3 Şubat 2017 Cuma

Her Bakımdan Yüreği Temiz Kalmış Bir Devrimci Hasan Bayrak'ın Anısına..!

12 eylül faşist darbesinin ağır işkenceleri soncu bedeninin bir bölümünü kullanmakta zorlanan ama asla yılmayıp-yıkılmadan devrime bağlılığını sürüden Hasan Bayrak'ı yitirdiğimiz sosyal medya haberlerinden öğrendi. Yüreğim burkuldu ve bir devrimcilikte temiz kalmış siper yoldaşı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadım.
Hasan'ı 12 eylül öncesi İstanbul-Kumkapı da devrimcilerin kullandığı bir kıraathane de tanımıştım. Boyu kısaydı ama güleç yüzlü ve militan duruşuyla bölgede faşistlerin korkulu rüyası olan gençler arasında yer alıyordu.Hemen her eylemde mutlaka Hasanı görmek mümkündü. eczacılık fakültesinde okuyordu ama zamanının çoğunu devrimci mücadeleye harcıyor ve dur durak bilmeden çalışıyordu. Partizan örgütünün taraftarıydı. Tartışmalar da gençliğinde vermiş olduğu etkiyle olduğundan sertti. Hasanla -Halkın Birliğinden olmam nedeniyle- bir çok konuda farklı düşünüyorduk, tartışıyorduk ama Hasan Partizanı dogmatikçe savunmaya devam ediyordu. bazen tartışmalar sert geçiyordu. Hasan tartışmayı bırakıyor ama asla küsüp-kırılmıyordu. Pratik mücadele Hasanla aramızdaki güven ilişkisini pekiştirmiş, bazen aynı örgüt saflarındaymış gibi hareket ediyorduk.
Hasan oldukça mütevazi ve yoksullukla yaşamaya alışmış bir devrimciydi. Kumkapı-Gedikpaşa bir aşı lokantası vardı.Lokantacı kuru fasulyeyi güzel yapardı ve aynı zamanda masaya bolca ekmek koyardı. Çoğu zamanda olanaksızlıklar nedeniyle günde birkez yemek yerdik. Nerede olsak yolumuzu Kumkapıda geçirir aşçı lokantasına uğrar, karnımız bir tabak kuru fasulye ve bol miktarda ekmekle- suda bedavaydı-. banıp karnımızı doyurarak devrimci görevlerimizin başına dönerdik.
Karnımızı doyurup sokağa çıktığımızda yolda yürürken Hasan ," ya arkadaşlar bu lokantasının kuru fasulyesi aynı anamın kuru fasulyesinin tadını-kokusunu veriyor, onun için her kuru fasulye yedikçe annemi hatırlıyorum" derdi. Hasan haklıydı, aşçı lokantacı gerçekten de yemekleri ev yemekleri tadında yapıyordu.Aşçı lokantasının kuru fasulyesinin tadı,- yada çok aç olduğumuz yada gerçekten öyle olduğu için- bize farklı geliyordu.
Sınıf savaşımı gittikçe keskinleşiyordu. Faşist saldırılar bir birini kovalıyor ve yeraltı savaşımı daha zorunlu hale geliyordu. 1980'nin ortalarından itibaren Hasanla bağlantımız koptu. Ben kumkapıya pek uğramıyordum. Çünkü kullanılan kıraathane polis tarafından sürekli basılıyor ve devrimcilere göz açtırılmıyordu. Bölgede tanınıyor olmamız nedeniyle alanı terk etmemiz gerekiyordu ve gerekeni de yaptık.
Uzun aradan sonra Hasanla ikinci karşılamamız 1982 yılında Sultanahmet cezaevinde oldu. 12 Eylül faşist darbesi esas olarak devrimci halk hareketini ezmek için yapılmıştı. 12 eylül faşist darbesinin ardından sürek avı başladı ve bir çok devrimci gözaltına alınarak ağır işkencelerden geçirilip,zindana kapatıldılar. Bir çoğu işkencehanelerde katledilirken bir çoğuda sakat kaldı.
