
Gidenlerimiz, varoluşumuzun gerçek kaynakları, mücadelemizin yaratıcıları, geleceğimizin mavi düşleri, yüreğimizdeki yağmur damlacıkları… İnsana, sevgiye ve mücadeleye ölesiye bağlananlar Onlardı…
Onlardı hayallerini ve gülüşlerini gökyüzüne asarak gidenler, yüreğimize soluyanlarımızdı. Her biri bir destan, bir yoldaş, bir parça kavga, bir bilge… Bunun için de Onları tanıtmalıyız. Tanıtmalıyız ki hayallerini soluyabilsin, mücadelelerini anlayabilsin, mücadelelerini duyumsayabilerek onların peşinde gitsin. İşte her biri destan olan yoldaşlarımızdan, kadının özgürleşmesi kavgasının öncülerinden biridir Necla yoldaş.
Kahrolası kanser hastalığı 15 Aralık 2004 tarihinde erkence koparıp aldı aramızda KP-İÖ savaşçısı Necla yoldaşı. Onun anılarına sahip çıkmak, Onu yaşatmak, Onu layık olmak onurlu bir yaşamın gereğidir.
Çünkü, çimenin derinliklerinde özlemlerin bu kadar saklandığı ve apansız yollarımıza çıktığı bir günü soluyoruz bugün Necla yoldaşı anarken. Özlemler yetmez diyoruz. Bu özlem değil diyoruz. Birlikteliğin yetmediği, zamanın bir çelmesine takılıp düştüğümüz sensizliğe… Bu gün öyle ağır, koyu bir acı düşürdü ki yüreğimize. Demiri Toz ederler şarkısının ezgisi çalarken başladı ve her satırla bir damla verdi yüreğimizin özlemlerden yanan çorak toprağına
Biliyoruz ki yaşamın bir başka anlam kazandığı mekanlarda durdurmaz yaşamı ölüm. O sadece derinleşen özgürlük çığlığında ince bir kavşaktır. Yaşamı anlamlı yaşamaktır ölümü anlamsızlaştıran derin bir anlam yükleyen özgürlük mücadelesine. İşte bundandır ki şehit yoldaşlarımızın yaşamları, yaşamın resmedildiği özenle hazırlanan en güzel kır çiçekleriyle süslenen deftere aktarılır yaşamın kutsal ve zorlu gerçeği. En büyük değerlerden biridir yoldaşların anılarını yaşatmak. En yalın onlara yansız özgürlük hissetmelerimiz. Onlar, oralara yaşamımızın gizemli perdesini ve onlar bir daha anlatır yaşam gerçeğimizin vazgeçilmez güzelliklerini. Çünkü bizim özlemlerimiz sayfaların satır aralarında gizlidir yaşam gerçeğimiz gibi.
Büyük emeklerle, özveriyle, kan ve can bedeliyle yürütülen, insan olmanın ve insan kalmanın bir gereği olan bu haklı ve onurlu mücadele, şehitlerimizin açtığı yoldan ilerleyerek devrim ve sosyalizm davasını büyütmeliyiz.
Haliyle devrimci çalışmada Necla yoldaş gibi kişinin, kendisini geliştirip, yenilemesi hem öğrenip hem de öğretmesi kişinin özgürleşmesiyle el ele gider. Bu durum değişen her dönemin kadrosu olmayı başarmaya bağlıdır. Peki bu nasıl sağlanacak ? Her kadro yeni döneme buna doğru cevaplar verebilmelidir. Necla yoldaş bu yönüyle pek zorluk çekmeyen ve gelişmelere hızla ayak uyduran kadrolardandı. O asla tutucu ,geride kalıcı ve statükocu değildi.Aksine gelişmeleri önceden gördüğü gibi süreci hızla algılamayı başaranlardandı .
Devrimci mücadelenin gelişip güçlendiği ve ileri yürüyüşün hızlandığı dönemler komünist kadrosunun en temel özelliği, çok yönlü olabilmeyi gerektirir. Her şeyden önce gerçekten iyi propagandacı, ajitatör, örgütçü olmayı amaçlamalıdır komünist öncü kadrolar. Çok yönlülük kitlelerle bağ kurabilecek,halkın düzeyine inebilecek, gerektiğinde onların içinde eriyebilecek ve tek başına bir örgüt gibi davranmasını bilecek kadroların oluşunu sağlayacak ve her alanda derinleşmenin yolunu aralayacaktır.Örneğin haksızlığı iyi bir biçimde işleyecek.Kitlelerin ruh hallerini iyi anlayacak. Dolayısıyla aslında iyi bir psikolog olacak. Mücadelede kendisi disipline edecek, kendisi yaşamın her alanında örgütlü olacak. Öngörülü ve nesnel yaklaşımlarıyla iyi bir gözlemci olacak, olaylara ve olgulara bakışta sağlam bir bakış açısına sahip olacak. Çatışkı ve çelişkileri iyi görebilecek, onları çözme sanatında ustalaşacak. Tabi ki insan kazanma ve örgütlememede de ustalaşacak, beyinleri ve yürekleri fetheden biri olacak.Bunun için de muazzam bir bilinç hazinesi ve muhasebe gücüne olacak.Yani M.L ideoloji ve politikalarla kendisini her bakımdan donatacak.
devamını; halkinbirligi.net'te