Kamudaki muhalif emekçilere yönelik
tasfiye ve görevden almaları protesto etmek amacıyla günlerdir Ankara’ya 3
koldan yürüyen ve Mithatpaşa K
öprüsü kavşağında toplanan emekçiler, Sakarya
Caddesine geçerek burada basın açıklaması gerçekleştirdi. KESK’e bağlı
sendikalar ile birçok siyasi parti, örgüt ve milletvekillerinin destek verdiği
basın açıklaması “işimize geleceğimize sahip çıkıyoruz” sloganıyla gerçekleştirilirken,
emekçiler sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, OHAL’e hayır demokrasi hemen” ve
“Zafer direnen emekçilerin olacak” sloganlarını attı.
Birçok muhalif kesiminden destek alan ve
miting havasında geçen basın açıklamasına, Barış İçim Akademisyenler (BAK) ve
HDP ile CHP’li vekiller ve Devrimci örgütler de destek verdi. Açıklama öncesi
barış imzacısı olduğu için görevinden uzaklaştırılan Adnan Menderes
Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Şükrü Boylu, insani bir görev olarak barış
bildirisine imza attıklarını, yükselen savaşın bugün tüm ülkeyi kavurduğu
belirtti. Toplumun sorunlarında bağımsız hareket edemeyeceklerini belirten
Boylu, işten atılmaları döneminde kendilerine destek veren KESK’e
teşekkürlerini sundu. KESK eyleminin demokrasi için önemli olduğuna vurgu yapan
Boylu, her tür hak mücadelesinin yanında olacaklarını söyledi.
Ardından KESK Eş Başkanı Şaziye Köse
konuştu. Köse, Türkiye’deki tüm mitinglerin “saldırı olabilir, çok sayıda ihbar
var” gerekçesiyle yasaklandığını ve yaptırılmadığını belirterek devletin
güvenlik politikasının mitingleri yasaklamak olmadığını, gelen ihbarlar
çerçevesindeki tehdidin önlenmesi gerektiğini hatırlattı.
Köse, iş güvenceleri ve kazanılmış bütün
haklarının kanun tanımaz bir keyfiyetçilikle ortadan kaldırıldığını belirterek,
KESK olarak her koşulda keyfiyetçilik ve sınır tanımaz hukuksuzluğa karşı
mücadele edeceklerini söyledi. Köse kamudaki diğer konfederasyonları da ortak
mücadeleye çağırarak şunları kaydetti: “İnsanların çalışma, iş haklarını,
diploma haklarını sahip oldukları güvenceleri bir çırpıda yok sayamazsınınız.
Bu keyfiliği kimse size bahşedemez. Bu haklar sizin insafınıza ve takdirinize
bağlı değildir, bunlar haktır. Kazanılmış haklarımızla keyfi bir şekilde
oynamayın, buna izin vermeyeceğiz.”
Darbenin panzehiri radikal demokrasi
“Darbelerin panzeri köklü ve demokratik
bir radikalleşmedir. Hükümet saray ve AKP hakiki çağrıya uymak yerine tam tersi
doğrultu ile darbeye darbe ile karşılık vermiştir” diyen Köse, OHAL ve KHK’lar
ile kamunun ve kamu emekçilerini ihraç ve açığa alınmalarının kıyım düzeyine
ulaştığını söyledi. Köse, OHAL’in bir yıla çıkarılacağına ilişkin
değerlendirmeleri de “Bu aslında karşı darbe ile totaliter ve kurumsallaşmış
bir rejim haline gelmektir” şeklinde eleştirdi.
Köse’nin açıklamalarından satır başları
şöyle:
“Yüz binin üstünde insanın işinden
edilmesi ve bunun nerdeyse günlük listelerle yapılması, kokteyl suçlamalar,
yeni torba davalar icat edilmesi sendikal eylem ve faaliyetlerimizin suç
sayılması, idari kararlarla cezalandırılması. Tüm bu olanlar aslında darbe
girişimin aydınlatılması anlamına gelmemektedir, tam tersine darbe girişiminin
karartılmasıdır. Kamu emekçilerinin bu karartılmanın mazereti haline
getirilmesidir diyoruz. Buna izin vermeyeceğiz. Siz darbeyi mi aydınlatmak
istiyorsunuz? Madem aydınlatamıyorsunuz o zaman biz size 15 Temmuz ile ilgili
gerçekleri ve soruları sormaya devam edeceğiz.