Hasan Bayrak TKP/ML-Partizan örgüt militanı iddiasıyla İstanbulda gözaltına alınmış ve 90 gün süren ağır işkencelerden geçirilmiş, ama işkencecilere ağzından yoldaşları ve örgüt hakkında tek söz alamamışlardı. Hasan'ın zayıf vücudu bu ağır işkencelere fazla dayanamamış, vücudunun bir bölümü felç olmuştu. Hasan bir elini ve bir ayağını kullanmada zorlanıyordu. Ama o bunu bir devrimcinin direniş nişanesi olarak görüyor ve gözlerinde devrimci görevlerini eğilip bükülmeden yerine getirmenin canlılığı vardı. Hasan işkencecilerden tarafından sakat bırakılmasına asla takılıp kalmadı. O biliyordu ki faşist devletin devrimcilere yönelik yok etme planları sürekli gündemdeydi. Hasan işkenceler sonucu tutuklanıp Sultanahmet zindanına getirilmişti. .
ben ise Mart ayında gözaltın alınmııştım. İstanbulda uzun işkence seansları ve değişik bölgelerde işkenceli dolaştırmaların ardından 1981 yılının Temmuz ayında tutuklanarak Sultanahmet zindanına getirildim. Bir süre sonra blok değişimi gündeme gelince TKP/ML Hareketi davasında tutsak olan bizler, TKP/ML-Partizancıların kalmış olduğu bloka geçtik.
İşte Hasan Bayrakla iki yılı geçkin bir zamanın ardından 3.blokun daracık havalandırmasında yürümede zorlanan ama neşesi yerinde gülen kahkalarıyla yeniden karşılaştık. Hasanla göz göze geldik, O koşmak istedi ama ayağı buna izin vermedi, ben yanına gittim sarılarak hasret giderdik. Hasan bana nasıl yakalandığını ve kendisine yapılan işkenceleri yeniden yaşarcasına anlattı, İbrahim Kaypakkaya yoldaşın direnişini hep kendine örnek aldığını söyleyerek, işkenceleri inlerinden yenmenin gururunu yaşıyordu .Partizanın önderliği 12 eylül işkencehanelerde ağırlıklı olarak olumsuz tutum göstermişti. Bu durum Hasanı oldukça rahatsız ediyordu. İşin ilginç olanı Partizan örgütünde üst yönetici kadrolarda çözülme oranı daha yüksekken, alt kadrolarda direnme oranı daha olumluydu. Hasanda bu direnen az sayıdaki kadrolar arasında yer alıyordu.
Hasan işkencehaneler de olduğu gibi zindanlarda da devrimci direnişçi bir hatta yürüdü. Sonrasında 1984 yılında Sultanahmet cezaevi boşaltıldı. Hasanla bu yıldan sonra bağlantımız kesildi.
Neki Hasan'la 2000'li yıllarda Avcılar Eğitim-sende bir toplantıda yeniden karşılaştık. Oldukça sevindik ve toplantının ardından, bir yoldaşın işyerine gidip geç saate kadar sohbet ettik. Hasan devrimci özelliklerini koruyor ve asla inancından bir geriye düşüş söz konusu olmamıştı. Evlenmişti ama Partizan örgütüyle yollarını ayırmış,Kürt özgürlük hareketine yakın durun bir çizgiye evrilmişti Partizan örgütünün yönetici ve kadrolarına yönelik ciddi eleştiriler yapıyor ve bir yerde de oldukça kırılmış bir ruh hali içindeydi.
Aslında Hasan'ın kırgınlığı haklıydı.
Hasan işkencede sakat kaldığı halde sahip çıkılmamış ve oldukça zor süreç yaşamıştı. Hasan gibi herşeyini devrim ve sosyalizm savaşımına adamış bir çok devrimciye ve ailelerine yeterince duyarlı davranılmaması, bir çok devrime ve sosyalizme bağlı emektar devrimci ve ailesinin devrimci hareketten kopuşunu koşullamış ve buda emekçilere iyi bir örnek olarak dönememiştir.
Hasan'ın ağır işkenceler nedeniyle erkence kaybettik Ama faşizme ve sermayeye karşı direngen militanlığı ve uzlaşmaz devrimci duruşuyla Hasan Bayrak daima devrimci kavgamızda yaşayacaktır.
Hasan Bayrak Ölümsüzdür..!

Halkın Birliği Okuru S.Gür