18 Aralık 2016 Pazar

'Esat Oktay zihniyeti devrede'..!

12 Eylülün simgelerinden olan Diyarbakır 5 No’lu Cezaevinin müzeye çevrilmesi için oluşturulan 5 No’lu Cezaevi Koordinasyon Merkezinin Sümer Park’ta bulunan yeri, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneğine tahsis edildi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine kayyım atanan Cumali Atilla’nın koordinasyon merkezini kapatmaya dönük aldığı karar tepkilere neden oldu.
12 Eylül döneminde akla ilk gelen yerlerden biri olan Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi vahşi işkencelerin merkezi olarak biliniyor. Çok sayıda tutuklunun hayatını kaybettiği cezaevinde yaşananlar tarihe kara bir leke olarak geçerken, cezaevinin müze olması için çalışmalar yürütülüyordu. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl kurulan 5 No’lu Cezaevi Koordinasyon Merkezinin kapatılması, 12 Eylül döneminde cezaevinde görev yapan ve adı işkenceyle anılan Esat Oktay Yıldıran’ın zihniyetinin devrede olduğu yorumlarını beraberinde getirdi. Bu çalışmalar kapsamında kurulan Tutuklu Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak 5 No’lu Cezaevinde uygulanan işkenceye maruz kalan kişilerden biri yine aynı şekilde tutuklu Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk de o dönem Diyarbakır cezaevinde aynı işkencelere maruz kalmıştı.
‘ACILAR KARŞI KARŞIYA GETİRİLİYOR’
Sümerpark’ta bulunan koordinasyon merkezinin çalışmalarını yürüten Sultan Şafak belediyeye kayyım atanmasıyla beraber işten çıkarılmış. Kararı 7 Aralık’ta öğrendiğini aktaran Şafak, “O alanın sorumluluğu bende olduğu için ilkin beni aradılar. Orası belediyeye ait bir birimken bir sivil toplum örgütüne verildi ve bu hiç kimsenin haberi olmadan yapıldı. Üstelik psikolojik bir durum da yaratıyorlar. Merkezi Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneğine vererek acıları karşı karşıya getiriyorlar. İktidar tarafından hep kullanılan ‘İdeolojik yaklaşıyorsunuz’ söylemi aslında kendilerinin bu şekilde davrandığının bariz göstergesi” diye konuştu. Diyarbakır 5 No’lu Cezaevinin yüzleşme ve vicdan mekanı olduğunu belirten Şafak, “Bu sadece bizim ifade ettiğimiz bir şey değil, bütün tarafların dile getirdiği bir şey. Diyarbakır Cezaevinin insan hakları müzesine dönüştürülmesi Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun çözümünün anahtarı da olabilir. Cezaevinin İnsan Hakları Müzesi olmasına yönelik açıklamalar ve çabalar varken bunun tersi bir uygulama ile karşılaşıyoruz” dedi. Koordinasyon Merkezinin yaptığı her çalışmanın kamuoyuna açık olduğunu ifade eden Şafak, şunları söyledi: “Burayı Diyarbakır’da bir çok araştırmacı ve sanatçı bir araya gelerek oluşturdu. Bu sadece bir büro meselesi değil çalışmaları başka mekan olmadan da yürütür. Ancak 2015’te açılan ve toplumsal barışa hizmet edebilecek bir çalışmaya bu kadar pervasızca yaklaşılması içinde bulunduğumuz süreç ve ilerisi için kaygı verici bir gösterge. Bundan öfkeden, birbirinden uzaklaşmaktan başka bir şey çıkmaz. Acıları birbiriyle bilemekle Türkiye’nin geleceğine kastediliyor.”
‘AKP’NİN KÜRT MESELESİNE YAKLAŞIMININ İFADESİDİR’
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise belediyelere kayyım atanmasının halkın iradesinin yok sayılması ve seçme hakkının ihlal edilmesi olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Atanmış kayyımın yakın tarihimizin ve insanlık tarihinin yüz karası olan Diyarbakır Cezaevindeki vahşeti araştıran, onunla yüzleşmeyi sağlayan ve o cezaevindeki yaşanmışlıkları geleceğe aktarmaya çalışan bir merkeze bu şekilde müdahale etmesi, kayyımın kişisel yaklaşımından çok AKP’nin demokrasiye ve Kürt meselesine yaklaşımıdır. Kürt meselesini 12 Eylül darbecilerinin mantığıyla yönetmeye çalıştığının ifadesidir. Bugün elindeki güçle bunu yapabilirler fakat tıpkı 12 Eylül darbecileri gibi tarih sayfasına büyük bir ayıpla yazılırlar.”
‘KAPATMAYLA HAFIZA SİLİNMEZ’
HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir de, 5 No’lu Cezaevi Koordinasyon Merkezinin 12 Eylül’de yaşanan insanlık dışı işkence ve ölümlerin hafıza merkezi olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Bu hafıza merkezini AKP’nin şu anki konseptine uygun olarak yok etmek istiyorlar. Her ne kadar AKP iktidara geldiği ilk yıllarda bu konularda yumuşak davranmış olsa da şu an AKP devletleşmiş durumda ve devlet Kürtlerin haklarını almasını hiçbir dönem kabul etmemiştir. Ne zaman sesini yükselttiyse devlet aygıtı tarafından bu ses kıstırılmıştır. Yaşadığımız saldırıları, sindirme, susturma siyasetinin bir parçası olarak görmek lazım. Atılan bu adımla da Kürtlerin hafıza oluşturması engellenmek isteniyor. Ama hiç kimse merak etmesin bu kapatmalarla bir yere varamazlar. Çünkü 5 No’lu Cezaevi Kürt halkının şu an geldiği noktanın başlangıcıdır. 5 No’lu cezaevi lekesi olduğu gibi durmaktadır. Biz bu lekeyi sürekli hatırlatacağız ve bununla yüzleşilmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Yasak ve kapatma gibi ucuz yöntemlerle bu leke tarihten silinmez. 12 Eylül ve 5 No’lu ile ne zaman yüzleşilirse bu leke ancak o zaman silinir.”
HDP SOYLU’YA KOORDİNASYON MERKEZİNİ SORDU
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Koordinasyon Merkezinin Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneğine vermesini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordu.
Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Koordinasyon Merkezinin faaliyetlerinin hangi nedenlerle durdurulduğunu Soylu’ya soran Başaran, koordinasyon faaliyetlerini durdurma kararının kimler ve hangi makamlar tarafından alındığını sordu. Koordinasyon merkezinin yerinin kimler ve hangi makamların kararı ile Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneğine verildiğini da Soran Başaran, “Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneğine neden başka bir mekan temin edilmemiştir? Bir hafıza merkezi olarak işlev gören Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Koordinasyon Merkezinin daha nitelikli şekilde çalışabilmesi için ne tür çalışmalar yapmaktasınız? Eğer çalışmalarınız yok ise, başlatmayı düşünmekte misiniz?”
Serpil BERK

Diyarbakır