12 Eylülün simgelerinden olan Diyarbakır
5 No’lu Cezaevinin müzeye çevrilmesi için oluşturulan 5 No’lu Cezaevi
Koordinasyon Merkezinin Sümer Park’ta bulunan yeri, Türkiye Harp Malulü Gaziler
Şehit Dul ve Yetimleri Derneğine tahsis edildi. Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesine kayyım atanan Cumali Atilla’nın koordinasyon merkezini kapatmaya
dönük aldığı karar tepkilere neden oldu.
12 Eylül döneminde akla ilk gelen yerlerden
biri olan Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi vahşi işkencelerin merkezi olarak
biliniyor. Çok sayıda tutuklunun hayatını kaybettiği cezaevinde yaşananlar
tarihe kara bir leke olarak geçerken, cezaevinin müze olması için çalışmalar
yürütülüyordu. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl kurulan 5 No’lu Cezaevi Koordinasyon
Merkezinin kapatılması, 12 Eylül döneminde cezaevinde görev yapan ve adı
işkenceyle anılan Esat Oktay Yıldıran’ın zihniyetinin devrede olduğu
yorumlarını beraberinde getirdi. Bu çalışmalar kapsamında kurulan Tutuklu
Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak 5 No’lu Cezaevinde uygulanan
işkenceye maruz kalan kişilerden biri yine aynı şekilde tutuklu Mardin
Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk de o dönem Diyarbakır cezaevinde aynı
işkencelere maruz kalmıştı.
‘ACILAR KARŞI KARŞIYA GETİRİLİYOR’
Sümerpark’ta bulunan koordinasyon
merkezinin çalışmalarını yürüten Sultan Şafak belediyeye kayyım atanmasıyla
beraber işten çıkarılmış. Kararı 7 Aralık’ta öğrendiğini aktaran Şafak, “O
alanın sorumluluğu bende olduğu için ilkin beni aradılar. Orası belediyeye ait
bir birimken bir sivil toplum örgütüne verildi ve bu hiç kimsenin haberi
olmadan yapıldı. Üstelik psikolojik bir durum da yaratıyorlar. Merkezi Harp
Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneğine vererek acıları karşı karşıya
getiriyorlar. İktidar tarafından hep kullanılan ‘İdeolojik yaklaşıyorsunuz’
söylemi aslında kendilerinin bu şekilde davrandığının bariz göstergesi” diye
konuştu. Diyarbakır 5 No’lu Cezaevinin yüzleşme ve vicdan mekanı olduğunu belirten
Şafak, “Bu sadece bizim ifade ettiğimiz bir şey değil, bütün tarafların dile
getirdiği bir şey. Diyarbakır Cezaevinin insan hakları müzesine dönüştürülmesi
Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun çözümünün anahtarı da olabilir.
Cezaevinin İnsan Hakları Müzesi olmasına yönelik açıklamalar ve çabalar varken
bunun tersi bir uygulama ile karşılaşıyoruz” dedi. Koordinasyon Merkezinin
yaptığı her çalışmanın kamuoyuna açık olduğunu ifade eden Şafak, şunları
söyledi: “Burayı Diyarbakır’da bir çok araştırmacı ve sanatçı bir araya gelerek
oluşturdu. Bu sadece bir büro meselesi değil çalışmaları başka mekan olmadan da
yürütür. Ancak 2015’te açılan ve toplumsal barışa hizmet edebilecek bir
çalışmaya bu kadar pervasızca yaklaşılması içinde bulunduğumuz süreç ve ilerisi
için kaygı verici bir gösterge. Bundan öfkeden, birbirinden uzaklaşmaktan başka
bir şey çıkmaz. Acıları birbiriyle bilemekle Türkiye’nin geleceğine
kastediliyor.”
‘AKP’NİN KÜRT MESELESİNE YAKLAŞIMININ
İFADESİDİR’
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin
Tanrıkulu ise belediyelere kayyım atanmasının halkın iradesinin yok sayılması
ve seçme hakkının ihlal edilmesi olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“Atanmış kayyımın yakın tarihimizin ve insanlık tarihinin yüz karası olan
Diyarbakır Cezaevindeki vahşeti araştıran, onunla yüzleşmeyi sağlayan ve o
cezaevindeki yaşanmışlıkları geleceğe aktarmaya çalışan bir merkeze bu şekilde
müdahale etmesi, kayyımın kişisel yaklaşımından çok AKP’nin demokrasiye ve Kürt
meselesine yaklaşımıdır. Kürt meselesini 12 Eylül darbecilerinin mantığıyla
yönetmeye çalıştığının ifadesidir. Bugün elindeki güçle bunu yapabilirler fakat
tıpkı 12 Eylül darbecileri gibi tarih sayfasına büyük bir ayıpla yazılırlar.”
‘KAPATMAYLA HAFIZA SİLİNMEZ’
HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir de,
5 No’lu Cezaevi Koordinasyon Merkezinin 12 Eylül’de yaşanan insanlık dışı
işkence ve ölümlerin hafıza merkezi olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Bu
hafıza merkezini AKP’nin şu anki konseptine uygun olarak yok etmek istiyorlar.
Her ne kadar AKP iktidara geldiği ilk yıllarda bu konularda yumuşak davranmış
olsa da şu an AKP devletleşmiş durumda ve devlet Kürtlerin haklarını almasını
hiçbir dönem kabul etmemiştir. Ne zaman sesini yükselttiyse devlet aygıtı
tarafından bu ses kıstırılmıştır. Yaşadığımız saldırıları, sindirme, susturma
siyasetinin bir parçası olarak görmek lazım. Atılan bu adımla da Kürtlerin
hafıza oluşturması engellenmek isteniyor. Ama hiç kimse merak etmesin bu
kapatmalarla bir yere varamazlar. Çünkü 5 No’lu Cezaevi Kürt halkının şu an geldiği
noktanın başlangıcıdır. 5 No’lu cezaevi lekesi olduğu gibi durmaktadır. Biz bu
lekeyi sürekli hatırlatacağız ve bununla yüzleşilmesi için ne gerekiyorsa
yapacağız. Yasak ve kapatma gibi ucuz yöntemlerle bu leke tarihten silinmez. 12
Eylül ve 5 No’lu ile ne zaman yüzleşilirse bu leke ancak o zaman silinir.”
HDP SOYLU’YA KOORDİNASYON MERKEZİNİ
SORDU
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar
Başaran, Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Koordinasyon Merkezinin Türkiye Harp Malulü
Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneğine vermesini İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu’ya sordu.
Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Koordinasyon
Merkezinin faaliyetlerinin hangi nedenlerle durdurulduğunu Soylu’ya soran
Başaran, koordinasyon faaliyetlerini durdurma kararının kimler ve hangi
makamlar tarafından alındığını sordu. Koordinasyon merkezinin yerinin kimler ve
hangi makamların kararı ile Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler
Derneğine verildiğini da Soran Başaran, “Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul
ve Yetimler Derneğine neden başka bir mekan temin edilmemiştir? Bir hafıza
merkezi olarak işlev gören Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Koordinasyon Merkezinin
daha nitelikli şekilde çalışabilmesi için ne tür çalışmalar yapmaktasınız? Eğer
çalışmalarınız yok ise, başlatmayı düşünmekte misiniz?”
Serpil BERK
Diyarbakır