13 Aralık 2016 Salı

Bir yılda 451 ‘faili meçhul’..!

İHD ve TİHV verilerine göre, 2016 yılında 451 kişi polis ve asker kurşunuyla öldürüldü. Açılan dosyaların tamamı takipsizlikle sonuçlandı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) raporlarından derlenen verilere göre, 2016 yılında 451 kişi polis ve askerlerce infaz edildi, 34 sivil yurttaş ise çıkan çatışmaların arasında kalarak yaşamını yitirdi. İnfaz edilen kişilerden 82’si yaşam hakkı ihlallerinin yoğun olarak yaşandığı yerlerden olan sınır hatlarında öldürüldü. Öte yandan şehir merkezleri ya da kırsal kesimlerde yurttaşların bulduğu patlayıcı maddelerin ellerinde patlaması sonucu 2’si çocuk, 7’si kadın en az 11 kişi yaşamını yitirdi.
Sokağa çıkma yasakları
Yaşam hakkı ihlallerinin büyük çoğunluğu ise sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği merkezlerde yaşandı. 1 Ocak tarihinden çatışmaların sona erdiği Mart ayına kadarki evrede, 10’u çocuk, 22’si kadın olmak üzere toplam 269 kişi polis veya askerlerce öldürüldü.
İnsanlar diri diri yakıldı
Yaşam hakkı ihlallerini beraberinde getiren sokağa çıkma yasakları ile birlikte insanlar sadece ateşli silahlar ile değil diri diri yakılarak da katledildi. Şubat ayında sokağa çıkma yasağının devam ettiği Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşanan çatışmalar nedeniyle 3 ayrı bodruma sığınan aralarında çocuk, kadın ve yaralıların da bulunduğu siviller, bodrumların içerisinde diri diri yakıldı. O dönem açıklama yapan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Prince Zeid Ra'ad Zeid al-Hussein, “Elimizde, Türk güvenlik güçlerinin Cizre’de etrafı sarıp 100’den fazla insanı canlı canlı yaktığına dair tanık ve akrabalarının raporları var” ifadelerini kullanmıştı.
Sofrasında top mermisiyle
Çatışmaların 160 gün, sokağa çıkma yasağının ise bir yılı aşkın bir süredir devam ettiği ve çok sayıda sivilin yaşamını yitirdiği Amed’in Sur ilçesinde, 3 Ocak tarihinde yaşamını yitiren 38 yaşındaki 3 çocuk annesi Melek Alpaydın’ın ölümü yaşanan korkunç tabloyu gözler önüne serdi. Alpaydın, İskenderpaşa Mahallesi Küçük Aktar Sokak'ta bulunan evinde yere serdiği yemekten yerken eve isabet eden top mermisi ile yaşamını yitirdi.
Silopi’de kadın siyasetçiler
Şırnak’ın Silopi ilçesinde sokağa çıkma yasağının devam ettiği 5 Ocak tarihinde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi Üyesi Sevê Demir, Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır ve Kongreya Jinên Azad (KJA) aktivisti Fatma Uyar ile İslam Atak isimli bir kişi polis kurşunlarının hedefi oldu. Bulundukları Karşıyaka Mahallesi’nden zırhlı araçla uzun süre yaylım ateşine tutulan kadın siyasetçiler, vücutlarının çeşitli yerlerine aldıkları kurşunlarla olay yerinde yaşamını yitirdi.
AİHM tedbir koymuştu
Şırnak’ın Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağının devam ettiği 22 Ocak tarihinde, Cudi Mahallesi’nde bulunan Cihan Karaman göğsüne aldığı şarapnel parçası ile yaralandı. Karaman'ın yaralanması haberinin hemen ardından HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, hastane yetkilileri ile görüşerek Karaman'ın vurulduğu noktaya ambulans gönderilmesini istedi. Yoğun çabalar sonucu vurulduğu mahalleye doğru hastaneden ambulans çıkınca Karaman da yoğun saldırıya rağmen bulunduğu alandan çıkarak tek başına ambulansın geleceği noktaya doğru yaralı halde ilerlemeye başladı. Bu sırada Karaman'ın ailesi de Cizre Kaymakamlığı ile görüşerek, yaralı çocuklarının ambulansa ilerlemeye çalıştığını fakat bombardımanın devam ettiğini aktardı. Buna rağmen bombardıman ve tarama kesilmediği için Karaman'ı alacak ambulans mahalleye yanaşamadı ve Karaman tek başına yaralı halde sokakta kaldı. Karaman ardından geldiği sokağa tekrar geri dönmek zorunda kaldı. Arkadaşları tarafından alınan ve bir evin bodrumuna taşınan Karaman'ın bulunduğu yer ambulans için ikinci kez bilgilendirilince bu kez de Karaman'ın bulunduğu ev hedef alınarak bombalanmaya başlandı. Bu sırada ise Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarının yaptıkları başvuru sonucu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Karaman'ın hastaneye kaldırılması için tedbir kararı verdi. Ama buna rağmen Karaman'ın bulunduğu ev ve civarı sabah saatlerine kadar saldırıya maruz kaldı. Sabah saatlerinde ise Karaman, tanklarla vurulan evde yaralanan yurttaşların yanına götürülerek, hastaneye götürülmesi için bekletilmeye başladı. Fakat bu ev de gün boyu top atışlarının hedefi oldu. Burada iki gün direnebilen Cihan, yaşam mücadelesini kaybetti.
