AKP’nin bir ‘Pazar akşamı şoku’yla
yürürlüğe koyduğu Bakanlar Kurulu kararıyla birlikte, Türkiye’nin en büyük kamu
iştirakleri her türlü denetimden uzak bir biçimde tek bir idare altında
birleştirildi.
Bakanlar kurulu kararına göre Ziraat
Bankası, BOTAŞ, PTT, TÜRKSAT, ETİ Maden,THY, Halkbankası, Çaykur, BİST Varlık
Fonu’na devredildi.
Hatırlanacağı üzere Türkiye Varlık Fonu
Kurulması ile ilgili Kanun Teklifi, 19 Ağustos 2016 tarihinde TBMM Genel
Kurulunda kabul edilerek, yasalaşmıştı.
Kanuna göre Başbakanlığa bağlı, ana
faaliyet konusu fonların kurulması ve yönetimi olan, sermaye piyasalarında araç
çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan
varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük
ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt
fonları kurmak ve yönetmek üzere Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi
kurulması planlanıyor.
15 Temmuz darbe girişiminin sıcağındaki
politik gündem altında medyada gerektiği kadar yer bulamayan “Türkiye Varlık
Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun” adı altında çok önemli bir ‘torba yasa tasarısı’
Meclis’ten geçirilmişti.
Türkiye tarihinin şimdiye kadarki en geniş
imtiyazlara sahip olan bu ‘şirketler topluluğu’ ile tüm vergilerden muaf, 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu’na ve Kamu İhale Kanunu’na tabi olmayan, her
türlü dış denetimden uzak ve doğrudan siyasi iktidarın kontrolü altında bir
yapı oluşturuldu.
“Öyle şirket düşünün ki…
Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker‘in Varlık
Fonu henüz kurulma aşamasındayken köşesinde kaleme aldığı yazı ise Fon’un hangi
ihtiyaçlara cevaben kurulduğunu açıklar nitelikte:
“Öyle şirket düşünün ki, özel hukuk
hükümlerine tabi ama Başbakanlık’a bağlı.
Kurulur kurulmaz Ticaret Sicili’ne
tescil edilmiş sayılacak.
Ama Kurumlar Vergisi’ne tabii değil.
Tahvil ihraç edecek, repo – ters repo
yapacak, gayrimenkul sertifikaları çıkaracak, yabancı şirketlerin yatırımlarına
ortak olacak.
Ama Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi
değil.
Her düzeyde yüzlerce çalışan istihdam
edecek.
Ama Devlet Memurları Kanunu’na tabi
değil.
Onlarca ihale açacak, milyonluk alımlar
yapacak.
Ama ihale mevzuatına tabi değil.
Otoyol, Kanal İstanbul, 3. köprü, 3.
havalimanı, Akkuyu Nükleer Santralına finansman sağlayacak.
Ama Sayıştay denetimine tabi değil.
Meseleyi biraz daha açmak adına bir
ayrıntı paylaşalım: Kanun teklifinin 8. maddesinin gerekçesinde, bu Fonun hangi
yasalara tabi OLMAYACAĞI listelenmiş. Bir A4 sayfasına yakın bu listede ben 18
kanun ve KHK saydım.”