamlarda
dönem dönem uygulanan strateji olduğunu belirten Bilici, “Bu da çok
tehlikelidir. Türkiye 1990’lı yıllardan sonra ilk defa bu dönemde böylesi bir
ağır infazlara girişmiş oldu. Kırsalda da aynı şey var. Mesela en son iki
PKK’linin infaz edildiğine dair sosyal medyaya düşen görüntüler sonucu
cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bunlara ilişkin bu tür
vakalar maalesef çok oldu. İşte bizleri de kaygılandıran ve endişelendiren
budur. Türkiye’de süreç giderek çok farklı bir mecraya kayıyor. Bu ciddi
anlamda tehlikeli bir mecradır. Ciddi anlamda sorunları beraberinde getiren bir
yöntemdir. Biz bir an önce vazgeçilmesi ve demokratik yol ve yöntemlere dönmesi
temelinde ısrarlı talebimiz ve mücadelemiz olacaktır” ifadelerini kullandı.
510 çocuk anneleriyle cezaevinde
İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Hatice
Onaran, Adalet Bakanlığı’nın açıklamalarına göre Türkiye’de toplam 372
cezaevinin olduğunu; tutuklu ve hükümlü sayısının OHAL sonrası 215 bin’i
bulduğunu söyledi. Onaran, daha sonra 30 bine yakın adli tutuklunun
bırakılmasına rağmen, tutuklamaların devam etmesiyle sayının 195 bine ulaştığı
bilgisini paylaştı.
Annesi ile birlikte cezaevinde kalan 0-6
yaş arası 510 çocuğun olduğunu ifade eden Onaran, 18 yaş altı çocuk tutuklu
sayısının 2 bin 584, kadın tutuklu sayısının 5 bin 971 olduğunu belirtti.
NURİ AKMAN / DİHABER / AMED
Gözaltına alınan HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel
ve HDP Siirt Milletvekili Besime Konca tutuklandı...!
HDP'nin tutuklanan milletvekili sayısı
12'ye çıktı.
Demirel'in tutuklanmasıyla HDP'de grup
başkanvekili kalmadı. Bir diğer grup başkanvekili İdris Baluken de 4 Kasım'da
yapılan operasyon sonrası tutuklanmıştı.
Besime Konca'ya ikinci gözaltı
Demirel, HDP Siirt Milletvekili Besime
Konca ile birlikte gözaltına alınmıştı. Konca, adli kontrol şartıyla serbest
bırakıldıktan sonra savcının itirazı üzerine tekrar gözaltına alınmıştı. Konca,
sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı.
"İşkence gördüm"
Konca, gözaltı sürecini şu sözlerle
anlatmıştı:
"Örgüt üyeliği veya örgüt
propagandası, özgürlük, demokrasi örgüt propagandası ise biz bu suçu her zaman
işleyeceğiz. Tutuklayarak, işkence yapılarak mahkemelere getirmek değil,
Diyarbakır'dan buraya getirildiğim süre içerisinde her türlü tehdit, her türlü
fiziki işkence ile karşı karşıya kaldım. Darp edildim, zorla kelepçelendim, her
türlü özel savaşın özel harekât timlerinin sitelerinde paylaştığı müzikler
dinleterek buraya kadar getirildim."
soylu
İçişleri Bakanı Soylu: Bu milletin canını yakanları
yakacağız; PKK sempatizanlarını ihbar edin..!
çişleri Bakanı Süleyman Soylu,
Hakkari’de yaptığı açıklamada “Bu milletin canını yakanları yakacağız” dedi.
Soylu, "PKK sempatizanları, baskı yapanları polise ve jandarmaya ihbar
edin" diye konuştu.
Soylu’nun açıklamalarından satırbaşları
şöyle:
Teröre destek veren, yapan her kim varsa
onun karşısındayız. Onunla mücadele etmek durumundayız. Vatan toprağını bu
eşkıyalardan temizlemekte kararlıyız. Bu milletin canını yakanları yakacağız.
Teröre destek veren, yapan her kim varsa
onun karşısındayız. Onunla mücadele etmek durumundayız. Vatan toprağını bu
eşkıyalardan temizlemekte kararlıyız. Bu milletin canını yakanları yakacağız.
Ülkenin ekonomisi, turizmi de bu terörün
mağdurudur. PKK'nın son durumunu iyi analiz etmek gerekir. Bu örgüt esasen bir
tükeniş içindedir. En büyük gelir kaynağı uyuşturucu ticaretinde darbe yemiş,
örgüte katılım en düşük düzeye gerilemiştir. Bir tükeniş girdabı içine
girmiştir. Ne Ortadoğu'daki karışıklık ne de girdikleri ilişkiler bu tükeniş
girdabını geriye çevirmeyecektir.
Devletin atacağı her adım halkın
desteğine muhtaçtır. Bu bir topyekun mücadeledir. PKK sempatizanları, baskı
yapanları polise ve jandarmaya ihbar edin. Bu irinden ülkeyi kurtaracağız.
Örgütün tepesinde sefahat içinde yaşayan bu ölüm makinelerine bu yaptıklarının
hesabını soracağız.
Bugün korucu yaş ortalamamız 42. Bu yaş
ortalamasını 32'ye düşürmektir. Bu noktada yaklaşık 20 bin yeni korucumuzu da
bu mücadele içinde olacağını ifade etmek isterim.
Terörden etkilenen illerle ilgili
yepyeni bir kalkınma hamlesi yaşayacağız. En önemli talepleri iş. Burada
fabrikaları yenileyeceğiz, devletimiz fabrikaları yapıyor, ekipmanları temin
ediyoruz, çalışanların SGK ödemelerinin tamamını gerçekleştiriyoruz, istihdam
alanı açıyoruz. Bizim görevimiz insanımızı işle, aşla, huzurla buluşturmaktır.
Yeni bir kalkınma hamlesinin eşiğindeyiz.