Darbe başarılı olsaydı başbakan,
cumhurbaşkanı kim olacaktı? Bakanlar kurulu kimlerden oluşacaktı? Belli başlı
büyükşehir belediye başkanlıklarına kimler atanacaktı? Derhal açıklayın. Çünkü
bu bilgiler sizde var. Darbe girişimi saray ve hükümet ile ordu kademesinden
bazı kesimlerce önceden görülüp manipüle edilmiş midir?
Gerçekleri açığa çıkaracağınıza kamu
emekçilerinin ensesinden boza pişiremezsiniz. Geri adım atın, ensemizden size
boza pişirtmeyiz.
OHAL rejimi kuvvetler ayrılığının köküne
kibrit suyu dökmekte. Buradan parlamentoyu ve sendikal konfederasyonu
uyarıyoruz, durum son derece ciddidir, ciddi bir refleks gerekmektedir. Ülkemiz
tarihinde görülmemiş bir hukuksuzluğa, keyifliliğe ve normsuzluğa kurban
edilemez. Totaliter ve faşizan yönelişlerin tarihte de örneği görüldüğü gibi
ilk kurbanı emek hareketi olmuştur. Şimdi de bu durumu yaşamaktayız. Demokrasi
varsa emek hareketi vardır yahut emek hareketi, demokrasinin sınırlarını
genişlettiği ölçüde kendi alanını genişletebilir.
Bu yüzden biz KESK olarak bu gidişe
sesli ve eylemli olarak dur diyoruz. Derhal uluslar arası şartlara ve İLO
şartlarına geri dönün ve imza attığınız bu sözleşmelere uyun.
Hukuksuzluklarınızdan vazgeçin, sendikal eylemlerinden dolayı açığa açınan
arkadaşlarımızı idari soruşturma ve kovuşturmalarla açıkta tutamaz ve
cezalandıramazsınız. Derhal görevlerine iadelerini gerçekleştirin. Sendikal
eylemler haktır, sendikal mücadelenin ayrılmaz parçasıdır. Ne yaparsanız yapın
bizi mücadeleden geri adım attıramazsınız.”
HDP ve CHP’li vekillerin de kısa
açıklamalarla destek verdiği basın açıklaması, 10 dakikalık oturma eylemi ile
şarkı ve türkülerin eşliğinde son buldu.
İSTANBUL
KESK İstanbul Şubeler Platformu üyeleri
de, Ankara mitinginin yasaklanmasını Galatasaray Lisesi önünde yaptıkları basın
açıklamasıyla protesto etti.
“Anayasal hak olan emekçilerin
demokratik tepkisini gösterdiği mitingler yasaklanamaz” yazılı pankartın açıldığı
eylemde, “Her yer Ankara, her yer direniş”, “Baskılar bizi yıldıramaz”
sloganları atıldı. Açıklama yapan Eğitim Sen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı
Hüseyin Özev, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kamuda ihraçların KESK’e
yönelmiş olduğunu söyledi. 3 milyon kamu emekçisinin Ankara mitingini
beklediğini dile getiren Özev, “Hükümetin darbe ile mücadele bahanesiyle
ortadan kaldırdığı iş güvencesini beraber savunalım” dedi. Eylem, sloganlarla
sona erdi.
