18 Aralık 2016 Pazar

Cezaevlerinde hijyen sorunu üst seviyede, salgın hastalık riski var..!

15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturmalar kapsamında yaşanan tutuklamalarla beraber cezaevleri kapasitelerinin üzerine çıktı.
Burcu Karakaş'ın Diken'de yer alan haberine göre, İnsan hakları aktivistleri, artan sayıyla beraber hijyen sorunlarının ciddi boyutlara ulaştığına ve bu durumun salgın hastalık riski oluşturduğuna dikkat çekiyor.
"ÜÇ KİŞİLİK F TİPİNDE 6 KİŞİ KALIYOR"
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CİSST) Berivan Korkut, koğuşlardaki kalabalığın sağlık sorunlarını tetikleyebileceği konusunda endişeli: “Şu an eski sayıya yeni tutukluluları da ekleyerek mahpus sayısının 200 binin üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. Cezaevlerinden aldığımız bilgi, doluluğun çok fazla olduğu yönünde. Bazı başvurularda 12 kişilik koğuşlarda 28, üç kişilik F tiplerinde ise altı kişinin kaldığını ifade ediliyor.
Kış koşulları ile birlikte daha zorlu bir sürece girildi. Bolu’da soğukta yerlerde uyumak zorunda kalan mahpuslar var. Mektuplarda, koğuşların aşırı kalabalık olduğu, nöbetleşe uyudukları, yerlere yatak atıldığı, artan sayıya rağmen dolap sayısının aynı kaldığı dile getiriliyor. Kişi başına düşen temiz hava oranının azaldığını, fiziksel ve ruhsal kişisel alanların tamamen ortadan kaldırıldığını söyleyebiliriz. Cezaevlerinde hijyen konusunda zaten ciddi sorun vardı, bir de üzerine insan sayısının artmasıyla hijyen sorunu üst seviyeye çıktı. Bu durum, salgın hastalık riskini de beraberinde getiriyor.”
"HASTANEYE SEVKLER NEREDEYSE DURDU"
Berivan Korkut, mahkumların eğitim ve sağlık haklarından yoksun bırakıldığını savunarak, sözlerine şöyle devam etti: “Adli mahpuslar arasında intihar eden, açlık grevine giren insanlar var. Mevcut durumun insan psikolojisi üzerindeki yansımalarını görebiliyoruz. Ortak kullanım alanları da ortadan kaldırılmış durumda. Kurs ve aktivitelerde sorunlar yaşanıyor. Cezaevleri kapasitelerinin üzerine çıkıyor ama gardiyan ya da doktor sayısında artış yok. Orada çalışan personelin de iş yükü artıyor. Kapasitenin artmasıyla insanların doktora çıkması ve sevk edilmesi neredeyse durmuş vaziyette. Sevk konusunda ciddi şikayetler alıyoruz, doluluk oraya da yansıyor. Terörle mücadele kanunu kapsamında içeride bulunan mahpusların eğitim hakları ellerinden alındı, bu da ciddi sorunlardan bir diğeri. Mektuplarda da sorun yaşıyoruz. Bazılarının verilmediğini duyuyoruz. Disiplin suçlarında da patlama var. Ayrıca, dilekçelerin işleme koyulmadığını ifade edenlerde de artış var.”
"AYLARDIR RADYOTERAPİ İÇİN BEKLEYEN VAR"
İnsan Hakları Derneği (İHD) Cezaevi Komisyonu üyesi avukat Gülizar Tuncer de F tipi cezaevlerindeki duruma dikkati çekiyor.
Tuncer, bazı hasta mahkumların tedavilerine devam edemediğini belirtiyor: “Tekirdağ ve Edirne F tipi cezaevlerinde 2-3 kişilik hücrelerde 5 kişi kalınıyor. Bazı 10 kişilik koğuşlarda 30 kişi kalıyor. İnsanlar yerlerde ya da ranzalarda nöbetleşe yatıyorlar. Hijyen durumu çok kötü. O kalabalıkta aynı havayı soluyorlar. Hasta mahpuslar hastaneye götürülmüyor. Örneğin Edirne’de bir kanser hastası aylardır radyoterapi için bekletiliyor. Öte yandan, savunma hakkı ortadan kaldırılmış durumda. Görüşmeler kameraya ve dinlemeye alınıyor. Konuşurken müdahalede bulunabiliyorlar. Savunma hakkı, adil yargılanma hakkı ortadan kalkmış durumda. Bu duruma tutuklama bile diyemeyiz.”
"KİM NEREYE GÖTÜRÜLÜYOR, ÖĞRENEMİYORYUZ"
Avukat Tuncer, başka cezaevlerine gönderilen mahkumların sayısında da artış yaşandığını, bu kişilerin ailelerin yakınlarının bilgi almakta zorlandığını ifade ediyor: “Ring araçlarında insanlar saldırıya uğruyor. Kadınlar çıplak arama sırasında tacize uğruyor. Cezaevlerine giriş çıkış problemli, bu da bir cezalandırmaya dönüşmüş durumda. Bazı cezaevlerinde kitap sınırlaması var. Mektuplar karalanıyor, kesiliyor. Yetki belgelerine bile el konuluyor. Mahkumların sohbet hakları da kısıtlı. OHAL nedeniyle arkadaş ziyareti de ortadan kalktı. Bir de sürekli yer değiştirme hali var. Aileler bizi, cezaevi idaresinin arayarak yakınlarının nereye götürüldüğünü öğrenmeye çalışıyor. Kim nereye götürülüyor, bunu öğrenemiyoruz.”
"ŞİDDETTEN BAYILDILAR"
Son dönemde CİSST’e yapılan bazı başvurularda yer alan şikayetler şöyle:
* Bolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu: Mahkumların koğuşta bulundurabilecekleri kitap sayısının beşe düşürüldüğü, diğer kitapların depoya kaldırıldığı, ortak kullanım alanlarını kullanmalarının kısıtlandığı, oda değiştirme taleplerinin karşılanmadığı, oda aramalarında eşyalarının bilinçli olarak dağıtıldığı, bazı mahkumların yerde yattığı belirtildi.
* Manisa T Tipi Ceza İnfaz Kurumu: Mahkumların kötü muameleye maruz kaldığı, durumlarını çeşitli kurumlara aktarmak için yazdıkları birçok mektuba el konulduğu, darp sebebiyle hala ciddi sağlık problemleri yaşayanlar olduğu ifade edildi.
* Ödemiş T Tipi Ceza İnfaz Kurumu: Mahkumların istemleri dışında Ödemiş T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edildikleri, cezaevi girişinde küfürlerle birlikte çıplak arama dayatıldığı, bazı mahkumların yoğun şiddetten ötürü bayıldıkları ve baygın halde yerlerde sürüklendikleri iddia edildi.