Van’da 39 kişi
Yaşam hakkı ihlalleri sadece sokağa çıkma yasaklarının bulunduğu merkezler de değil, farklı yerlerde gerçekleştirilen ev baskınlarında, şüpheli görülen araçlarda da yaşandı. Van’da 2016 yılında aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da olduğu 39 kişi ev baskınlarında ya da mahalle aralarında hedef gözetilerek öldürüldü. Daha önce de ölümlerin yaşandığı kentte, 10 Ocak günü ise merkez Edremit ilçesi Yeni Mahalle'de bulunan Kocaeli Parkı'nın hemen karşısında bulunan iki katlı bir eve sabah saatlerinde özel harekat timleri tarafından düzenlenen baskında, 12 HPG'li “çatışma” denilerek öldürüldü. Görgü tanıklarının beyanları ve yine aynı şekilde sosyal medya üzerinde asker ve polislere ait bir sosyal medya hesabından yapılan video çekiminde de “çatışmanın olmadığı” bir kez daha görülmüştü. Öte yandan evde inceleme yapan sivil toplum örgütleri tarafından da içeriden dışarıya tek bir merminin bile atılmadığı raporlaştırılmıştı. Yine ailelere ve avukatlara, otopsi raporları verilmeyerek dava dosyasına gizlilik kararı verilmişti. İlçenin merkez İpekyolu ilçesi Hacıbekir Mahallesi’nde birçok genç farklı tarihlerde “Çatışma” denilerek ev baskınlarında öldürülürken, 19 Nisan günü mahallede bir eve özel hareket timleri tarafından yapılan baskın sonucu 7 aylık hamile 30 yaşındaki Remziye Bor boynuna isabet alan 3 kurşun sonucu tedavi gördüğü Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 28 gün sonra yaşamını yitirdi.
Gever’de siviller tarandı
2016 yılında en çarpıcı olaylardan biri de Hakkari’nin Gever (Yüksekova) ilçesinde yaşandı. Çarşı merkezinde iki grup arasında çıkan gerginlik sonrası gerginliği dağıtmak üzere Akrep tipi zırhlı bir araç ile olay yerine gelen polisler, zırhlı araçtan iki grubun üzerine ateş açtı. Açılan ateşte Aydın Tümen, Serhat Buldan, Rahmi Sefalı ve Nejdet İşyözü isimli 4 kişi yaşamını yitirdi. Şemsettin Çakmakçı ve Memet Ali Kaya adlı kişiler ise yaralandı.
Hiçbir yargılama olmadı
Dikkat çeken bir diğer durum ise, gerçekleştirilen ölüm vakalarında ilişkin herhangi bir yargılamanın olmaması. Kamuoyu baskısı sonucu kimi merkezlerde soruşturmalar açılırken, bu soruşturmalar da ya takipsizlikle sonuçlandı ya da şu ana kadar arpa boyu yol alınmadı. Yargının sessizliğiyle gerçekleştirilen ölümler faili meçhul bırakıldı.
İstediler ve infaz ettiler
Türkiye’de 24 Temmuz 2015 tarihinde operasyonların tekrar başlamasıyla beraber yeni bir konsept geliştirildiğini vurgulayan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, “Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği yerlerde çok sayıda infaz gerçekleştirildi. Gerekse sivil gerekse silahlı militanlar infaz edildi. Oradaki insanları daha farklı yol ve yöntemler kullanarak alınabilinirdi, ama bu yol ve yöntem denenmedi. Yargısız infazlara girişildi” dedi.
İnfazların savaş ve çatışmalı ortamlarda dönem dönem uygulanan strateji olduğunu belirten Bilici, “Bu da çok tehlikelidir. Türkiye 1990’lı yıllardan sonra ilk defa bu dönemde böylesi bir ağır infazlara girişmiş oldu. Kırsalda da aynı şey var. Mesela en son iki PKK’linin infaz edildiğine dair sosyal medyaya düşen görüntüler sonucu cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bunlara ilişkin bu tür vakalar maalesef çok oldu. İşte bizleri de kaygılandıran ve endişelendiren budur. Türkiye’de süreç giderek çok farklı bir mecraya kayıyor. Bu ciddi anlamda tehlikeli bir mecradır. Ciddi anlamda sorunları beraberinde getiren bir yöntemdir. Biz bir an önce vazgeçilmesi ve demokratik yol ve yöntemlere dönmesi temelinde ısrarlı talebimiz ve mücadelemiz olacaktır” ifadelerini kullandı.