DİYARBAKIR
Ankara Valiliği’nin yasağına bir tepki
de Amed (Diyarbakır) Emek ve Demokrasi Platformu’ndan geldi. SES Amed Şube
binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan platformun eşsözcüsü Büşra
Cizrelioğlu, emekçilere yönelik saldırının tek merkezden yönlendirildiğini
söyledi. KESK mitinginin yasaklanmasını şiddetle kınayan Cizrelioğlu, “AKP
özellikle son bir yıldır neredeyse her etkinliğimizi güvenlik gerekçesiyle
yasaklamaktadır. Güvenlik gerekçesinin bir inandırıcılığı, karşılığı ve
gerçekliği bizim nezdimizde yoktur. Tek gerçeklik ortada bir AKP darbesi
vardır. Temel hak ve özgürlüklerin kullanımı yasaklanmıştır. Mitingimizin
yasaklanmasını şiddetle kınıyor, protesto ediyoruz” diye konuştu. Cizrelioğlu,
bedeli ne olursa olsun ihraçlara karşı çıkmaya ve arkadaşlarının dönmesi,
OHAL’in kaldırılması ve KHK’lerin geri çekilmesi için mücadelelerine devam
edeceklerini kaydetti.
VAN
Van KESK Şubeler Platformu, mitingin
yasaklanmasını Feqiyê Teyran Parkı’nda protesto etti. Çok sayıda emekçinin
katıldığı eyleme, caddeden geçen yurttaşlar da destek verdi. “Baskı, sürgün,
işten atma politikalarınıza boyun eğmeyeceğiz” pankartın açıldığı eylemde
konuşan KESK Van Dönem Sözcüsü Şükrü Kaçıcı, sendikal faaliyetlerin darbe
girişimi sonrası etkisiz kıldırılmaya çalıştığına dikkat çekti. Kaçıcı, OHAL’in
kaldırılmasını, KHK’lerin geri çekilmesini, ihraç edilen ve açığa alınan kamu
emekçilerinin görevlerine iade edilmesini, iş güvencesini ortadan kaldırmayı
hedefleyen düzenlemelerin geri çekilmesini talep ederek, mücadelelerinin
kararlıkla sürdüreceklerini vurguladı. Eylem atılan sloganlarla sona erdi.
BİTLİS
Bitlis’de de KESK Bedlîs Şubeler
platformu, KESK binasında düzenledikleri basın toplantısıyla valiliğin kararını
protesto etti. Çok sayıda emekçinin katıldığı toplantıda konuşan KESK Bitlis
Dönem Sözcüsü İsmet Saz, bedeli ne olursa olsun OHAL’in kaldırılması, açığa
alınmaların durması ve görevden alınan kamu emekçilerinin görevlerine tekrar
iade edilmesi için mücadelelerini sürdürecekleri söyledi.
URFA
KESK Urfa Şubeler Platformu, Ahmet
Bahçıvan İş Merkezi önünde toplanarak, yasaklama kararını protesto etti.
KESK’liler “On binler değil milyonlarız! Korkmuyoruz, susmuyoruz! Emek ve
demokrasi mücadelemizden vazgeçmiyoruz!” pankartı açan emekçiler adına konuşan
KESK Urfa Dönem Sözcüsü Dilek Çakırtaş, “Bilimsel, demokratik, laik ve anadilde
eğitim, parasız, ulaşılabilinir, nitelikli kamusal hizmet mücadelemizi daha
yükselteceğiz” dedi.
ANTEP
KESK Antep Şubeler Platformu, da Eğitim
Sen binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya birçok kamu emekçisinin
yanı sıra STK ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri de katıldı.
Açıklamanın yapıldığı salona ” Ne OHAL ne darbe demokratik Türkiye”,
“Öğretmenime dokunma” pankartları asıldı. Toplantıda konuşan KESK Antep Şubeler
Platformu Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, mitingin yasaklanmasını kınayarak,
“Güvenlik gerekçesinin bir inandırıcılığı, karşılığı ve gerçekliği bizim
nezdimizde yoktur. Tek gerçeklik ortada bir AKP darbesi vardır ve temel hak ve
özgürlüklerin kullanımı yasaklanmıştır”
ADANA
KESK Adana Şubeler Platformu, KESK
mitinginin güvenlik gerekçesiyle yasaklanmasını protesto etmek amacıyla Atatürk
Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. “OHAL’de işimiz ve geleceğimiz için
direniyoruz” pankartının açıldığı açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. KESK
Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Haber Sen Adana Şube Sekreteri Selman
Gül, “Ülkemizde huzurun tesisi için OHAL’e son vermeye. Açığa aldığı işten
attığı kamu emekçilerini işlerine iade etmeye çağırıyoruz. Aksi takdirde de bu
daha başlangıç, eylemlerimiz artarak ve değişerek devam edecek diyoruz” dedi.
İSKENDERUN
KESK öncülüğünde İskenderun’da Eski Bit
Pazarı Meydanı’nda bir araya gelerek “Öğretmenime dokunma” pankartı açan eğitim
emekçileri, “Direne direne kazanacağız” sloganı attı. Eğitim Sen adına açıklama
yapan Şube Başkanı Mustafa Ünsal, “İş güvencesi ve sendikalaşma hakkımızın
elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
ANTALYA
KESK Antalya Şubeler Platformu ise,
Attalos Heykeli Meydanı’nda yaptığı açıklamada, “İşimiz geleceğimiz için
direniyoruz. Baskılar bizi yıldıramaz” pankartının açıldı. Eylemde konuşan KESK
Dönem sözcüsü Mustafa Ayar, Amed başta olmak üzere bir çok kentte onlarca
sendika üyesinin gözaltına alındığını hatırlatarak kamu emekçilerinin
performans sistemi ve sözlü sınavlarla da “Kapı kullarına” dönüştürmeyi
hedefleyen girişimlere dikkat çekti.
MERSİN
KESK Mersin Şubeler Platformu da, Özgür
Çocuk Parkı’nda yaptığı basın açıklaması ile protesto etti. “İnadına barış,
inadına demokrasi” pankartının açıldığı eylemde sık sık ” Faşizme karşı omuz
omuza” ve ” Kurtuluş yok ya hep beraber ya hiç biriz” sloganları atıldı.
Açıklamayı yapan KESK Mersin Şubesi Dönem Sözcüsü Yusuf Kaya, tam bir yıldır
AKP hükümetinin tüm etkinlikleri yasakladığını dile getirerek, bedeli ne olursa
olsun demokrasi için barış için haklı ve meşru mücadelelerine devam
edeceklerini söyledi. Açıklama bir dakikalık alkış protestosu ile son buldu.
ELAĞIZ
KESK üyeleri tarafından Elazığ Hozat
Garajı Meydanı’nda yapılan basın açıklamasına ise HDP, DBP, Eğitim Sen ve İHD
üyeleri de katıldı. “Direne direne kazanacağız”, “Barışı istemek suç değildir”,
“İşime, geleceğime dokunma” sloganları atıldığı eylemde konuşan Eğitim Sen Şube
Başkanı Fuat Koç, “Emekçilere, işçilere, toplumsal muhalefete her türlü baskı
aracıyla zulüm yapmayı darbe girişimi ile gizlemek istiyorlar. Ama algı
operasyonları artık bir işe yaramıyor” diyerek baskılara karşı mücadelenin
önemi üzerinde durdu.
KOCAELİ
Kocaeli’de ise KESK Şubeler Platformu
üyeleri Ankara mitinginin yasaklanmasını Eğitim Sen Şube binasında yaptıkları
basın toplantısıyla protesto etti. Burada konuşan KESK Kocaeli Şubeler
Platformu Sözcüsü Murat Harata, AKP iktidarının devletin tüm olanaklarını ve
baskı araçlarını kullanarak halkı OHAL’e alıştırmaya çalıştığını söyledi.
Ankara’da yapılmak istenen mitingin güvenlik gerekçesi ile yasaklanmasının
inandırıcı olmadığını belirten Harata, “Tek gerçeklik ortada bir AKP darbesi
vardır, temel hak ve özgürlüklerin kullanımı yasaklanmıştır” dedi. Harata son
olarak bedeli ne olursa olsun mücadele etmeye ve KHK’ler ile ellerinden alınan
haklarını geri alacaklarını belirtti.