510 çocuk anneleriyle cezaevinde
İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Hatice Onaran, Adalet Bakanlığı’nın açıklamalarına göre Türkiye’de toplam 372 cezaevinin olduğunu; tutuklu ve hükümlü sayısının OHAL sonrası 215 bin’i bulduğunu söyledi. Onaran, daha sonra 30 bine yakın adli tutuklunun bırakılmasına rağmen, tutuklamaların devam etmesiyle sayının 195 bine ulaştığı bilgisini paylaştı.
Annesi ile birlikte cezaevinde kalan 0-6 yaş arası 510 çocuğun olduğunu ifade eden Onaran, 18 yaş altı çocuk tutuklu sayısının 2 bin 584, kadın tutuklu sayısının 5 bin 971 olduğunu belirtti.
NURİ AKMAN / DİHABER / AMED
Gözaltına alınan HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel ve HDP Siirt Milletvekili Besime Konca tutuklandı...!
HDP'nin tutuklanan milletvekili sayısı 12'ye çıktı.
Demirel'in tutuklanmasıyla HDP'de grup başkanvekili kalmadı. Bir diğer grup başkanvekili İdris Baluken de 4 Kasım'da yapılan operasyon sonrası tutuklanmıştı.
Besime Konca'ya ikinci gözaltı
Demirel, HDP Siirt Milletvekili Besime Konca ile birlikte gözaltına alınmıştı. Konca, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra savcının itirazı üzerine tekrar gözaltına alınmıştı. Konca, sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı.
"İşkence gördüm"
Konca, gözaltı sürecini şu sözlerle anlatmıştı:
"Örgüt üyeliği veya örgüt propagandası, özgürlük, demokrasi örgüt propagandası ise biz bu suçu her zaman işleyeceğiz. Tutuklayarak, işkence yapılarak mahkemelere getirmek değil, Diyarbakır'dan buraya getirildiğim süre içerisinde her türlü tehdit, her türlü fiziki işkence ile karşı karşıya kaldım. Darp edildim, zorla kelepçelendim, her türlü özel savaşın özel harekât timlerinin sitelerinde paylaştığı müzikler dinleterek buraya kadar getirildim."
soylu
İçişleri Bakanı Soylu: Bu milletin canını yakanları yakacağız; PKK sempatizanlarını ihbar edin..!
çişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari’de yaptığı açıklamada “Bu milletin canını yakanları yakacağız” dedi. Soylu, "PKK sempatizanları, baskı yapanları polise ve jandarmaya ihbar edin" diye konuştu.
Soylu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Teröre destek veren, yapan her kim varsa onun karşısındayız. Onunla mücadele etmek durumundayız. Vatan toprağını bu eşkıyalardan temizlemekte kararlıyız. Bu milletin canını yakanları yakacağız.
Teröre destek veren, yapan her kim varsa onun karşısındayız. Onunla mücadele etmek durumundayız. Vatan toprağını bu eşkıyalardan temizlemekte kararlıyız. Bu milletin canını yakanları yakacağız.
Ülkenin ekonomisi, turizmi de bu terörün mağdurudur. PKK'nın son durumunu iyi analiz etmek gerekir. Bu örgüt esasen bir tükeniş içindedir. En büyük gelir kaynağı uyuşturucu ticaretinde darbe yemiş, örgüte katılım en düşük düzeye gerilemiştir. Bir tükeniş girdabı içine girmiştir. Ne Ortadoğu'daki karışıklık ne de girdikleri ilişkiler bu tükeniş girdabını geriye çevirmeyecektir.
Devletin atacağı her adım halkın desteğine muhtaçtır. Bu bir topyekun mücadeledir. PKK sempatizanları, baskı yapanları polise ve jandarmaya ihbar edin. Bu irinden ülkeyi kurtaracağız. Örgütün tepesinde sefahat içinde yaşayan bu ölüm makinelerine bu yaptıklarının hesabını soracağız.
Bugün korucu yaş ortalamamız 42. Bu yaş ortalamasını 32'ye düşürmektir. Bu noktada yaklaşık 20 bin yeni korucumuzu da bu mücadele içinde olacağını ifade etmek isterim.
Terörden etkilenen illerle ilgili yepyeni bir kalkınma hamlesi yaşayacağız. En önemli talepleri iş. Burada fabrikaları yenileyeceğiz, devletimiz fabrikaları yapıyor, ekipmanları temin ediyoruz, çalışanların SGK ödemelerinin tamamını gerçekleştiriyoruz, istihdam alanı açıyoruz. Bizim görevimiz insanımızı işle, aşla, huzurla buluşturmaktır. Yeni bir kalkınma hamlesinin eşiğindeyiz.